Çevre

Prof. Dr. Mustafa Sarı'dan müsilaj uyarısı: Marmara'daki gibi bir eylem planını Karadeniz, Ege ve Akdeniz için de yapmamız lazım

"Önümüzdeki yıllarda müsilajın tekrar etme olasılığı çok daha yüksek"

14 Kasım 2021 01:00

Balıkesir'in Bandırma ilçesinde yapılan 'müsilaj' konulu toplantıda konuşan Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın Karadeniz, Ege ve Akdeniz'de görülebileceğine dikkat çekti. Sarı, "Nasıl ki şu an müsilaj yüzünden Marmara'da bir farkındalık oluşup, bir eylem planı yapıldı, aynı şeyi Karadeniz, Ege ve Akdeniz için de yapmamız lazım" dedi.

Sarı, gelecekte müsilajın tekrar etme olasılığının yüksek olduğunu da sözlerine ekledi.

Bandırma Belediyesi ve Bandırma Kent Konseyi, ‘müsilaj’ konulu toplantı düzenledi. Güney Marmara Bölgesi’nde bulunan, il ve ilçelerin kent konseylerinin temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat; kent konseylerinin bulundukları kentlerdeki havayı, suyu, doğayı, denizi korumakla yükümlü olduğunu söyledi.

Toplantıda, ‘müsilaj’ konusunda yaptığı bilimsel çalışmalarla tanınan Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, sunum gerçekleştirdi. Müsilajın, geçen yıl nisan ayında yüzeye çıkmış olsa da, aslında kasım ayından itibaren Marmara Denizi’nin her tarafında etkili olduğunu açıklayan Prof. Dr. Sarı, şunları söyledi:

"Tehlike geçmedi"

"Şu an için söyleyebiliriz ki, henüz su kolonunda kitlesel anlamda oluşmuş bir müsilajdan bahsetmiyoruz. Dipte geçen yıl oluşmuş, dibe çökmüş, parçalanması devam eden müsilaj çamuru, ince müsilaj çamuru devam ediyor. Lakin suda aşırı alg çoğalması var.

8-22 metre aralığında görüş çok düştü. İzliyoruz,  izlemeye devam edeceğiz. Ümit ediyoruz ki iklim şartları da biraz daha soğuk giderse, denizdeki sirkülasyonlar artabilirse müsilaj oluşumunda negatif bir etkiye sahip olacak.

Müsilaj oluşumu Marmara’yı yoğun bir şekilde esir almadan belki bu yılı atlatabiliriz. Lakin tehlike geçmedi, tehlike büyük ve bu tehlikeyi izlemeye, yakından takip etmeye bilimsel olarak devam ediyoruz. Kamuoyunun müsilaj konusundaki hassasiyetini biliyorum."

"Önümüzdeki yıllarda Karadeniz’de de, Ege’de de, Akdeniz’de de müsilajı görme ihtimalimiz hep var"

Toplantıda, gazetecilerin, “Diğer denizlerde müsilaj tehlikesi var mı?” sorusunu da yanıtlayan Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın 1720’li yıllardan itibaren, bilim dünyası tarafından bilinen ekolojik bir olay olduğunu hatırlatıp, şunları söyledi:

"Bu doğal ekolojik olay. Denizlerin hepsinde görülebilir. Marmara Denizi’nde çok yoğun şekilde şu an görülüyor. 2007-2008 senesinde bu yoğunlukta Adriyatik Denizi’nde karşımıza çıktı.

Önümüzdeki yıllarda Karadeniz’de de, Ege’de de, Akdeniz’de de müsilajı görme ihtimalimiz hep var. Bu iklim değişikliği o kadar büyük bir etki ki, eğer biz denizlerin kirlilik yükünü azaltmazsak ilkim değişikliğine bağlı yüzey sıcaklıklarındaki artış devam ediyor ve yükselir vaziyette."

"Müsilajın tekrar etme olasılığı çok daha yüksek"

"Nasıl ki şu an müsilaj yüzünden Marmara’da bir farkındalık oluştu, bir eylem planı yapıldı. Bu eylem planıyla tedbirler almaya çalışıyoruz. ‘az uyguladık, çok uyguladık’ ama, bir farkındalıkla yola çıktık. Uzun vadede bu farkındalığın artacağını düşünüyoruz.

Aynı şeyi Karadeniz, Ege, Akdeniz için yapmamız lazım. Belki Marmara kadar ilk etapta Ege’de, Akdeniz’de, Karadeniz’de bu yoğunlukta bir müsilaj görmeyiz ama bölgesel olarak, lokal olarak kapalı koy ve körfezlerde ortaya çıkabilir, bu mümkündür. Ama Marmara Denizi’nde bunun olasılığı çok daha yüksek. Önümüzdeki yıllarda müsilajın tekrar etme olasılığı çok daha yüksek."

Toplantının ardından, sonuç bildirgesini okuyan Bursa’nın, Nilüfer İlçesi Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaşı, 2021 yılında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı 22 Maddelik Marmara Koruma Eylem Planları’nın, uygulamaya geçirilip, sürdürülebilir olması gerektiğini belirtip “Amâsız ve fakatsız bu maddelerin uygulanması ve denetlenmesi önemlidir. Güney Marmara Kent Konseyleri olarak birebir etkilendiğimiz bu sorun karşısında Bu planın takipçisi, katılımcısı ve ısrarla koruyucusu olacağız. Hiç kimse tek başına sorumlu değildir. Canlı yaşamını ve döngüsünü saygıyla korumak ve sürdürme sorumluluğumuzla, hep beraber omuz omuza gelecek güzel günler için mücadele etmeye hazır olduğumuzu buradan bildiriyoruz” dedi. (DHA)