Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Polonya'yı ziyaret ediyor. AB içinde Türkiye'ye yönelik eleştirilerin arttığı ve AB tam üyelik müzakerelerinin askıya alındığı bir dönemde Erdoğan'ın ziyaretinin Polonya'da nasıl değerlendirildiğini, ülkenin önde gelen gazetelerinden Gazeta Wyborcza'nın Dış Haberler Müdürü ve Berlin eski temsilcisi Bartosz T. Wielinski ile konuştuk.
Wiekinski, Polonya'da iktidarda olan ve basın özgürlüğü ile yargı bağımsızlığını tartışmaya açan merkez sağdaki Hak ve Adalet Partisi'nin Türkiye’yi ekonomik ilişkiler üzerinden değerlendirdiğini ve insan hakları ihlalleri gibi konuların gündeminde bulunmadığını belirtiyor.
DW Türkçe: Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Polonya ziyareti siyasi çevrelerde ve basında nasıl değerlendiriliyor?
Bartosz Wielinski: Bildiğiniz üzere Polonya, sağ muhafazakar hükümet ile karşıtları olmak üzere oldukça kutuplaşmış durumda. Erdoğan’ın ziyareti sürpriz şekilde yaklaşık bir hafta önce duyuruldu. Beklenmeyen bir ziyaret oldu zira bu ülkeyle yani Türkiye’deki bu rejimle uzun bir geçmişimiz, dostluğumuz bulunmuyor. Hiçbir zaman Polonya ile Türkiye arasında özel bir ilişki ya da stratejik bir ortaklık olmadı. Her zaman Türkiye’nin AB üyeliğine destek verildi ancak özel ilişkilerimiz olmadı. Polonya hükümeti şu anda güvenlik politikaları konusunda yakınlaşmaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Waszczykowski düzenli olarak Türk mevkidaşıyla bir araya geldi. Ancak konu sadece güvenlik oldu. Özellikle darbe girişimi sonrası da bir araya geldiler. Ne var ki, insan haklarının durumu, muhalefetin baskılanması, tüm bu temizleme operasyonları ve hükümet karşıtlarının tutuklanmasına yönelik konular görüşülmedi. Çünkü kanımca bu tip değerler bugünkü Polonya hükümeti tarafından dikkate alınmıyor. Şimdi Erdoğan sürpriz şekilde geliyor ve hükümete yakın kişiler heyecanlılar.
DW Türkçe: Neden heyecanlılar?
Bartosz Wielinski: Çünkü bu Polonya’nın önemli olduğunu gösteriyor onlar için. Dış politikada önemli bir aktör olan Erdoğan’ın ziyaretiyle Polonya’nın önemli olduğu düşünülüyor. Polonya’nın dizlerinin üstünden yeniden ayağa kalktığı ve Avrupa’daki yerini yeniden kazandığını düşünen sağcılar bulunuyor. Erdoğan’ın da Polonya’ya gelmesini bir kanıt olarak gösteriyorlar. Liberaller ise farklı görüyor. Erdoğan Türkiye içinde yaptığı gibi AB’de de baskı yaratmaya ve şantaj yapmaya çalışıyor bu nedenle kendisiyle bir araya gelinmemeli.
DW Türkçe: Polonya hükümeti için Erdoğan’ın ziyareti önemli ancak iki hükümetin geçmişe dayalı bir dostluğu, ilişkisi olmadığını belirttiniz. Bu durumda ziyareti önemli kılan ekonomik ilişkiler mi?
Bartosz Wielinski: Şüphesiz. Türkiye’nin parası var. Türklerin Polonya’da yatırım yapma şansı var. Batı’daki yatırımcılar Polonya hükümetinin yargı bağımsızlığını kaldırmaya yönelik planlarına karşı şoke olabiliyor. Sonuçta yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülke Batılı yatırımcılar için iyi bir ülke değil. Kendilerini Polonya’da güvende hissetmeyecekler. Ancak zaten yıllardır bağımsız bir yargıları olmayan ya da neredeyse olmayan Türkler için Polonya normal bir yer olacak. Bana göre bu durumda Türk yatırımcılar, Batılı yatırımcıların yerini doldurabilir. İkincisi ise; Polonya hükümetinin şimdi Türk hükümetine, aynı değerleri paylaştıkları için yanaşmaya çalıştığını ya da Polonya’nın Erdoğan’ı takip edeceğini düşünmüyorum. Yani Türk hükümetinin çözümlerini Polonya’da uygulayacaklarını ve bizi baskı altına alacaklarını sanmıyorum. Burada sorun şu; Polonya’nın işlevi olan bir dış politikası bulunmuyor. Sadece iç politikanın dış politikaya uzantısını görüyoruz. Dış politikamızda olan herşey iç politik tatktiklere göre belirleniyor. Bu nedenle başbakanımızın Türkiye’deki insan hakları durmunu konu edeceğini hiç sanmıyorum.
