T24 Haber Merkezi
Gonca Tokyol
Arjantinliler 11 Ağustos’ta ön seçim için sandık başına gitti. "Herkesin Cephesi" koalisyonu lideri Alberto Fernandez, ‘beklenmedik’ bir başarı göstererek oyların yüzde 47.3’ünü aldı. Mevcut Devlet Başkanı Mauricio Marcri'nin oyları ise yüzde 32.3’te kaldı.
Vaatleri arasında emekliler için bedava ilaç ve işçiler için daha yüksek ücretler bulunan Fernandez’e başkanlık yarışında yardımcısı sıfatıyla eski Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner (CFK) eşlik etti. 2007-2015 yılları arasında devlet başkanlığı koltuğunda oturan Kirchner’ın döneminde Arjantin’de sermaye kaçışını önlemek için kambiyo kontrollerini de içeren bir dizi ekonomik tedbir uygulanmıştı.
Seçimi kazanması halinde IMF'den Macri döneminde alınan 57 milyar dolarlık borcun yeniden yapılandırılması için masaya oturulacağını söyleyen, ‘popülist’ politikalara sahip Fernandez’in başarısı piyasaları tedirgin etti. Ön seçim öncesinde anketler yarışın ‘başa baş’ gideceği tahmininde bulunuyordu, yatırımcıların umudu ise ‘piyasa dostu’ Macri’deydi; sonuçlar piyasa için bir şok etkisi yarattı.
TIKLAYIN - Arjantin'de ön seçimler ekonomiyi kötü etkiledi: Pezo yüzde 30 değer kaybetti
Arjantin Pezo’su, haftanın ilk günün ABD Doları karşısında yüzde 30’un üzerinde değer kaybetti. Bir önceki haftayı 46.5 peso seviyesinde kapatan dolar, Arjantin Merkez Bankası’nın dolar bozdurma hamlesi öncesinde 65 pezonun üzerine kadar çıktı, sonradan 52 pezo seviyesine geriledi. Merval Endeksi pazartesi günü dolar bazında yüzde 48 değer kaybederken; Arjantin’in 5 yıllık CDS’i de 808 puandan 2169 puana çıktı.
2001 yılında ülkenin iflasına yol açan ekonomik krizden beri para birimi, hisse senetleri ve devlet tahvilleri bu kadar yüksek bir değer kaybı yaşamamıştı. Ülkenin para birimi pezo ve hisse senedi piyasaları pazartesi günü son 18 yılın en büyük değer kaybını yaşadı.
T24 yazarı Barış Soydan, piyasaların Fernandez’in kazandığı başarıya gösterdiği tepkiyi, Brezilya’da aşırı sağcı Jair Bolsonaro’nun sandıktan çıkmasından sonra yaşananlarla kıyaslayarak, bugünkü köşe yazısında şu yorumda bulundu:
“Geçen sonbaharda Brezilya’da işkenceyi savunan, Şili diktatörü Pinochet’in ‘yeteri kadar’ insan öldürmemesine hayıflanan aşırı sağcı Bolsonaro başkan seçildiğinde Real (Brezilya parası) ve Bovespa (Brezilya borsası) roket gibi yükselmişti. Önceki gün Arjantin’de yapılan seçimi sol popülist Alberto Fernandez kazanınca bu kez tersi oldu, Pezo çöktü. Neden? Çünkü Bolsonaro “piyasa dostu” politikaları savunurken, Fernandez yoksulları gözeten bir ekonomi politikası izlemekten, Arjantin’in IMF’ye olan borcunu yeniden müzakere etmek için masaya oturmaktan söz ediyordu. Bolsonaro kazanınca küresel sermaye Brezilya’ya yatırım yapmaya koşmuştu; Fernandez önceki gün kazanınca ise elinde ne var, ne yok satıp Arjantin’den çıkmaya çalıştı.”
Guardian'ın haberinde görüşlerine yer verilen Capital Economics'in Latin Amerika masasından Edward Glossop da Fernandez’in ön seçimlerde elde ettiği bariz zaferin sol popülizmin geri dönüşünün önünü açtığını belirterek, bunun da birçok yatırımcıyı korkuttuğunu söyledi.
Macri: Ekim ayı Arjantin’in gelecek 30 yılını etkileyebilir
Wall Street Journal’ın konuya dair haberinde görüşlerine yer verilen Goldman Sachs’in Latin Amerika Şef Ekonomisti Alberto Ramos ise piyasada yaşananların Macri için ‘umut’ olabileceği yorumunda bulundu. Ramos, Macri’nin durumun kötülüğüne dikkat çekerek bunun Ekim ayındaki seçimi kaybetmesi halinde yaşanacakların bir ön gösterimi olduğunu söyleyebileceğini belirtti.
