Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında Ali İsmail Korkmaz’ı döverek ölümüne yol açan polis memuru Mevlüt Saldoğan, aynı gece Tevfik Caner Ertay adlı bir başka gence işkence ettiği ve aracının bagajında dolaştırdığı iddiasıyla ilgili ifade verdi. Amirlerini suçlayan Saldoğan, dönemin İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Halil Kısalar ve İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Arık tarafından Ertay’ın dövülmeye çalışıldığını söyledi. Saldoğan, “Vurma girişimi sırasında ben üç müdürüme ‘Müdürüm zaten yaralı, ne uğraşıyorsunuz’ gibi bir söz de söyledim” dedi. Ali İsmail Korkmaz’ın sopalarla dövülmesinden kısa bir süre sonra Tevfik Caner Ertay adlı üniversiteli de yakın bir noktada iddiaya göre polisler tarafından demir sopalarla darp edilerek, polis otosunun bagajına kilitlenmişti.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre Ertay, bagaja konulduktan sonra aracın durduğunu ve bir grup polisin kendisini dışarıya çıkarmak için dövdüklerini iddia etmişti. Eskişehir Devlet Hastanesi ve Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne ait kameralarda Ertay’ın bagajdan çıkarılıp hastaneye götürüldüğü ana ait kayıtlar da ortaya çıkmıştı. Eskişehir Başsavcılığı, Emniyet’e yazı yazarak, Ertay’ın bagajında taşındığı aracı sormuştu. Gelen yazıda ‘26 A 0357’ plakalı ‘Ford Connect’ marka aracın C Büro Amirliği’ne ait olduğu kaydedilmişti. Aracın, Korkmaz’ın başına ve göğsüne tekme atarak ölümüne yol açan Saldoğan’a zimmetli olduğu ifade edilmişti.
Yaralıydı... araya girdik
Saldoğan, 7 Ocak 2015’te alınan ifadesinde, 2 Haziran 2013’te akşam saatlerinde Yunus Emre Caddesi’ndeki AKP İl Binası önünde beklerken, Emniyet Amiri Mutlu Umutlu’dan gelen, “Sarar Otoparkı içerisinde, metruk binada yaralı bir kişi var, gözaltına alın” talimatı üzerine araçla buraya hareket ettiklerini söyledi. Mutlu Umutlu ile polis memuru Emre Koç ve Ömer Faruk Albayrak’ın da yürüyerek binaya geldiğini belirten Saldoğan, şunları anlattı: “Bizim şubede görevli Adem Ölmez, ekibin şoförlüğünü yapan Ahmet isimli polis memuru ve soyadını bilmediğim İzzet isimli polis, müştekiyi yaralı şekilde binadan çıkardılar, merdivenden indirdiler. Arka koltuğa Emre, yanıma Ömer Faruk bindi. Mutlu Amirim, ‘Arkadaşlar şahsın tedavisini yaptırın, gözaltına alın’ dedi. Eskişehir Devlet Hastanesi’ne doğru hareket ettiğimiz sırada müdürlerimiz (dönemin İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün, Çevik Kuvvet Şube Müdürü Halil Kısalar ve İstihbarat Şube Müdürü Mustafa Arık) aracı durdurdu. Ben direksiyondaydım. Aracın arka kapısı açıldı. Ancak kimin açtığını bilmiyorum. Her üç müdürümüz de bu şahsa vurmaya çalıştılar. Ben ve diğer polis memurları araya girdik. Bir fiziki müdahale yapmalarına imkan vermeden şahsı tekrar araca aldık. Müdürlerimizin vurduğunu görmedim. Sadece vurma girişimi oldu. Vurma girişimi sırasında ben Mustafa Arık müdürüme ‘Müdürüm zaten yaralı, ne uğraşıyorsunuz’ gibi bir söz de söyledim. Hatta bu sözü üç müdürüme de söyledim. Bu şahıs aracın arkasında kendi kendine ağlamaklı şekilde mırıldanıyordu. Şahsa hiçbir şekilde vurmadık. ‘Yok edelim-kaybedelim’ gibi bir söz sarf etmedik. Emniyet Amir Ayhan Karayel de ‘İyi yapmışsınız, şimdi bunu götürün’ şeklinde bir ifade kullanmadı.”
Darp hamlem olmadı
Saldoğan’ın ifadesi üzerine üç müdürün ifadesi alındı. Eski Çevik Kuvvet Şube Müdürü ve halihazırda Emniyet Müdür Yardımcılığı yapan Halil Kısalar, 6 Mart’ta alınan ifadesinde, “Benim tahminime göre şahsı gözaltı otobüslerine götürmek için araç kapısı açılmıştı. Kimin açtığını hatırlamıyorum. Daha önceki bir olaydan tanımamız nedeniyle Ertay’a ben de baktım, sonra görevime devam ettim. Darp etmeye yönelik hamlem olmadı. Ertay yaralıydı, darp edilmişti” dedi.
Husumet beslemiş olabilir
Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Aygün de 12 Şubat’ta alınan ifadesinde, AKP binası önünde bekledikleri sırada, içinde Ertay’ın da bulunduğu aracın geldiğini belirterek, “Bu şahsa vurmamız gibi bir durum olmamıştır” dedi. Mustafa Arık ise olay gecesi o noktada görevli olmadığını savunarak, Mevlüt Saldoğan’ı suçladı. Arık, “Saldoğan, Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünden sorumlu tutularak yargılandığı için bundan kendince bizi de sorumlu tutarak, husumet besleyip ismimi vermiş olabilir” dedi.