Sinem ERYILMAZ / İSTANBUL ,(DHA) - Yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.3 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte beklentiler doğrultusunda yüzde 5.2 büyüdü. Büyümenin bundan sonraki dönemlerde yavaşlayacağını dile getiren Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin hazırlanacak gerçekçi bir Orta Vadeli Program (OVP) ile 2020 yılının kalkınma öncelikli büyümeye geçiş dönemi olacağını belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. Ekonomide ikinci çeyrek büyüme performansı beklendiği gibi yüzde 5.2 büyüme ile geçti. Söz konusu dönemde hizmetler sektöründe yüzde 8, sanayide yüzde 4.3 ve inşaatta yüzde 0.8 büyüme kaydedildi.
İkinci çeyrekteki kapasite kullanım oranları, sanayi üretim rakamları ve sanayideki eğilim anketlerine göre böyle bir sonucun çıkacağını beklediklerini ifade eden Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, \"Büyüme rakamları geçen yılın aynı döneminde yüzde 5.4\'tü. Dolayısıyla bunun üzerine çok yüksek bir büyüme beklemek hayalperestlik olurdu. İkinci çeyrekteki büyüme rakamları iyi ancak bundan sonraki dönemlerde büyümenin yavaşlayacağını öngörüyorum\" dedi.
\"KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARININ TAHMİNLERİNDE HATA YOK\"
Kredi derecelendirme kuruluşlarının büyüme tahminlerini düşürmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Alkin, kuruluşların bu kararlarında haklı olduklarını ifade ederek, \"İkinci çeyrekteki büyüme hızı yüzde 5.2 çıktı diye tahminlerde yanlış yapılmış bir durum yok. Büyüme hızının ikinci ve üçüncü çeyrekte yavaşlayacağını göreceğiz. Bu sebepten dolayı tahminlerinde bir yanlış yok\" şeklinde konuştu.
\"GERÇEKÇİ BİR OVP GÜVEN ORTAMI OLUŞTURUR\"
Bu ay açıklanacak yeni Orta Vadeli Program (OVP) ve sonrasında atılacak yeni adımların gelecek dönemlerdeki büyümeyi nasıl etkileyeceğini yorumlayan Prof. Dr. Alkin, \"Açıklanacak OVP\'nin gerçekçi olması lazım. Herkes istikrarlı bir program bekliyor. Eğer böyle bir OVP olursa öncelikle güven ortamı oluşur. Bu güvenle beraber Türkiye\'nin gerçekçi bir yaklaşımda olduğu ispat edilmiş olur. O yüzden açıklanacak OVP\'nin çok yüksek büyüme vaat eden bir OVP olmaması gerekir. 2018 ve 2019 yılları rehabilitasyon yılları, 2020 yılı da kalkınma öncelikli büyümeye geçiş olarak adlandırılmalı. İçinde bulunduğumuz seneyi gerçekçi olarak ele alırsak, enflasyon rakamlarının yüzde 20\'lere ulaşacağını tahmin etmekteyiz. Büyüme hızı da en kötü ihtimalle yüzde 2.5, en iyi ihtimalle de yüzde 4.5 olmasını bekliyoruz\" ifadelerini kullandı.
\"MERKEZ FAİZ ARTIŞI YAPMAK ZORUNDA KALACAK\"
Merkez Bankası\'nın 13 Eylül\'deki toplantısında alınabilecek olası kararları ve önümüzdeki döneme ilişkin ekonomik beklentiler hakkında konuşan Prof. Dr. Alkin şunları söyledi:
\"Merkez Bankası kendi elini ayağını bağlamış olduğu için maalesef bu sefer bir faiz artışı yapmak zorunda kalacak. Ama Merkez\'in faiz artırması, \'Her şeyin farkındayım ve frene basıyorum\' demek oluyor. Merkez\'in faiz artışından sonra OVP\'nin de gerçekçi yeniden yapılandırma modeli ile açıklanması lazım. Türkiye ekonomisi yeniden yapılanıp başka bir modele gitmeli. Bu yeni model de kalkınma öncelikli olmalı.\"
\"SADECE FAİZ ARTIŞI İSTİKRAR GETİRMEZ\"
\"Merkez Bankası\'nın faiz artırması Türk Lirası\'nda (TL) kalıcı istikrarı sağlamaz\" diyen Prof. Dr. Alkin, \"Yatırımcıların TL cinsinden varlıklara teveccüh etmesi için başka adımların atılması gerekir. Bunlardan ilki kabul edilebilir bir plan, ikincisi de Hazine\'nin bir adım atarak süper bono çıkarması. Hazine eğer bir süper bono çıkarırsa yabancı ve yerli yatırımcı dövize teveccüh etmekten vazgeçer, TL\'ye yönelir. Böylelikle Merkez\'in kendini ortaya atarak yükselttiği faizin bir karşılığı olur. Sadece Merkez Bankası\'nın faiz arttırmasıyla piyasada istikrarı sağlamak mümkün değildir. Bunu daha önce de gördük\" şeklinde konuştu.
(FOTOĞRAFLI)