İSTANBUL, (DHA)- ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesini değerlendiren Prof. Dr. Sedat Aybar, ABD’nin bu hamlesinin bölgede huzursuzluğu ve gerginliği artıracağını söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, eski Başkan Obama döneminde İran’la imzalanan uranyum zenginleştirilmesinin sınırlanmasına dair anlaşmadan çekilme kararını yorumlayan İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Aybar, söz konusu gelişmenin Orta Doğu ve Körfez’de gerilimi artıracağını söyledi.
“ENERJİ PİYASALARINI ALT ÜST EDEBİLİR”
Anlaşmanın bölgesel ve küresel sorunlara çözüm arayışının bir parçası olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Aybar, “On iki yıl süren uzun tartışmalar sonucu, üzerinde zorlukla uzlaşılan bir metni üzerinde uzlaşılmıştı. Şimdi bu çabaların boşa çıktığı düşünülüyor. Anlaşma, İran rejimini uluslararası ortamda normalleştirecek hem de İran’ın uluslararası ortama ekonomi – politik ve iktisadi kalkınma ekseninde geri dönüşünü sağlayacaktı. 2015 senesinde imzalanan bu anlaşma şimdi, Batıyla iktisadi ilişkilerini yeniden canlandırmayı uman İran için bu kapıyı kapatma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Bunun sonucunda, İran kaynaklı şiddet hareketlerinin artarak, bölgeyi ve İran’ın üretici konumda olduğu enerji piyasalarını alt üst edeceği beklentisi yaygınlaşıyor” diye konuştu.
“İRAN İKİLİ ANLAŞMALAR YAPIYORDU”
“Anlaşmayla İran’ın nükleer silah sahibi ülkeler kulübüne katılması da denetim altına alınarak, engellenecekti” diyen Prof. Dr. Aybar, “Bu anlaşmaya imza atan İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin\'e ek olarak ABD, İran’a uygulanmakta olan iktisadi ambargoları da gevşetecekti. Bir yandan küresel terörü desteklemekle, diğer yandan kendi toplumsal dönüşümünü kısıtlayan siyasi bir rejim olmakla suçlanan İran’da yakın geçmişte iç huzursuzluklar da boy göstermeye başlamıştı. Günde 3.1 milyon varil petrol üretimiyle küresel enerji ortamında önemli bir oyuncu olan İran nükleer anlaşma imzalandıktan sonra başta Almanya olmak üzere özellikle Batılı firmalarla karşılıklı anlaşmalar imzalamaya başlamıştı” şeklinde konuştu.
“TRUMP ENERJİ ŞİRKETLERİNE KAZANIM ELDE ETMEYE ÇALIŞIYOR”
Obama’nın, beş ülkeyle birlikte imzaladığı nükleer anlaşmanın, İran’ın zenginleştirmeye çalıştığı uranyum ve nükleer enerji uygulamalarının uluslararası denetime tabi tutulmasını öngördüğünü hatırlatan Prof. Dr. Aybar, “Donald Trump bu anlaşmayı iptal etmekle sadece kendinden önceki Başkan Barack Obama’nın yüksek entelektüel kapasitesiyle yapmaya çalıştığı dünya için kalıcı etkileri olan anlaşmaları iptal etmekle kalmadı; aynı zamanda hem bizim bölgemiz hem de küresel gelişmeleri etkileyecek, ciddi sonuçları olacak adımlar atmaya hazırlandığını duyurdu. İşadamı kökenli Trump, bir yandan geçmiş başkanın etkisini silmeye çalışırken bir yandan da bu tür adımlarla Amerika için, yani kendisini destekleyen fosil temelli enerji kaynaklarını yöneten Amerikan şirketler kesimi için önemli kazanımlar elde etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
“BÖLGESEL ŞİDDETİ ARTIRABİLİR”
Anlaşmanın iptalinin başta İran ekonomisi üzerinde çok ciddi etkisi olacağını ifade eden Prof. Dr. Aybar, “Yüksek büyüme hızını nükleer anlaşma sonrasında yakalayan İran 2016 yılında yakaladığı yüzde 12.5’luk büyüme seviyesi, 2017’de yüzde 3.5’a düşmüştü. İran için işsizlik ve enflasyon sorun olmaya başladı. ABD’nin anlaşmayı iptali sonrası uygulanacak olan iktisadi ambargolar İran ekonomisini daha da sıkıntıya sokacak. Halen hazırda iç toplumsal huzursuzluklarla baş etmeye çalışan İran’ın dünyaya açılışını engelleyen Amerika’nın rejim değişikliğini dayatması, İran kökenli bölgesel şiddeti arttırabilir. Özellikle silahlanma konusunda ABD destekli İsrail’in elde edeceği avantaj hem İran’ı hem de diğer ülkeleri huzursuz edeceği çok açık. Türkiye’nin bölgedeki askeri etkisini artıracak F-35’lerin satışı anlaşmasını ABD’nin iptal etmesi de bununla bağlantılı bir gelişme olarak okunmalı. ABD anlaşmayı iptal ettikten sonra, İran’a iktisadi ambargoları ve kısıtları tekrar dayatacağını açıkladı. İran’la iş yapan şirketlerin altı ay içinde İran’dan çekilmelerini aksi takdirde sonuçlarına katlanmayı göze almaları gerektiğini söyledi. İran Amerikan firmaları dahil Batılı pek çok firma ile halen hazırda birçok iş anlaşması imzalamış durumda. ABD’nin dayattığı ambargo kararı başta Avrupalı şirketler olmak üzere pek çok çevrede endişe yaratıyor” dedi.
Anlaşmanın, AB’nin İran ile Amerika arasında nükleer anlaşma konusunda arabulucu olacak bir güce sahip olmadığını gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Aybar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çin Halk Cumhuriyeti ise “herhangi bir ülke kendi iç işleri nedeniyle almış olduğu ambargo kararının kendilerini bağlamayacağını İran’la ticari ilişkilerinin her zaman olduğu gibi devam edeceği” vurguladı. ABD’nin dayattığı ambargoyu delmenin, İran’la karşılıklı ilişkileri devam ettirmenin çok güç olacağı ise bugünden çok açık.”
(FOTOĞRAFLI)