Muzaffer Gençdoğan / Ankara
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda muhalefete mensup üyelere yönelik “Bizi eli kanlı Esad’la karıştırıyorsanız sizi Allah’a havale ediyorum” sözleri gerginliğe neden oldu.
Dışişleri Bakanlığının 2014 yılı bütçe tasarısı üzerinde eleştirileri yanıtlayan Bakan Davutoğlu, Suriye krizinin barışçıl çözüm olanaklarının görüşüleceği Cenevre-2 konferansına katılmasını istedikleri ülke ve gruplar hakkında bilgi verirken “Londra mutabakatına göre, eli kana bulaşmış hiç kimsenin Cenevre Konferansı’na katılmasını istemiyoruz…” dedi. Bakan Davutoğlu’nun sözünü kesen CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel'in “Demek ki Türkiye de katılmayacak, değil mi?” sorusu üzerine Ahmet Davutoğlu “Bizi eli kalı Esad’la bir tutuyorsanız sizi Allah’a havale ediyorum” tepkisini gösterdi.
Özgür Özel’in “ben de sizi Allah’a havale ediyorum. Suriye’deki muhaliflere kim destek verdi?” çıkışına bu kez AKP’li üyeler sert tepki gösterince ihtidar ve muhalefet milletvekilleri arasında gerilim yaşandı.
AKP ile CHP ve MHP’li milletvekilleri arasında gerginlik, Komisyon Başkanı Lütfi Elvan’ın tüm müdahale ve çabalarına rağmen bir süre devam etti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun gerginlik sırasında çok sinirli olması dikkati çekti. AKP’li üyelerin yerine oturması üzerine gerilim sona erdi ve Bakan Davutoğlu, konuşmasına devam etti.
El Kaide için “haşarat” nitelemesi
Davutoğlu, muhalefete mensup bazı üyelerin “El Kaide örgütüne neden terör örgütü demekten kaçınıyorsunuz?” yönündeki iddialarına yanıt verirken “Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti bakanı, El Kaide’ye sempati ile bakmaz. Eleştiri ile ithamın ayrımını bilmeden böyle sözler söylenmez. Bu sözler devleti itham etmektir. Herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu korumak zorundadır… El Kaide dahil kim terör faaliyeti gösteriyorsa buna sempati duymayız reddederiz. Bir bataklık yaratmışsanız orada haşarat oluşması normaldir” dedi.
Ankara’nın PYD’ye karşı tutumu
Suriye’de hiçbir kesimin diğerine üstünlüğü olmadığını vurgulayan Davutoğlu, “Kizin çıkmasından itibaren, kanın durması için Suriye’deki her kesimin, tarafların öncelikle Türkiye ile konuşmasını istediklerini” anlattı. Suriye’de hiç kimseye “ayaklanma çağrısı” yapmadıklarını ifade eden Davutoğlu, “Biz öncelikle muhalif gruplara ‘rejimle işbirliğini kes, muhalefete katıl, tek başına hareket etme’ telkininde bulunduk. Kürt bölgesini temsil eden PYD ise önerilerimize önce olumlu karşılık verdi ancak geçtiğimiz son 1-2 ay içinde yeniden rejimle işbirliğine yönelik temas kurdu. Biz de ilişkilerimizi bu nedenle soğuttuk” diye konuştu.
Kuzey Irak’la yapılan anlaşmalar
Muhalefetin “Hükümetin, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı duymadığının Kuzey Irak’la yapılan anlaşmalarla devam ettiği, Barzani’nin Türkiye’ye davet edilmesiyle bu politikanın meşrulaştırıldığı” yönündeki eleştirilerine de yanıt veren Davutoğlu, Irak Anayasa’na göre Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile yapılan anlaşmaların hukuka uygun olduğunu vurguladı. Davutoğlu “Barzani, Irak Anayasası’na göre Kuzey Irak’ın bölgesel başkanıdır. Barzani Diyarbakır’a da gelir, Mersin’e de gelir, Ankara’ya da gelir. Her yere gelir ve resmi bir konuğumuz olarak ağırlanır. Kuzey Irak’tan sağlanacak doğalgaz ve hampetrol projeleriyle ilgili merkezi hükümetle bugüne kadar bir mutabakat sağlamış değiliz. Oysa, yine Irak Anayasası’na göre Bölgesel Yönetimin Irak’ın enerji kaynaklarında payı var. Bölgesel Yönetimle imzalanan anlaşmalar bu temele dayanıyor. Kuzey Irak’la çok sayıda Batılı ülke işbirliğine giderken biz kenarda duramazdık, durmadık” dedi.