Yaşam

Polisler hangi koşullarda çalışıyor, talepleri ne?

'Polisler, özellikle Gezi olaylarıyla toplumun önemli bir kesiminin tepki göstermesine de, halkın bir bölümünün kendilerine sahip çıkış biçimine de tepkili'

31 Ekim 2013 13:04

Kendilerini kimsenin dinlemediğinden, dertlerini anlatacak muhatap bulamadıklarından şikâyet eden polisler, çalıştıkları sistemi ise ‘köle’ ve ‘sömürü’ düzeni olarak nitelendiriyorlar.

Milliyet'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre, mesleklerle ilgili bir çalışma yaparken herhalde en zor işlenecek konuların başında polisler geliyor. Kendi anlatımlarıyla “Herkesin kızdığı, ihtiyaç duyduğu ama dinlemediği” polisleri dinlemek de çok kolay değil. Öncelikle basına tepkililer. İkinci olarak üzerlerindeki soruşturma baskısı ve güven problemi nedeniyle rahatça anlatamıyorlar. Üçüncü olarak anlattıklarının dinleneceği ve dikkate alınacağı konusunda umutsuzlar.

Özellikle Gezi olaylarıyla toplumun önemli bir kesiminin tepki göstermesine de bu tepkiye karşılık halkın bir bölümünün kendilerine sahip çıkış biçimine de tepkili görüştüğümüz polisler. Bunun taraf tuttukları, herkesin polisi olmadıkları imajına yol açtığını düşünüyorlar. Onlara göre sadece görevlerini yapıyorlar ve görevi yaparken uğradıkları “sömürü” kimse tarafından dikkate alınmıyor. Polis kaynaklı yaşanılan sorunların önemli bir bölümünün aslında bu “sömürü” sisteminden kaynaklandığını da savunuyor bir bölümü.

 

Kölelikten beter

 

İsmini vermek istemeyen bir grup polis, çalışma alanındaki sorunlarını şöyle aktarıyor:

“Haftada 40 saat çalışan devlet memuru senelik izin ve bayram tatillerini çıkınca yılda toplam 1680 saat ve sadece gündüz çalışıyor.

İlkokul öğretmeni, yani öğretmenlerin en fazla çalışanı yılda toplam 950 saat ve sadece gündüz çalışıyor. Branş öğretmenleri bunun neredeyse yarısı kadar çalışıyor. 12/12 çalışan polis memuru ek görevler hariç yılda 1860 saat gece 1860 saat gündüz toplam 3720 saat çalışıyor. Yani kölelikten daha beter. Sadece 1860 saat gece mesaisi var. 12/24 çalışan polis memuru ek görevler hariç yılda 1450 saat gece 1250 saat gündüz, yaklaşık 150-200 saat ek görev toplam 2900 saat çalışıyor. Yani normal memurdan 30 hafta, yılda 7 ay fazla çalışıyor. 1200 saat fazla mesai yapıyor. O da sadece gece ve tatil günleri. 12/36 çalışan polis memuru ek görevler hariç yılda 1230 saat gündüz 1450 saat gece, 150-200 saat ek görev toplam 2880 saat çalışıyor. Yani yılda 6 ay fazla çalışıyor. 1200 saat fazla mesai yapıyor. O da sadece gece ve tatil günleri. 8/24 çalışan polis memuru yılda 750 saat gündüz, 1300 saat gece, 150-200 saat ek görev toplam 2250 saat çalışıyor. Yani yılda 3 ay fazla çalışıyor. Tabi ki 8/24 kaç kişi çalışıyorsa. 600 saat fazla mesai yapıyor. O da gece ve tatil günleri. Bir devlet memuru günlük 8 saat çalışırken, polis normal çalıştığında 12- 13 saat çalışmakta. Bu durum olğanüstü zamanlarda değil normal zamanlarda öyle,  polisler ortalama ayda 240 saat çalışıyorlar. Devlet memurları ve iş kanununa göre diğer çalışanlar ayda 180 saat, polis 240 saat çalışmaktadır. Son günlerde ise insan üstü bir gayretle 4-5 kat daha fazda çalıştırılmakta. Bu çalışmaya rağmen fazla mesai ücreti verilmemesi de üstüne tuz biber oluyor.