DW Türkçe: Hangi alanlarda işbirliği öngörülüyor?
Bartosz Wielinski: Turizm, güvenlik ve askeri alanda yatırımlar konsunda işbirliği yapılacağını öngörüyorum. Polonya yabancı yatırımcılar için fazlasıyla imkanlar sunuyor. Parası olanlar memnuniyetle karşılanıyor. Ancak burada tek sorun, Türkiye’nin AB dışından olması ve imkanların bu nedenle biraz sınırlı olması.
DW Türkçe: Hükümetin Erdoğan ziyareti sırasında, Türkiye’deki gelişmeleri ve ihlalleri dile getirmeyeceğini belirttiniz. Peki, Polonya hükümetinin bu konuda net bir tutumu, daha önce yaptığı açıklamalar var mı?
Bartosz Wielinski: Hayır. Hiçbir zaman konu olmadı. Dünyanın her hangi bir yerinde insan hakları ihlallerine yönelik bir şey olduğunda, bu konuya girilmiyor. Bizim dış politika gündemimizde önemli bir tartışma konusu değil. Örneğin Birleşmiş Milletler’de şu an Kuzey Kore’nin nükleer denemelerine tartışılırken, Polonya’nın dış temsilcileri kürtaj yasağına destek verilmesi üzerine yoğunlaşıyor. İki yıl öncesine kadar daha istikrarlı bir ülkeydik. Bugün ise insan hakları gibi önemli konular önemsenmiyor. Bizim politikalarımıza göre Türkiye önemli bir NATO partneri. Güçlü bir ordusu var ancak bu orduyla Suriye’de ya da ülkenin güneydoğusunda ne olduğu burada konu edilmiyor. Polonya hükümetinin Türkiye sözkonusu olduğunda bir gözünün kör olduğunu düşünüyorum.
DW Türkçe: Önümüzde Türkiye’nin de görüşüleceği bir AB Zirvesi var, üyeliğin sonlandırılmasını talep eden AB üyeleri var. Polonya’da Türkiye’nin AB tam üyelik süreci nasıl değerlendiriliyor?
Bartosz Wielinski: Polonya’da her zaman bu konuda değişmeyen bir tutum var: Türkiye, hazır olduğunda AB üyesi olmalı. Görüşmelerin zorlu olduğunu ve bir gelişme kaydedilmediğini biliyoruz ancak Polonya hükümeti, Avusturya ya da Almanya gibi üyelik müzakerelerinin sonlandırılması gerektiğini söylemeyecektir.
DW Türkçe: Peki muhalefetteki liberaller ne düşünüyor?
Bartosz Wielinski: Türkiye Erdoğan demek değil. Türkiye’de Erdoğan’a destek vermeyen yüzde 50’lik bir kesim var. İnsanlar bir gün AB’ye girilebileceğine dair umudu kaybetmemeli. Müzakerelerin bitirilmesi bu insanların AB’nin değerlerinden, hukuk devletinden ve demokrasisinden koparılmış olacak. Buna da Polonya’da kimse destek vermeyecektir.
DW Türkçe: Polonya hükümetinin Türkiye’deki ihlalleri dile getirmeyeceğini belirttiniz. Peki Polonya basınında bu ihlaller, örneğin Türkiye’deki basın özgürlüğü nasıl görülüyor?
Bartosz Wielinski: Bizde, Gazeta Wyborcza'da düzenli olarak takip ediliyor. Dayanışma içindeyiz ve bu konuda çok habere yer veriyoruz ve üzülüyoruz. Çünkü Türkiye’de olanlar, Batı değerleriyle uyuşmuyor. Türk meslektaşlarımızla iletişim içindeyiz. Bizde gazeteciler, sadece gazeteci oldukları ve işlerini yaptıkları için hapse girmek zorunda olsaydı ne olurdu? Bu inanılır gibi değil. Liberal basında geniş yer buluyor. Ancak ana akım medyada bunlar önemli konular değil.
© Deutsche Welle Türkçe
Gezal Acer