Gündem

Pervin Buldan’dan iktidara: HDP’siz bir siyaset rüyanız asla gerçekleşmeyecek

20 Şubat 2022 15:34

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP kapatma davasına ilişkin, “İktidara buradan şunu söylemek istiyorum, ne yaparsanız yapın asla başaramayacaksınız, asla kazanamayacaksınız. Kenan Evren’leriniz başaramadı, Tansu Çiller’iniz başaramadı, ağababalarınız başaramadı siz de başaramayacaksınız, siz de kazanamayacaksınız. HDP’siz bir siyaset rüyanız asla gerçekleşmeyecek” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, bugün partisinin Mersin İl Kongresi'nde konuştu. Buldan, özetle şunları söyledi:

“Bu ülke siyasetinde iyi ki HDP var ve HDP’nin eşitlik ve özgürlük fikriyatı var. Çünkü HDP, tutunulacak bir daldır ama aynı zamanda yıkılmayacak sağlam bir köktür. Bir çözüm adresidir. Türkiye siyaseti içerisinde. Toplumu ve ülkeyi karanlığa kuşatmak isteyen ve kendi çıkarları için her türlü kötülüğü yapan bu zihniyete karşı, özellikle HDP’nin hedef alındığı bu son dönemlerde ve bizim bütün bu zorluklara, bütün bu zalimliklere, bütün bu karanlık dönemlere ve bize ve halkımıza karşı uygulanan bütün zalimliklere karşı bir umut yarattık. Bu umudu büyütmenin peşindeyiz. Bir cesaret yarattık. Bu cesareti büyütmenin peşindeyiz. Çünkü, biz biliyoruz ki bu iktidarın hedefi karanlıktır., zulümdür, zalimliktir. Çünkü, onlar bu karanlıktan beslenen, zulümden beslenen, adaletsizlikten beslenen bir iktidardır ve onları karşısında aydınlığı savunan, umudu savunan, cesareti savunan, hakikati savunan ve Türkiye’nin geleceğini savunan bir parti olarak bu gücümüzü, bu irademizle, bu mücadelemizle Türkiye’yi daha iyi bir noktaya getireceğimize buradan bir kez daha söz veriyoruz. Onlar, inkarcı bir sistemi, imhacı bir sistemi, karanlık bir sistemi önümüze koydular. Kendi siyasetlerini ayakta tutmak için de bunu her gün yayarak Türkiye’nin tüm toplumuna sirayet ettirerek uygulamaya çalıştıklarını biliyoruz. Onların önünde en büyük engelin HDP olduğunu da çok biliyoruz. İşte onların bize saldırmalarının tek nedeni budur. Hani hayal dünyasında dolaşan bir cumhurbaşkanı var ya… Mecalleri kalmadı. Artık sahaları dolduramıyorlar dedi ya… O hayali görmeye devam etsin ama gerçek buradadır, gerçek Mersin’dedir, gerçek Adana’dadır, gerçek Diyarbakır’dadır. Bunların artık miting yapacak mecalleri kalmadı diyenler, gelsinler bu salonları görsünler. Mersin’e baksınlar, İstanbul’a baksınlar, İzmir’e baksınlar.

"Onlar bize saldırdıkça biz daha da büyüyoruz"

Yanlış hesap yaptılar. Yanlış hesap yapmaya devam ediyorlar. Ama yanlış hesabın Bağdat’tan değil, Mersin’den, Batman’dan, Dersim’den geri döndüğünü hep birlikte görüyoruz. Onların yanlış hesapları tutmadı, tutmayacak. Hesapları şaştı, şaşmaya devam edecek. HDP, onları şaşırtmaya devam edecek. Buradan onlara sesleniyoruz, bizi izlemeye devam edin diyoruz.  HDP’ye saldırmayı bir görev haline getirdiler. Her gün saldırmaya, hedef göstermeye devam eden bir zihniyetle karşı karşıyayız. Tüm halkımızı ben bir kez daha temin ederim ki onlar bize saldırdıkça biz daha da büyüyoruz. Biz daha da güçleniyoruz.

