Perihan Mağden*
3-4 yıl önce Zürih’de dolanıyor, uçağımızın kalkış saatinin yaklaşmasını bekliyoruz.
Aaaa, bi de baktık bir kuleye tırmandı birileri. Dikkat çekici, hokkabaz kılıkları filan giymişler.
Şak diye bez afiş açtılar. Üstünde ”FREE PUSSY RIOT!” yazıyor.
Altta toplaşanlar, biz de dahil, cep telefonlarımızla sabitledik bu güzel görsel anları.
Kilisede punk rock yaptıkları için, Tanrı’ya hakaretten, kaç yıl hapis yattı Pussy Riot üyeleri.
Dünya şaşırdı tabii.
Müzikleriyle kendi felsefelerini ifade etmelerinde NE beis var? Kilisede de korsan konser veriversinler.
Ama Rus Ortodoksluğuyla milliyetçiliğini harmanlayarak GÜÇLÜ RUSYA vaad gemisiyle yola koyulan Putin, sarsılmaz, sorgulanamaz hegemonyasıyla Rusya’nın başına nasıl demir bir yumruk gibi inmişse -O işadamının mallarına el koyar, bu gazeteciyi ortadan kaldırtıverir, onu yasaklar, bunu hapse tıkar-
E, Büyük Rusya’ya giden yolda, atılacak tabii böyle adımlar.
Hani Erdoğan Zevdalılarından Yiğit Bulut da her iki liderin benzer büyüklüğünü vurgulamıştı zamanında.
Erdoğan (AKP’den ziyade, Erdoğan!) yüzde 49 buçukla galip çıktıysa son seçimlerden; Türkiye bu tadı seviyor!
Afiyetler olsun.
Adam, hiç durmuyor bi kere: 24 saat çalışıyor. Su uyuyor; anlaşılan, Erdoğan uyumuyor.
Tuğrul Türkeş’i transfer ediyor, diyelim.
Daha önce de Numan Kurtulmuş’u transfer etmişti tammm seçim öncesinde. Yangından kasa kaçırır misali.
Bizler bu son dakika transferlerinin, önemini anlamıyor/anlamamış olabiliriz. Uyuyoruz resmen.
Ama Erdoğan, MHPden yüzde 4.4lük oyu hop AKPnin heybesine nasıl da mahirce atabiliyor!
Hoş, Esas Ağbi Erdoğan varken, sağa sola fevkalade bir enerjiyle sataşıp, Türk Milliyetçiliğinin tozunu dumana katarken-
Düğme gibi fiks yüz ifadesiyle, her şeye küsmek dışında hiç bi icrası olmayan Çakma Ağbi Bahçeli’yi n’apsın MHPliler?
Turşusunu mu kursunlar? (Hoş, partisi kurdu turşusunu sayılır.)
Boylu poslu Esas Ağbi’ye akı akıverdiler. Güç oyunu bozar!
Ankara Katliamının; su içse yarayan Erdoğan’a yaradığı, akıl izana sığmaz ”kokteyl terör” yaratıklandırmalarının seçmen indinde hatırı sayılır bir etki yarattığı da, anketlerle sabit.
Nitekim, seçimlerden sonra Davutoğlu’yla birlikte, vestiyerde unutulmuş bir şemsiye gibi, terk ediverdiler bu ”kafa karıştır da, faydalanırsın” kavramı. Bi daha kullanmadılar.
Ama Dindar Kürtler’den yüzde 2.4 oy, AKPye döndü mü? Döndü.
Bir önceki seçimde sandığa gitmemiş az biraz mütereddit AKP seçmeni de koşa koşa partilerini desteklemeye gitti mi; gitti. Bu seçimlerde.
Kandil, 7 Haziran’da Kürt hareketinin partisi olan HDPnin yüzde 13 oy almasını mı içine sindiremedi, Demirtaş’a mı kıl oluyor, Apo’yu da mı sollamak istiyor, nedir / ne değildir; anlayan varsa beri gelsin.
Suriye’deki savaştan da güç alıyorlar. Orası muhakkak.
Neydi 7 Haziran’ın akabinde Bese Hozat’ın yazdıkları yani: Akıl alır gibi miydi, o seçim zaferinin mundarlanması hali?
Demokratik özerklik ilanları, Kürt Hareketi içinde fikir birliğiyle mi yapıldı?
PKK ateşkesi bozmakla kalmadı, hendekler kazdırarak, çoluk çocuğu silahlandırarak şehir ve ilçelerde yeni model bir savaş da başlattı.
AKPnin samimiyetsizliğini sorgulamıyorum; orası tabii ki kesin.
Gel gör ki; son aylarda 2500 gerilla ölmüş. Akıl alır gibi değil!