 

 

'Emeğimizin karşılığı yok'

 

 

Polisler, bu çalışma düzenine isyan etseler de içlerine atıyorlar. Ne diğer meslek grupları gibi sokağa çıkma şansları var ne de teşkilat içerisinde aktif biçimde bu taleplerini bildirme imkanları. Ancak hangisine sorsak, benzer bir yanıt veriyor: "Emeğimizin karşılığı yok ve değeri bilinmiyor, yok sayılıyoruz.”

 

Polisler anlatıyor:

“Maaş genel olarak yetersiz gelmekte. Yaşanılan en büyük sorun ise Türkiye’nin her ilinde çalışanın aynı maaşı alması. Örneğin İstanbul’da çalışan memurun verdiği ev kirası ile Mersin’deki polisin aynı değil. Ayrıca turizmin yoğun olduğu Muğla, Antalya, İzmir gibi bazı illerde hayat şartları ve kiralar çok pahalıdır. Bu tip illerde memura kira yardımı yapılması gereklidir.

İngiltere de Londra’daki bir polis ile küçük bir ilde çalışan polislerin ücretleri farklıdır ama ülkemizde sadece şark görevini yapanlara 300 TL gibi bir fark ödenmekte ve memur şarkta iken zaten lojman imkânından faydalanabilmektedir. Bir diğer konu çok fazla çalışan bir memurun normal çalışan memurla aynı ücreti alması. Eşit işe eşit ücret ilkesi uygulanmamaktadır.”

 

 

Polis eşinin davası

 

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin yaptığı bir çalışmada, çalışma şartları konusunda, “Polisin çalışma şartlarına ilişkin uygulamaların Anayasa’ya, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu, polisin çalışma şartları ve özlük haklarına ilişkin yapılacak iyileştirmenin sadece polisin değil toplumun da yararına olacağı” belirtiliyor. Hatta bu konuda bir polis eşinin AİHM’ye yaptığı başvuru bile bulunuyor. Henüz karara bağlanmayan başvuru, birçok polise dava yolunu da açabilecek.

 

 

Memurlar da şikâyetçi, amirler de

 

 

Memurlar bu kadar dertliyken, amirleri ne durumda?

Emniyet teşkilatında 3 tür amir yetiştirme sistemi bulunuyor. 13 yaşında koleje başlatılan bir çocuk 8 yıl boyunca aldığı eğitim sonrası ‘komiser yardımcısı’ olarak göreve başlayabiliyor. 3 yılda bir terfi alarak, mesleğinde ilerleyebiliyor.  Kolej bitirmeyip, akademiden mezun olanlar da bu şekilde göreve başlayıp ilerliyor. Ancak önce memur sonra komiser yardımcısı olanların, başarılı olsalar bile emniyet amirliğinden öteye gitme şansı bulunmuyor.
Yönetici sınıfı açısından en büyük sorun ve adaletsizlik burada kendini gösteriyor. Amirler, eşit atama koşulları isterken memurların bir diğer sıkıntısı da amirlerin sınırsız özgürlüğü. Bir polis, bu sıkıntıyı, “Amir ve müdürlerin özel işini yapmayan kişiler aynı gün başka bir ilçeye sürgün edilir” diye aktarıyor.

 

 

Peki polislerin talepleri ne? 

 

Görüştüğümüz polislerin talepleri şu başlıklarda ortaklaşıyor:

