Gündem

Polis, kanlı 1 Mayıs'ta olacakları biliyordu

1977 1 Mayıs'ında “İstanbul Belediye Başkanı” olarak meydanda bulunan Ahmet İsvan, 33 yıl sonra yine aynı meydanda, DİSK’in onur konuğu olarak yer alacak.

29 Nisan 2010 03:00

T24 - Taksim’de büyük katliamın yaşandığı 1 Mayıs 1977’de “İstanbul Belediye Başkanı” olarak meydanda bulunan Ahmet İsvan, 33 yıl sonra yine aynı meydanda, DİSK’in onur konuğu olarak yer alacak.



İsvan, 1 Mayıs’ın yeniden Taksim’de kutlanmasının Türkiye’nin temize çıkması için çok önemli olduğunu vurgulayarak, 1977’deki olaylar için şu teşhisi yapıyor: “Valilik besbelli ki bu işin iç yüzünü biliyordu. O kadar polis, o kadar çok sıkı tembih altındaydı ki ‘hiçbir şey yapmayın’ diye. Bir tek patlamış silah getirmediler mahkemeye... Bunun bir karanlık güç tarafından planlandığını, hatta belki de yurtdışından yardım alındığını kuvvetle tahmin ediyorum.”

Kanlı 1 Mayıs’ın yaşandığı 1977’de CHP’nin İstanbul Belediye Başkanı olan Ahmet İsvan, protokol sırasından zabıta telsiziyle takip ettiği o günü şöyle anlattı:

“Bunun bir tertip olduğunu, hazırlık yapılmış olduğunu bir süre anlayamadım. Ama daha sonra polisin davranışından, daha doğrusu davranmayışından, hiçbir iş yapmayışından, bunun çok karanlık bir tertip olduğunu birkaç dakika içinde anladım. Olaydan belki 10 dakika sonra bir ya da iki panzer meydana adeta saldırdı. İnsanlar kaçıyor, karısını, çocuğunu elinden tutmuş, dışarı doğru kaçmakta olanların üstüne doğru bir polis panzeri, tur attı Taksim Meydanı’nda birkaç defa.

Sular İdaresi üstünden insanlar gözüktü, güneş batıyordu, siluet halinde o insanları polise göstermeye uğraştım. ‘Bunlar kim, bunların elinde silah var, buradan da ateş açıldı bize, bunlar polis mi, görevli mi incelemeniz lazım’ dedim.


Omzuma copla vurdu

Biz bunu konuşurken, o polislerin içinde bir homurdanma duyuldu. ‘Ne arıyor bu herif burada?’ lafını duydum. Müdür de duydu. Kolumdan tuttu, ‘Şöyle yürüyelim beyefendi’ dedi, ters istikamete çevirdi beni. O sırada omzuma copla vurdu arkadaki polislerden birisi.

DİSK belediyeye resmen başvurmuştu. ‘1 Mayıs kutlamasının sorumlusu biziz, yürüyüş hareketlerini koordine etmek için bize yardımcı olmanı istiyoruz’ dediler. Olumlu yanıt verdim. 6-7 telsizli zabıta otomobilini yazılı emirle görevlendirdim. O sırada olayı yaratan bir grup, ismini bilmiyorum, kullanılan sol bir fraksiyondu. İlk olarak Yeni Camii’nin önünde kümelendiler.



Arabaların sık sık gitmesinden deşifre olduklarını anlayıp dağıldı oradaki kümelenme.
DİSK’in meydana sokmak istemediği bir sol fraksiyon. Şimdi anlaşılıyor ki, bunlar güvenlik kuvvetlerinin etkisi altında hareket ediyorlarmış. Bu grup, Haliç’in etrafından dönerek Taksim’e geldi. Meydana girerken ilkin bir tabanca ateşlemesi oldu, bu fraksiyonun girdiği yerde. Polisten tabii hiç yardım yok. Bu sesleri duyan o yöredeki kalabalık, bir sarsıntı, hareketlenme geçirdiler.

Buğday tarlasına rüzgârın esmesi gibi bir şey oldu. Ondan sonra başladı. Hazır bunu bekleyen birileri varmış, onlar ateş ettiler. Herhalde 5 dakika falan sürdü bu ateş.


Ayakta izledim

Tuhaf bir şekilde korkmadım, ayakta kaldım. Aşağı yukarı olayı seyrettim. Kemal Türkler (DİSK Başkanı) hemen kaçırıldı, bir kamyona yüklendi, üstüne insanlar yığıldılar. Şimdi artık bunun bir karanlık güç tarafından planlandığını, hatta belki de yurtdışından yardım alındığını kuvvetle tahmin ediyorum.

Olaydan sonra sağcı basın beni olaya bulaştırmaya çok uğraştı. Taksim’de 18-20 bayrak direklerine 1977’de orak çekiçli bayrak astırmışım. DİSK’in kullandığı sopaları benim temin ettiğimi, belediye atölyelerinde yaptırdığımı yazdılar.”

İsvan’ın anlattığı manzara, Ara Güler’in “Beyaz Güvercinli Adam” kitabından


Valilik biliyordu

Belki biraz daha tecrübeli olsaydım anlayabileceğim şu olurdu. Vilayetten belediyeye resmi bir yazı geldi. ‘Hazırlıklı olunuz’ olaylar çıkabilir diye. İtfaiyeye haber verdim, ambulanslar yerleştirdim meydanın etrafına. Sağ sol gruplar gençler birbirine bir şeyler yapar diye ufak ihtimaller geçiyordu aklımdan. Valilik besbelli ki bu işin  iç yüzünü biliyordu. O kadar polis, o kadar çok sıkı tembih altındaydı ki ‘hiçbir şey yapmayın’ diye. Bir tek patlamış silah getirmediler mahkemeye. Intercon-tinental Oteli’nin ön odaları güvenlik kuvveti ve karanlık güçler tarafından boşaltılmış ve oraya insanlar yerleştirilmişti. Oradan sinemasını çektiler olayın. Mahkemeye bunu getirmediler.



İstanbul Taksim Meydanı’nda 32 yıl sonra ilk kez resmi olarak kutlanacak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde, üç koldan hareket ederek Taksim’de birleşecek olan konfederasyon kortejleri, Kazancı Yokuşu’na 10 bin karanfil bırakacak.