Bu çocukların hiç mi değeri yok?
Demokratik mücadele bu kadar mı sekizinci plana itilir ansızın?
Yani herrrr şey Sünni Putin’in ekmeğine yağ, bal ve kaymak sürdü.
Şimdi müsaadenizle hak ve özgürlükleri, afiyetle yesin.
Ayrıca kitlesinin/ tabanının/ seçmeninin inanın, umurunda değil.
İstikrar! diyor da; HANGİ İSTİKRAR? demiyorlar.
Güçlü lider! diyor; KİME KARŞI? demiyorlar.
Para! diyor; NERDEN, KİMDEN? iplemiyorlar.
Ölümü görüp sıtmaya razı olduklarına katılmıyorum.
Pazuları görüp kendilerinin sanıyorlar.
Güçle / güçlüyle özdeşleşme hali alabildiğine mühim güçsüzler aleminde.
Survivor onlar. Büyük şehir cangılında hayatta / ayakta kalma mücadelesi veriyorlar.
Bu esnada, senin benim ifade ve düşünce özgürlüğümün onların hayatında hiçbir önemi olmadığını da, teslim edelim.
Sulh Ceza Hakimliği Nokta’dan Cevheri Güven’le Murat Çapan’ı 313den, yani ”Halkı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik”ten tutukladı!
GÖZDAĞI & SÜREK AVI. Önümüzdeki dönemde bu film kalkmayacak vizyondan.
Sünni Putin, suretinin dergi kapaklarına (onu şakşaklamak için konulmamışsa) konu edilmesini istemiyor.
Hiç kimsenin ona ”Gözünün üstünde kaşın var!” demesine müsamaha göstermemeye kararlı.
Bunu sağlamak için de gelsin Sulh Cezalar, gitsin ”halkı silahlı isyana teşvik!” saçmalıkları.
CNN'de Amanpour’a güleç güleç mülakat verirken, Nokta Dergisi’ni örnek gösteriyor Davutoğlu!
Eleştirel bir dergi kapağı yüzünden, değil iki kişinin içeri atılması normalmiş gibi yapmak-
Bir de büyük haksızlıklıklara uğruyorlarmış, esasında nasıl da ifade özgürlüğünün garantörüymüşler numarasına yatıyor.
İstedikleri numaraya yatarlar. Nasıl olsa alıcı kitleleri hazır.
Medyanın sorgulama imkanlarını da, en aza indirgemiş vaziyetteler.
Cumhuriyet gazetesinde Selin Ongun’a verdiği mülakatta:
Türkiye’de güçlü bir orta sınıf yok, onun yerine kalabalık bir istihdam dışı kent yoksulu tabaka var. Orta sınıfın talebi özgürlük, haklar ve hukuk devletidir. Oysa istihdam dışı kent yoksullarının hukukun kendilerine yaradığını düşündüklerini gösteren bir kanıt da yok, hukuk dışı uygulamalardan olumsuz olarak etkilendikleri, özellikle yolsuzluklardan şikâyetçi olduklarını gösteren kanıt da yok. Diyor Ersin Kalaycıoğlu. Güzel söylüyor.
İpsos araştırmasına göre, halkın sadece yüzde 5’i demokrasi azlığından şikayetçi.
Evren’in aldığı yüzde 91 oyu da hatırlayalım. Benzer psikolojiler hakim.
Ha, 29 Ekim resepsiyonunda Ordu’yla kendini güzel bir kordonla ayırıp bir platforma yerleştirmişti Erdoğan Saray’da.
Başkomutan da o. E, yeni model bir halifeliğe dair arzuları da mevcut.
Aydınlık gazetesinin istihbarat şefi el konulan Bugün gazetesine atandı kayyum tarafından.
Faili meçhuller davasında, suçlular alay ettiler cümlemizle. Hukukla, adaletle de alay etmiş oldular bi güzel.
Ergenekon davasında sürekli ”Kurunun yanında yaş da yandı! Haksızlığa uğrayan albayım benim!” edebiyatıyla ortalığı inletenler, yaşın yanında kurunun da serbest bırakıldığı bu Yeni İttifaklar döneminde Sünni Putin’in hayrını görsünler.
Yeni ve Geliştirilmiş Ergenekonuyla, kim yan bakabilir ki yani artık ona?
Hibrid demokraside: ne kadar ekmek o kadar köfte!
İster rekabetçi otoriter rejim diyelim, ister hibrid demokrasi; bu ucube sistemle Sünni Putin’in gemisi hakiki demokrasi limanından ne biçim ayrıldı işte.
Bu yazı, ilk olarak Nokta'da yayımlanmıştır.