Gazetecilere yaptığı açıklamada ön seçimler sonrasında kabinesini ya da ekonomi politikalarını değiştirmeyeceğini söyleyen Macri de “Ekim ayı Arjantin’in gelecek 30 yılını etkileyebilir” dedi.
Devlet Başkanı, piyasaların verdiği tepkinin ‘halefinin politikalarına güvenilmediği’ anlamına geldiğini savunurken, Fernandez ise ekonomide yaşananlardan Macri’yi sorumlu tuttu. Reuters’ın haberine göre "Herkesin Cephesi" koalisyonu lideri, “Piyasalar oyuna getirildiklerini anladıklarında kötü tepki verirler. Kurmaca bir ekonomide yaşıyoruz ve hükümet sorulara cevap vermiyor” dedi.
"Türkiye’nin geçen yılki krizi tetikleyen cari açık sorununu çözmüş olması TL’nin kaderini ekürisi Pezo’dan ayırıyor"
Arjantin’de yaşananları Türkiye’de en yakından takip eden isimlerden biri olan Dünya gazetesi yazarı, stratejist Orkun Gödek, sürecin Arjantin özelinde uzun süreceği tahmininde bulundu. “Özellikle sabah Japonya’nın tatil olması ve yuanın değer kaybında panik yaratmaması ilk etkiyi sınırladı” diyen Gödek, pezodaki gidişatın diğer gelişmekte olan ülke paralarına etki etmediğine de dikkat çekti.
Barış Soydan, pezodaki kötü gidişatın TL’ye nasıl bir etkisi olacağına dair yazısında, en azından Türkiye özelinde bir paniğe gerek olmadığı yorumunda bulunuyor. Uluslararası yatırım bankası Brown Brothers Harriman’ın Küresel Para Stratejisi Şefi Win Tin’in Arjantin’de yaşananların etkisinin Brezilya ve Uruguay ile sınırlı kalacağı yönündeki görüşünü aktaran Soydan, ‘Türkiye’nin geçen yılki krizi tetikleyen cari açık sorununu çözmüş olmasının da TL’nin kaderini ekürisi Pezo’dan ayırdığını’ düşünüyor.
"Perşembe günkü açılışta borsanın satış baskısıyla karşı karşıya kalması mümkün"
Gödek de "Liraya, randa, diğer EM’lere ciddi baskı olmaması ilk intibada değerlidir. Not edilmelidir. 2018 Ağustos-Eylül geçişi henüz yok" derken; Nişantaşı Üniversitesi öğretim görevlisi Mert Yılmaz da YouTube kanalında yaptığı yorumda, geçtiğimiz yıl yaşanan kur krizini ve Türkiye’de o günlerde yaşanan çalkantının diğer gelişmekte olan ülkelere sıçrama riskinin fiyatlandığını hatırlatarak Arjantin’de yaşananlardan çıkarılması gereken dersler olduğunu söyledi. Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Kırılganlıklar çok yüksek. En ufak bir toplumsal tepki, bir siyasi tercih değişikliği çok hızla her şeyin yıkılmasına neden olabiliyor. Arjantin’de yaşananların Türkiye’de etkileri olması muhtemel. Çünkü Türkiye de her ne kadar yaşanan toparlanmaya rağmen kırılganlıkları çok yüksek bir ülke.
Piyasalar perşembe günü açılacak. Çok radikal değişiklik olmazsa borsanın satış baskısıyla karşı karşıya kalması mümkün. Çünkü Hong Kong’da yaşananlar da Asya piyasaları üzerinden bir baskı yaratıyor. Türkiye için bir felaket senaryosu yazmaya, eyvah diye hoplayıp zıplamamıza gerek yok ama sakince olanları iyi gözlemlememiz, iyi dersler çıkarmamız gereken bir dönemdeyiz.
Enflasyonun yüzde 55'e ulaştığı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 57 milyar dolarlık standby anlaşması yapan Arjantin’de devlet başkanlığı seçimlerinin ilk turu 27 Ekim’de gerçekleştirilecek. Seçimi tek turda kazanmak için adaylardan birinin yüzde 45'in üzerinde oy alması yeterli. Adayların bu yüzdenin altında kalması durumunda ikinci tur seçimler 24 Kasım'da yapılacak.