"Sandıkta bizi yenemediklerini anladılar"

Onlar bize saldırdıkça biz büyüyoruz ya, o yüzden bize iki tane kumpas davası açtılar. Çünkü, siyaseten karşımıza çıkmalarına ve siyaseten bizi yenmelerine asla müsaade etmiyoruz. Çünkü, sandıkta bizi yenemediklerini onlar da gördüler ve anladılar. Bütün bu sebeplerden dolayı iki tane kumpas dava açtılar. Bu davalardan bir tanesi Kobani kumpas davası, bir diğeri HDP kapatma davası… Bu davanın özellikle Kobani kumpas davasının bir AKP-MHP kumpas davası olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu davanın kesinlikle bir siyasi dava olduğunu, bir hukuki dava olmadığını hepimiz çok iyi gördük ve yapılan duruşmalarda arkadaşlarımın ortaya koyduğu gerçekler de bunu bir kez daha ortaya koydu ve ispatladı. Sandıkta yenemedikleri HDP’ye dava açarak kapatma davasını da bir kez daha gündeme getirdiler. Hani Türkiye’de parti kapatmalar yasaklanmıştı ya ama yasak deyince HDP’yi bunun dışında tutan bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Kapatma davasında da yine iki ortak AKP’nin ve MHP’nin ortaklığıyla bir ortak kumpas davayla karşı karşıya olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Biri o büyük ortak, ekonominin kitabını yazıyor; diğer küçük ortak da HDP’nin kitabını yazıyor. AKP ekonominin kitabını yazarken MHP başka yazacak bir şey bulamadığı için sadece ve sadece HDP ile uğraştığı için HDP’nin kitabını yazmaya başladılar. HDP’den bir şey anlasalar aslında mesele yok. Ama HDP’yi zerre kadar anlamadıklarını da çok iyi biliyoruz. Fakat yazdıkları kitaplarla oluşturdukları iddianamelerle ve sahte delillerle sahte tanıklarla karşımıza çıkmışlar, hem siyasi kumpas davalarını karşımızı koymuşlar hem de HDP’nin kapatılması için ortak bir tavır almışlar. Bu her iki davanın savcısı da hakimi de AKP ve MHP’dir. Halkımız bunu çok iyi bilmek zorundadır. Bu iki yazar kafa kafaya vermiş, acaba Türkiye’de HDP olmasa, Kürtler olmasa, muhalifler olmasa, demokratlar olmasa neyi konuşacaklarını, neyi hedef alacaklarını neye saldıracaklarını bilmeyecek bir düzeye gelmişler. Bu iki insan, vallahi de billahi de bu ülkeye züldür, zulümdür. Madem yargıç olmaya, savcı olmaya niyetiniz vardı, niye siyaset yapıyorsunuz diye buradan sormak istiyorum. Öte yandan madem siyaset yapmak istiyorsunuz o zaman savcı olmayacaksınız, hakim olmayacaksınız. Biz karşımıza kumpas davalarıyla değil, siyaseten çıkın o zaman kimin daha güçlü olduğunu görürüz.

"HDP’siz bir siyaset rüyanız asla gerçekleşmeyecek"

İktidara buradan şunu söylemek istiyorum, ne yaparsanız yapın asla başaramayacaksınız, asla kazanamayacaksınız. Kenan Evren’leriniz başaramadı, Tansu Çiller’iniz başaramadı, ağababalarınız başaramadı siz de başaramayacaksınız, siz de kazanamayacaksınız. HDP’siz bir siyaset rüyanız asla gerçekleşmeyecek.

"Onlar bizle uğraşmaya devam etsin"

Onlar bizle uğraşmaya devam etsin. Bizim gündemimiz, halkımızın gündemidir, sorunlarıdır. Ülkeyi ne hale getirdiklerini hep birlikte görüyoruz ve bu iktidarın bir zam iktidarı ama aynı zaman da bir zulüm iktidarı olduğunu da biliyoruz. Hayatı yaşanılmaz bir hale getirdiler ve insanları beslenmeyle, ısınma arasında bir tercihe zorlayan bu iktidar, bu ülkeyi bir felakete doğru sürüklüyor. İnsanlarda yaşama sevinci bırakmayan bir iktidar var. Yüzlerde Türkiye toplumunun, Türkiye halklarının yüzünde umut bırakmadılar, yaşama sevinci bırakmadılar. Bugün Türkiye, tarihinin en büyük zamlarıyla ve en büyük faturalarıyla karşı karşıya kaldı ve belki de tarihte ilk defa böyle bir şey yaşandı. Bu da AKP-MHP iktidarının dönemine geldi. Bu utanç da size yeter ve bu utançla yaşamaya da devam edin.

İşçilerin, emekçilerin bugün en fazla meydanda olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Elbette ki milyonların birlikte haykırdığı ‘geçinemiyoruz’ sloganı önemli bir slogandır. Bu güç, halkın gücüdür, bu ses halkın sesidir. Elbette ki halkın sesi, sarayın sesinden, sarayın gücünden çok daha büyüktür. O yüzden bu sloganları atmaya devam edeceğiz.” (ANKA)