Gündem

Prof. Dr. Naci Görür, Marmara ve Erzincan’ın doğusundaki Yedisu Fayı'na işaret etti: Endişemiz var, 7 büyüklüğünde bir deprem olasılığı fazla

24 Aralık 2020 08:04

Jeolog Prof. Dr. Naci Görür, 1999 depremi sonrası Marmara’nın altındaki yer kabuğunda çok fazla enerji biriktiğini belirterek, bölgede 30 sene içerisinde deprem olma olasılığını yüzde 64 olarak açıkladı. Görür, olası bir depremde iki fay hattının birden kırılması halinde, İstanbul'da 7.6 büyüklüğünde bir depremin olabileceğini söyledi.

Diğer hassasiyetle baktığı konun da Erzincan ile Erzincan’ın doğusunda olan Yedisu Fayı olduğuna dikkati çeken Görür, "Biz yer bilimciler olarak endişemiz var. Ama ben özelde bu bölgeyi kritik görüyorum. Yakın bir gelecekte burada da en az 7 büyüklüğünde bir deprem olma olasılığı fazladır.

Gazeteci Kenan Taş’ın Yotube kanalına konuk olan Jeolog Prof. Dr. Naci Görür olası Marmara depremi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Görür şunları kaydetti:

"Türkiye’de her an başka yerlerde deprem olabilir ama özellikle benim iki bölge üzerinde bir hassasiyetim var. Bunlardan biri İstanbul. İstanbul’un bir aciliyeti var. Bunun da nedeni 1999 depremleri. Bu depremler Marmara’nın altındaki kabuğa o kabuğun daha fazla taşıyamayacağı bir stres yükledi. Normalde 200-250 senede birikeceği enerjiyi 45-50 saniyede  Marmara’nın altındaki kabuğa bunu enjekte etti. Dolayısıyla bu kabuk artık daha fazla dayanacak durumda değil. Zaten bunun da hesapları yapıldı. 1999 yılından itibaren her an olmak kaydıyla, 30 sene içerisinde deprem olma olasılığı yüzde 64 olarak belirlendi.

Bu çok yüksek bir yüzde. Dolayısıyla Marmara’da deprem bir anlamda eli kulağında. Tabi bu 30 sene denildiği zaman bunun hassasiyetine baktığımız zaman 10-15 sene ileri ve geri olabilir. Dolayısıyla bunlar jeolojik ölçekte çok küçük zaman aralıklarıdır."

“İstanbul’da en az 7.2 büyüklüğünde bir deprem bekleniyor”

İstanbul’da en az 7.2 büyüklüğünde bir deprem beklendiğini belirten Görür, Silivri ve Adalar bölgesindeki fay kollarından da bahsetti. Görür, şöyle konuştu:

"İstanbul gerçekten böyle büyük bir deprem bekliyor. İstanbul’u en az 7.2 bekliyor. Bütün çalışmalar bunu gösteriyor. Yapılan çalışmalarda 1999-2014 seneleri arasında iki fay özellikle Marmara’nın altında kilitlenmiş vaziyette. Yani enerji biriktiriyor. Buralarda önemli ölçüde deprem meydana gelmiyor, stres birikiyor.

Biriken stres, oradaki kayaların dayanma gücünü yendiği an deprem olacak demektir. Bu faylardan biri Yeşilköy açıklarıyla Silivri açıkları arasında yaklaşık 65 kilometre uzunluğunda olan Kumburgaz fay kolu. Bu fay kırılırsa minimum 7.2 deprem üretecektir. Diğeri ise Adalar’ın güneyinde olan Adalar fayı; yaklaşık 45 kilometre uzunluğundadır. Bu da kırılırsa, en fazla 7 büyüklüğünde deprem üretecektir."

“İki fay aynı anda kırılırsa felaket olur”

Silivri ve Adalar bölgesindeki fay kollarının aynı anda kırılma olasılığını da anlatan Görür, bu durumda ise depremin büyüklüğünün 7.6’yı bulabileceğini vurguladı. 7.6 şiddetindeki depremin İstanbul için felaket olacağını söyleyen Görür, “İkisinin birden kırılma olasılığı da vardır. İkisi birden aynı anda kırılırsa depremin büyüklüğü 7.6’yı bulabilir. Kumburgaz ve Adalar fayı, 1766 yılında bu faylar peş peşe kırılmıştır. Bu faylardan biri mayıs ayında diğeri ağustos ayında olmuş ve İstanbul peş peşe 7’nin üzerinde iki depreme maruz kalmıştır. Tabi bu İstanbul için gerçekten felaket olur, ama bu işin şakası yok. Bu çalışmalar, veriler bunu işaret etmektedir” dedi.

“Erzincan ve çevresinde en az 7 büyüklüğünde deprem olasılığı fazla”

Erzincan ve çevresi için 7’nin üzerinde deprem olabileceği uyarısında bulunan Görür, şunları söyledi:

"Benim diğer hassasiyetle baktığım konu da Erzincan ile Erzincan’ın doğusunda olan yedisu fayı. Bu Erzincan ile Bingöl Karlıova arasındaki fay koludur. Orada en son deprem 1780’lerde olmuştur. 1939 Erzincan depremi buraya önemli miktarda enerji transfer etmiştir. Dolayısıyla biz yer bilimciler olarak endişemiz var. Ama ben özelde bu bölgeyi kritik görüyorum. Yakın bir gelecekte burada da en az 7 büyüklüğünde bir deprem olma olasılığı fazladır. Biz bunları söylüyoruz. Bunları söylerken karşımızda bir muhatap da yok ama umut ediyoruz ki yetkililerde bir şekilde bizi dinliyor ve ciddiye alıyorlarsa bu uyarılarımız doğrultusunda önlem alırlar."