- Emniyet teşkilatının tüm birimlerindeki çalışma şekli 8/24 olmalıdır,
- Haftalık çalışma saati diğer devlet memurları gibi 40 saat olmalıdır.
- Görevin zorluğu itibarıyla haftalık 40 saat içerisinde kalan çalışmalar dahilindeki gece, hafta sonu ve tatil günlerinde yaptırılan fazla çalışmalar ile zorunlu durumlarda yaptırılan haftada 40 saati geçen çalışmalar için diğer devlet memurlarına ödendiği gibi görevimizin riski de göz önünde bulundurularak aylık brüt ücretin aylık çalışma saati olan 160’a bölünmesi ile elde edilecek tutarın saat başı fazla mesai ücreti olarak kabul edilerek; gece, hafta sonu ve tatil günlerinde yaptırılan fazla çalışmalar için ayrı ayrı saat başı fazla çalışma ücreti ödenmelidir,
- Diğer kurumlar gibi döner sermaye sistemine geçilerek pasaport ve ruhsat harçları ile kesilen trafik cezalarından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne pay verilmeli,   alınan bu paylar rütbe farkı gözetmeksizin tüm çalışanlara eşit şekilde dağıtılmalıdır.
- Yaptığımız görev itibarıyla tüm çalışanlara günümüze uygun olarak belirlenecek tutarda çalıştığı süredeki öğün sayısı kadar  yemek bedeli ödenmelidir,
- Çalışanlar istirahatli zamanlarında kesinlikle görev, kurs, panel, açık oturum vb. gibi etkinliklere çağrılmamalı, çağrılır ise saat başı fazla çalışma ücreti ödenmelidir,
- Taltifler ya sadece kanunda belirtildiği gibi sadece hak edene ya da her çalışana adaletli bir şekilde dağıtılmalıdır,
- Senelik izinler 10 yıla kadar 20 gün yazlık, 10 gün kışlık, 10 yıl ve yukarısı için 20 gün yazlık, 20 gün kışlık izin şeklinde yeniden düzenlenmelidir,
- Polis kendisine angarya olarak verilen maç, konser, şoförlük, zabıtacılık, postacılık, sosyal hizmetler memurluğu, trafik, gereksiz koruma gibi tüm görevlerden arındırılmalıdır.

Cem Klılıç anlatıyor:

 

Fazla mesai ücreti de yok

 

 

Emekli olduklarında polislerin maaş kaybının yüksek olmasının nedenleri nelerdir?

- Emniyet teşkilatının yüzde 87’si yüksek okul mezunudur. Emniyet Amiri, Baş Komiser, Komiser, Komiser Yardımcısı, Baş Polis Memuru ve Polis Memurlarının ek göstergesi 2200, dördüncü, üçüncü, ikinci sınıf emniyet müdürlerinin ek göstergesi 3000, birinci sınıf emniyet müdürlerinin ek göstergesi ise 3600’dür. Emniyet mensuplarından 1. sınıf emniyet müdürleri hariç diğer mensuplar ister üniversite mezunu olsun ve hatta isterlerse master ya da doktora yapsınlar asla kadro derecesi 1’e yükseltilememektedir. Yani ek gösterge rakamı kendilerini ne kadar geliştirirlerse geliştirsinler 2200’de çakılı kalmaktadır. Polislerin ek göstergesi düşük olduğundan emekli olduklarında, emekli maaşı faal maaşa oranla yüzde 48- 50 nispetinde düşmektedir. Bu durum polislerin emeklilik yaşamlarının çok sıkıntılı geçmesine, büyük bir bölümünün emekliye ayrılmak istememesine, zaten stresli bir meslek yapmalarına rağmen emeklilik yaşamlarını da rahat geçirememelerine yol açmaktadır.

 

Polislere ne kadar ek ödeme veriliyor?

 

 

- Ek ödeme konusunda da benzer sorunlar bulunmaktadır. Bugün itibarı ile polis memurları ve emniyet hizmetleri sınıfında çalışan personel derecelerine göre 481 TL ile 539 TL arasında ek ödeme almaktadırlar. 2012 yılında kamu görevlilerinin büyük çoğunluğunun ek ödeme oranları yükseltildiği halde polislerin ek ödemelerinde herhangi bir artışa gidilmedi. Bunun yanında bu ödeme emekliliğe de yansımadığı için emekli olan polislerin maaşlarında yaşadıkları düşüş daha da artmakta.

 

Polislerin fazla mesai koşulları nedir, bu konuda bir ücret alıyorlar mı?

 

- Polisler bir devlet memurunun yaptığı mesaiden yaklaşık yarı yarıya daha fazda çalışmaktadırlar. Bir memurun günlük çalışması 8 saat iken polislerin günlük çalışma süresi 12 saati aşmakta aylık çalışma süreleri kamuda ve özel sektörde 180 saat iken polislerde bu rakam 240 saati bulmaktadır. Üstelik yapılan bu fazladan çalışmaya karşılık polislere fazla mesai ücreti ödenmemekte, olumsuz koşullarda çalışma karşılığında da her hangi bir ücret verilmemektedir.