Ahmet Çakır
Zaman (22 Mart 2015)
Popescu gibi bir efsane, transfer usulsüzlüğü nedeniyle 3 yıl 1 ay hapse mahkûm oldu. Olayın bizi doğrudan ilgilendiren bir yanı var ama kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Gazeteci Atilla Türker, Türkiye’de olan biteni belgeleriyle birlikte yazıyor. Fakat kendisine medyadan bile destek gelmeyişi karşısında dehşete düşmemek mümkün değil.
Habertürk’te Atilla Türker arkadaşım harika bir gazetecilik yapıyor. Bu işin temelinin muhabirlik olduğunu bilenlerden Türker. O yüzden de futbolla ilgili kanıtlanması olanaksız birtakım varsayımlar ve palavradan yorumlarla köşesini doldurmak yerine başka bir ülkede ortalığı birbirine katacak haber-yorumlar yazıyor.
Elbette ki bizim ülkede bu tür şeyler pek kimseyi etkilemiyor. Galiba hepimizin aynı gemide olduğu gerçeği bu noktada iyi değerlendiriliyor. Bu gibi konularda, herhangi birini, bugüne kadar işlediği suçlardan dolayı yakalayıp adalete teslim etmeyi bir yana bırakın, bu yönde herhangi bir iddiada bulunmaktan bile özenle kaçınılıyor.
İşin yasal yönünü bilmiyorum ama hiç değilse Futbol Federasyonu’nun bir soruşturma açması uygun olurdu diye düşünüyorum. 630 bin dolarlık bir transfer için kasasından 2 milyon 750 bin dolar çıkan Galatasaray’ın ayağa kalkmasını bekliyorum. Hepsini geçtik, arkadaşımızın yayınladığı belgelere bakarak medyada ‘Bu iş nedir?’ diye soracak birilerinin çıkması gerektiğini düşünüyorum.
Hayır, hiçbiri olmuyor...
Ortada çok somut bir olay var. Galatasaray’da daha önceki dönemde yaşanan “transfer cinneti” sırasında 5 para etmez adamlar için akılalmaz paralar ödenmesini geçtim, düpedüz sahtekarlık yapılmış. 2003 yazında Romanya’dan alınan Florin Bratu’nun transferi sırasında yapılan usulsüzlük yüzünden Popescu gibi bir dev hapse girdi.
105 kez milli takım formasını giymiş, Barcelona’nın kaptanlığını yapmış ve yakın zamanda ülkesinin futbol federasyonu başkanı olmasına mutlak gözüyle bakılan bir adamdan sözediyoruz. Bazı transferlerde usulsüzlük yaptığı ortaya çıktığı için 3 yıl 1 ay ceza aldı. Şu anda hapiste.
G.saray’ın milyonları nasıl buharlaştı?
Oyuncuya sadece 100 bin dolar ödenen bir transferde Popescu menacer olarak 1 milyon dolar almış. Normal bir düzende rakamların bunun tam tersi olması gerekiyor. 630 bin dolarlık oyuncu da Galatasaray’a 2 milyon 750 bin dolara malolmuş.
Bugüne kadar buna benzer konular bana da çok anlatıldı ama inanmak istemedim. Nedeni de çok açık: Transfer dediğiniz işin bir yığın tarafı var; iki kulüp, iki ülke, menacerler, yöneticiler… Bu kadar çok tarafı olan bir işte kolay kolay sahtekarlık yapılamaz diye düşünüyorsunuz ama işin içinde bu kadar çok ve kolay kazanılacak para olunca iş değişiyor.
Popescu’nun olayı bizi de doğrudan ve çok yakından ilgilendiriyor ama kimsenin kılı bile kıpırdamıyor. Yasal yoldan mutlaka yapılması gereken birşeyler olmalı. Yoksa Galatasaray camiası ayağa kalkmalı. Onu da geçtim, kalemlerinden kan damlayan bazı yorumcular kıyametleri koparmalı.
Hayır, bunların hiçbiri olmuyor.
Atilla Türker soruyor: “İyi de... Galatasaray 2 milyon 750 bin Dolar verdiğine, Rapid Bükreş’in kasasına 630 bin Dolar girdiğine göre... Aradaki 2 milyon 120 bin Dolar nerede?..”(*)
Bunun 1 milyonunu aldığını Popescu kabul etti. Peki, ortada olmayan 1 milyon 120 bin dolar nerede?
Onu da Türker yanıtlıyor:
“O para da... Yancılara gitmiş efendim... Şimdi bana ‘Yancı nedir?’ diye soracak olursanız eğer... Her daim ön planda bulunan kişilerin çevresinde hazır kıta bekleyen insanlar olarak tanımlayabilirim yancıları... Belli işler karşılığında belli paralar alırlar.”
Bu tür konularda topu taca atmak için ‘belgesi var mı kardeşim bu iddiaların!’ filan gibisinden birtakım dayılanmalar oldu. Hiç yorulmasın buna niyetlenenler diye kardeşimiz bunun belgesini de yayınladı. O durumda bile kimsenin kılı kıpırdamadı.
O zaman Atilla Türker’in sorusuyla bitirelim:
“Tuhaf da bir ülkeyiz. Eloğlu, transferde usulsüzlük yaptığı için cezaevine giriyor. Bizde aynısı uygulansa... Lisanslısı ve korsanıyla birlikte, 2500 ila 3000 arasında olduğu tahmin edilen menajerlerden kaçı cezaevine girer acaba? Ya da daha kolayı... Kaçı dışarıda kalır acaba?
Kaç yöneticinin yöneticiliği devam eder!”
(*) Habertürk, 5 Mart 2015
*
