Mısır Çarşısı davasında mahkemenin Pınar Selek hakkında verdiği beraat kararında direnmekten vazgeçmesinin ardından ilk duruşma 13 Aralık 2012 Perşembe (yarın) günü görülecek. Çağdaş Avukatlar Grubu, Katılımcı Avukatlar ve Özgürlükçü Hukuk Platformu Pınar Selek davasının Türkiye'nin adalet sınavı olduğunu dile getirerek, "İki kez oy birliği ile beraat kararında direnen Mahkemenin, yasayı açıkça çiğnemeyi göze alarak, beraat kararından neden döndüğünü biz hukukçular çok merak ediyoruz. Kararı verecek heyetin son anda neden değişti(rildi)ğini öğrenmek istiyoruz. Bu davada mevcut yasaların, yerleşik kararların yerine hangi hukuk uygulanıyor?" dedi.
Avukatlar, Pınar Selek davası için çağrı yaparak, "Bütün Meslektaşlarımızı, hukukçuları ve kendisi için adalet isteyen herkesi 13 Aralık 2012 tarihinde saat 14.00’te, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde PINAR SELEK’i savunmaya çağırıyoruz" dedi
Çağdaş Avukatlar Grubu, Katılımcı Avukatlar ve Özgürlükçü Hukuk Platformu’nun ortak basın açıklaması şöyle:
Pınar Selek davası adalet sınavıdır
Pınar Selek 9 Temmuz 1998’de Mısır Çarşısı’nda meydana gelen bir patlama nedeniyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Mahkemeye 19 Nisan 2001’de emniyetten patlamayı meydana getirenin “bomba” olduğuna dair imzasız bir yazı gönderildi. Dosyaya daha sonra gelen bilirkişi raporlarında patlama merkezinin “lahmacun fırını” olduğu ve patlamanın “tüpgaz patlaması” olduğu, “ eğer bomba olsa idi en az 50 cm.lik çukur oluşacağı” teknik incelemelere dayanarak açıklandı.
İşkence altında alınan ve sahibi tarafından da yargılama aşamasında ısrarla yalanlanan bir ifadeye dayanılarak suçlanan Pınar Selek hakkında mahkeme oybirliği ile beraat kararı verdi.
Savcı bu kararı temyiz etti, Yargıtay 9. Ceza Dairesi usulden bozdu. Dosya 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne döndü. Mahkeme 2. defa oybirliğiyle beraat kararı verdi. Savcı tekrar temyiz etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kez esastan bozdu kararı. Bu bozmaya karşı Yargıtay Başsavcısı ‘olağanüstü itiraz’ yolunu kullandı ve dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na (YCGK) gitti. YCGK, bu itirazı oyçokluğuyla reddetti ve bu durumda Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kararı 12. Ağır Ceza’ya geri geldi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, önüne 3. kez gelen dosyada Pınar Selek yönünden eski kararında DİRENDİ ve Pınar Selek hakkında bir kez daha BERAAT kararı verdi. Böylece Mahkeme verdiği bu kararla dosyadan el çekmiş oldu. Nitekim duruşmaya çıkan Cumhuriyet savcısı da bu nihai kararı, hemen ertesi gün temyiz etti.
Davaya diğer sanıklar yönünden devam eden Mahkeme, yargılamanın 22 Kasım 2012 tarihli oturumunda ise hukuk tarihinde görülmemiş bir karara imza attı. Sosyolog Pınar Selek’i 3 defa beraat ettiren Mahkeme, bu kez beraat yönündeki direnme kararından vazgeçtiğini açıkladı.
Bu açıklama, beraat kararını veren heyetin yerine yedek hakimlerle oluşturulan heyet tarafından duruşmadan önce tutanağa yazılmıştı. Böylece Mahkemenin sanık avukatlarını, niçin saatlerce beklettiği de ortaya çıkmış oldu.
Bu sürece, hiçbir hukuki değerlendirme yapmaksızın bakıldığında bile ortada iki artı ikinin beş ettirildiği bir sonuçla karşı karşıyayız.
İki kez oy birliği ile beraat kararında direnen Mahkemenin, yasayı açıkça çiğnemeyi göze alarak, beraat kararından neden döndüğünü biz hukukçular çok merak ediyoruz.
Kararı verecek heyetin son anda neden değişti(rildi)ğini öğrenmek istiyoruz.
Bu davada mevcut yasaların, yerleşik kararların yerine hangi hukuk uygulanıyor?
Bilindiği gibi, Pınar Selek davasındaki son gelişme, mahkeme heyetlerinin, hakimlerin değiştirilerek, siyasal iktidarın beklentilerine uymayan kararları bu beklentilere uygun hale getirmenin ilk örneği değildir.
Hukukun ve yargının kendi mecrasından çıkarılarak, “hile-i şeriye” yoluyla siyasal iklimin ve iktidarın “şamar oğlanı” haline getirilmesi tüm toplumu bir uçurumun kenarına doğru itmektedir.
Biz hukukçular; hukukun, yasanın ve yargının kişiyi değil, eylemi yargılayan ilke ve kurallar demek olduğunu; yargılananın din, dil, köken, ekonomik ve sosyal konum, siyasi görüş ve felsefi inançlarına göre farklılaşan bir hukukun hukuk olmadığını, bu ölçütlere göre farklı hukuk uygulayan yargılama faaliyetinin de adalet olmadığını bir kez daha PINAR SELEK davasında hep birlikte yüksek sesle ifade etmek istiyoruz.
Hukuk herkese gerekli.
Hukuk ve yargı adaletin gerçekleşmesi için var.
Adaleti gerçekleştirme amacından uzaklaşmış bir hukuk, hukuk olmaktan çıkar.
Adaleti gerçekleştirme amacından uzaklaşıp, basit bir idari ve siyasi faaliyet haline gelen hukuk ve yargının, gücü elinde tutanın oyuncağı haline gelmesi kaçınılmazdır.
PINAR SELEK davası, hukuk ve yargı açısından böyle bir sınavdır.
Bütün Meslektaşlarımızı, hukukçuları ve kendisi için adalet isteyen herkesi 13 Aralık 2012 tarihinde saat 14.00’te, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde PINAR SELEK’i savunmaya çağırıyoruz.