Ekonomi
Deutsche Welle

Piyasalarda tansiyon yüksek

Türkiye'de Merkez Bankası'nın faiz artırımı kararının yankıları sürüyor. Uzmanlar, piyasalarda istikrarın sağlanması için bu adımı siyasi reformların izlemesi gerektiği uyarısını yapıyor.

30 Ocak 2014 00:37


Türk Lirası son bir yıl içerisinde dolar ve euro karşısında neredeyse dörtte bir oranında değer kaybetti. Yine de bu tür bir faiz artırımı az rastlanan bir durum. Normalde, merkez bankalarının faiz oranlarını yarım puanlık bir dilimde değiştirmesi beklenir. Türkiye Merkez Bankası ise faizleri iki katından da fazla artırarak, yüzde 10'un üzerine çekti. Yüksek faizlerle yatırımcıların cezbedilmesi ve Türk Lirası'ndaki değer kaybının durdurulması amaçlandı. Bu nedenle karar aslında finans piyasaları açısından bir sürpriz olmadı ve kısa vadede etkisini de gösterdi.

Fakat Commerzbank'ın başiktisatçısı Jörg Kraemer, bir noktayı gözden kaçırmamak gerektiğine dikkat çekiyor: “Bu tür sert önlemler, Türkiye'deki durumun çok ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Türk hükümeti, yüksek dış borç yükünü görmezden geldi ve Merkez Bankası'na çok düşük seviyedeki faizlerin yükseltilmemesi talimatı verdi. Türk Lirası'nın giderek değer kaybetmesi ve başka çare kalmaması üzerine Merkez Bankası gösterge faiz oranını yükseltti. Yani, Merkez Bankası'nın zorlanarak aldığı bir karar oldu bu.”

Türk Lirası ve uluslararası mali piyasaların gelecek dönemde de dalgalanmalarla karşı karşıya kalacağı yorumu yapılıyor. Bu nedenle uzmanlar, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu kalkınmanın eşiğindeki olan ülkelerin sorumluluk almasının önemine dikkat çekiyor. Almanya Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann, mali piyasaların gözünün, ekonomik göstergeleri zayıf durumda olan ve siyasi riskler taşıyan ülkelerin üstünde olduğunu ifade etti.

Weidmann, Handelsblatt gazetesine yaptığı açıklamada, gelişmekte olan piyasalardaki dalgalanmaların bir uyarı olarak algılanmasını umduğunu söyledi. Türkiye'de de şubeleri bulunan İNG Bankası'nın başiktisatçısı Carsten Brzeski, faiz artırımından sonra da yapılması gerekenler olduğunu belirtiyor: “Ülkenin sadece sıcak para değil, reel yatırımlar için de cazibesini koruyabilmesi için, sürece siyasi reformlarla devam edilmesi gerekiyor.”

Türkiye yalnız değil

Türkiye'nin yanı sıra Hindistan, Arjantin, Endonezya, Güney Afrika gibi eşik ülkeleri de benzer sorunlarla boğuşuyor. Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika'da da yabancı yatırımcıların ülkede kalmasını sağlamak için gösterge faiz oranları yükseltildi. Peki, bu eğilim Amerikan merkez bankası FED ile Avrupa Merkez Bankası'nın faiz politikasını da etkiler mi?

İktisatçı Carsten Brzeski, “Faiz indirim kararları FED'in gevşek para politikasını sona erdirmesine karşı savunma hamlesi. Yani eşik ülkeleri ABD sermaye piyasalarında faizlerin yükselişe geçmesine tepki vermek, kendilerini biraz korumak zorundalar. Bu da eşik ülkeleri için genelde faiz artırımı anlamına geliyor. Bu eğilimin sanayi ülkelerinde de devam edeceği beklentisi içinde olmamalıyız. ABD, İngiltere, Euro Bölgesi gibi büyük bölgelere baktığımızda, faizlerin yükseltilmesinin bu yıl daha gündemde olmadığını görüyoruz" yorumunu yapıyor.

Ancak, borsalarda hareketlilik sürüyor, yatırımcılarsa merkez bankalarının kararlarına odaklanmış durumda. Daha fazla kazanç sağlamak isteyen pek çok yatırımcının, gelişmekte olan piyasalardan kaçarak, paralarını ekonomik canlanma belirtilerinin görüldüğü ABD ile diğer sanayi ülkelerinin piyasalarında değerlendirmek istediğine dikkat çekiliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle