Kültür-Sanat

Picasso’nun kadınları ilk defa yan yana

Pablo Picasso’nun, Londra’daki National Gallery’de açılacak olan sergide hayatına damga vuran yedi kadın birarada olacak.

19 Şubat 2009 02:00

Geçen yüzyılın yetiştirdiği en büyük ressamlardan Pablo Picasso’nun, Londra’daki National Gallery’de 25 Şubat'ta açılacak olan PicassoChallenging The Past adlı sergisi, İspanyol sanatçının, her biri hayatının bir dönemini temsil eden ve hayatına damga vuran yedi kadın üzerine yoğunlaşıyor: Fernande Olivier, Eva Gouel, Olga Khokhlova, Marie-Thérèse Walter, Dora Maar, Françoise Gilot, Jacqueline Roque...

Kadınları ve özellikle de yedi sevgilisini “cefa makinesi” olarak tanımlayan Picasso, metreslerinden biri olan Françoise Gilot’ya şöyle demişti: “Benim için iki türlü kadın vardır:

Tanrıçalar ve paspaslar”... Rembrandt’dan Goya’ya birçok ressam, hayatlarına girip çıkan kadınların yüzleri ve bedenlerini takıntılı bir biçimde resmetti. Ancak yine de hiçbiri Picasso kadar kadınları istismar etmemiştir.

Picasso’nun, kadınlarını neredeyse iç organlarını boşaltırcasına resmettiği, uzuvlarını bir taraflara çekiştirip, onlarca parçaya ayırıp yeniden birleştirdiği resimlerinde, bu işkenceyi görmek mümkün.

Picasso’nun hayatına giren ve hiçbir önemi olmayan yüzlerce kadın arasındaki, ikisi intihar eden, diğer ikisi tımarhanelik olan söz konusu yedi kadının her biri adeta sanatçının kariyerindeki bir dönemi temsil ediyor.

İlk sevgililerini erken dönemindeki sanatsal anlayışıyla betimleyen, ardından gelen yıllarda sevgilileri değişirken, onun da yaptığı portrelerin değişip kübizme kaydığı görülüyor.

Her âşık oluşunda, çektiği acıyla ayrı şekillenen çizgiler, desenler, renkler ve ortaya saçılan
binlerce tablo doğru okunduğunda Picasso’nun sanatsal ilerleyişinin izlerini de temsil ediyor.

(Taraf)