Kültür-Sanat

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Ahmet Say’ın ardından yazdı: Radikal tavırlı bir müzikolog olduğu ve bu özelliğiyle unutulmayacağı açık

“Türk milletine hediyesi, oğlu Fazıl Say’dır”

15 Mayıs 2022 12:08

Tarihçi- yazar İlber Ortaylı, yaşamını yitiren  Türkiye'nin önemli aydınlarından, müzikolog,  piyanist Fazıl Say'ın babası Ahmet Say'ın ardından kaleme aldığı yazıda, "Hiç şüphesiz ki müzik Türkiye’de Tanzimat’tan beri ele alınan ama bir türlü gereğince benimsetilemeyen bir daldır. Ahmet Say’ın bu alanda bıkmayan, radikal tavırlı bir müzikolog olduğu ve bu özelliğiyle unutulmayacağı açıktır" düşüncesini dile getirdi.

Ortaylı yazısında, "Salı günü Türkiye üstat bir müzikoloğunu kaybetti. Kaleme aldığı “Müzik Ansiklopedisi” dört cilt, “Müzik Öğretim Derlemesi” ise Türkiye’de müzik öğretmenlerinin ve musiki ile ilgilenenlerin rehberlerindendir. Batı musikisinin Türkiye için önemli rolü olduğunu benimsemişti. Öğretmenliği sırasında halk şarkıları, türküler, folklor parçaları da derlemiştir. İnanışı itibarıyla tam bir Atatürkçüydü. Bu niteliği üzerinde dururum. Çünkü maalesef Türkiye solunda da güya liberal kanatta da bazı tiplerin antikemalist veya kemalist tavırlar ve söylemler benimsediği açıktır. Oysa Türkiye’de solun anneannesi içinde Atatürk inkılaplarının önemli tarihi rolü vardır ve öyle olmalıdır." ifadesini kullandı. 

Ortaylı şunları kaydetti:

"Musiki konusunda başarılı bir öğretici olduğu, talebelerini yetiştirdiği malum. Şüphesiz ki Türk milletine hediyesi, oğlu Fazıl Say’dır. 87 yıllık ömründe benim her zaman görüşebildiğim dostum olmadı. Fakat Ankara’daki günlerimde yakın sohbetlerimiz oldu ve müşterek dostlarımız vardı. Hiç şüphesiz ki müzik Türkiye’de Tanzimat’tan beri ele alınan ama bir türlü gereğince benimsetilemeyen bir daldır. Ahmet Say’ın bu alanda bıkmayan, radikal tavırlı bir müzikolog olduğu ve bu özelliğiyle unutulmayacağı açıktır."

Ahmet Say kimdir? 

Müzik eğitimcisi ve müzik yazarı Ahmet Say, 1935 yılında İstanbul’da, Kadıköy’de doğdu. Küçük yaşta piyano eğitimine başladı. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. 1946’da İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girdi. 1950’de konservatuvarı terk etti. 1954 yılında basın-yayın eğitimi almak için Almanya’ya gidip altı yıl orada yaşadı. Yurda döndüğünde Bingöl’de üç yıl öğretmen, halk eğitimcisi ve folklorcu olarak çalıştı. Bu dönemde türkü, ağıt ve masallar derledi, halk dansları toplulukları kurdu ve çocuk toplulukları yetiştirdi. Bingöl Hikayeleri adlı eseri bu dönemin ürünüdür.

1964’te Ankara’ya yerleşti. 1967’de Türk Solu adlı derginin yazı işleri müdürlüğüne getirildi. 12 Mart darbesi döneminde 17 ay hapis yattı. Hapisten çıktıktan sonra "Kocakurt" romanını yazdı (1976). 1977’de ise Cemal Süreya, Vecihi Timuroğlu, Ragıp Gelencik, Demir Özlü, Ali Püsküllüoğlu ile aylık Türkiye Yazıları'nı çıkarttı. 1980’den başlayarak kendisini bütünüyle müzik yazarlığına verdi.

Edebiyatçılar Derneği kurucu üyelerinden olan Ahmet Say, iki yıl süre ile bu derneğin başkanlığını yaptı. Edebiyat ustalarına verilen Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülleri Altın Madalyası'nı kurumsallaştırdı.

Konservatuvarlar ile üniversitelerin müzik bölümlerinde temel eser olarak okutulan müzik kitaplarının yazarı olan Ahmet Say, "Kamil’in Atı" adlı öykü ile 1970 yılında TRT Ödülleri Öykü Yarışması’nı, 1974 yılında Yeni Adımlar Dergisi’nin açtığı Sabahattin Ali Hikâye Yarışması Birincilik ödülü, Antalya Film Festivali Öykü Yarışması Mansiyon ödülü, 28. Ankara Uluslararası Film Festivali "Sanat Çınarı Ödülü"nü kazandı.

"Kocakurt" adlı romanı ile 1975 Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nda basılmaya değer ürünler arasında yer aldı.