Kültür-Sanat

Pera Müzesi'nde iki sergi

'Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Lisesi'ne Ressamlar 1868-1968" ve "Kurosawa-Desenler" sergileri, Pera Müzesi'ndw

11 Şubat 2009 02:00

Pera Müzesi, Japon yönetmen Akira Kurosawa’nın beş filmi için çizdiği desenlerini kapsayan ve Galatasaray Lisesi’nden mezun ressamların eserlerini bir araya getiren iki ayrı sergiye ev sahipliği yapıyor

'Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Lisesi'ne Ressamlar 1868-1968" ve "Kurosawa-Desenler" sergileri, Pera Müzesi'nde.

Sergilerin tanıtımı dolayısıyla Pera Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, ekonomik kriz dönemlerinde verilen desteklerin azalması nedeniyle, kültür ve sanat etkinliklerine devam edebilmenin son derece zor olduğunu ifade etti.

Birol, Pera Müzesinin etkinliklerini dünyanın ve ülkenin içinde bulunduğu zor durumda sürdürüyor olmasında Suna, İnan ve İpek Kıraç'ın kararlılık ve duyarlılığının önemli rol oynadığını dile getirdi.

Galatarasaylılar Derneğinin 100. yıl kutlamalarının son etkinliği olan "Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Lisesi'ne Ressamlar 1868-1968" sergisinde, 100 yıllık bir süreçte Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Lisesine verilen resim eğitimi, yetişen ressamlar ve resim hocalarının ilk kez bu kapsamda ele alındığını anlatan Birol, serginin, Türk resim sanatının tarihini anlattığını söyledi.

Birol, serginin, öncü, yenilikçi bir eğitim kurumunun Türkiye sanat ortamında oynadığı rolü 100 yıllık bir zaman dilimine odaklanarak, akademik bir eksende irdeleyen ve Türk resminin usta sanatçılarının resimlerinden oluştuğunu kaydederek, Cihat Burak, Nejad Devrim, Nurullah Berk, Namık İsmail, Selim Turan, Avni Arbaş, Feyhaman Duran, Yavuz Görey ve Fikret Mualla gibi pek çok usta sanatçının yanı sıra okulda bu sanatçıların hocaları olan Halil Dikmen, Sami Yetik, François Claude Hayette ve Viçen Arslanyan gibi ünlü ressamların da eserlerinin yer aldığını bildirdi.

Birol, sergide, Mekteb-i Sultani'den Galatasaray Lisesi'ne, Sanayi Nefise'den Güzel Sanatlar Akademisi'ne ve oradan da Paris'e uzanan bir çizgide 28 ustanın 57 eserinin yer aldığını belirtti.

Sergide, Galatasaray Müzesi Koleksiyonuna ait Sultan Abdülaziz portresi de yer alıyor. Şehzade Abdülmecid Efendi tarafından yapılan portre, oğlu şehzade Ömer Faruk Efendi'nin okuduğu yıllarda Mekteb-i Sultani'ye hediye edildi ve o dönemde Tevfik Fikret'in yaptırdığı konferans salonuna yerleştirildi. Sultan Abdülaziz portresi, ilk kez bir sergi kapsamında sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Galatasaraylılar Derneği Başkanı Candan Erçetin de, serginin, 1908 yılında kurulan ve yaklaşık 7 bin Galatasaray Lisesi mezununun ikinci evi olarak bilinen derneğin 100. yıl etkinliklerinin kapanış görevini üstlendiğini anımsattı.

Erçetin, serginin, Türkiye'de, hatta belki de dünyada eşi benzeri bulunmayan bir önemi ve değeri olduğunu vurgulayarak, "Çünkü amacı tam donanımlı öğrenci yetiştirmek olan ve mezunlarının her alanda başarılarını dünyaya ispat etmiş 140 yıllık eğitim ocağı Galatasaray Lisesinin, tarih içinde yetiştirdiği ressamlar ve onların eserleri sanat tarihine damgasını vuracak niteliktedir" diye konuştu.

Serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Erçetin, şöyle devam etti:

"Romantik bir hayal ve tutkulu bir arzunun gerçeğe dönüşmesi, bir grup bilim insanının bu hayale ortak olması ve emeğini katması ile gerçekleşti. Böylesine geniş kapsamlı bir konunun 1 yılı aşan bir çalışma ile içeriğinin planlanması, gerekçelerinin oluşturulması ve mükemmel bir sergi haline getirilmesinde harcanan beyin gücüne, ortaya konan gönül birliğine, bilgi ve birikime ve sanat tutkusuna teşekkür ediyorum."

‘Kurosawa-Desenler’ Sergisi

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol,"Kurosawa-Desenler" sergisinin, "Yedi Samuray", "Rashomon", "Ran" ve "Düşler" gibi birbirinden etkileyici filmleriyle Japonya'nın dünyadaki en önemli kültür ve sanat elçilerinden biri olan, dünya sinemasının "İmparator" lakaplı usta yönetmeni Akira Kurosawa'nın çok renkli ve eşsiz imgelem gücünü gösteren 87 desenden oluştuğunu bildirdi.

Sanatseverlere Samuray soyundan gelen yönetmen Akira Kurosawa'nın az bilinen bir yönünü keşfetme olanağı veren serginin, Paris'teki Le Petit Palais'ten hemen sonra İstanbul'da sergilenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Birol, "Sergi, İstanbul'un ardından Yunanistan, İspanya, ABD'yi dolaşacak. Bu da Türk özel müzeciliğinin geldiği noktaya göstermesi açısından çok önemli" dedi.

Birol, desenlerin, sanatçının filmleri kadar duygu yüklü olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Filmleri için desen çizerken, kendisini sanatsal bir plan üstünde konumlandırmayan, sadece desenlerin oyunculara yardımcı olmasını ve bazı sahnelerin anlamını daha iyi kavranmasını amaçlayan Kurosawa'nın, eserlerindeki sahneleri dramlaştıran ustalıklı renk seçimleri, insanları hala kendine hayran bırakmasının gizini yansıtıyor. Japon kültüründen olduğu kadar batı kültüründen, özellikle de Avrupa sanatının Van Gogh, Cezanne ve Chagall gibi büyük ustalarından etkilenen sanatçı, uzakdoğu ve batı arasında bir köprü oluşturarak sanatseverleri, eşsiz imgelerden oluşan dünyasında büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor."

Birol, ölümünün 10. yılının ardından gelen bu serginin, Pera Müzesi için 2010 yılında çeşitli etkinliklerle doğumunun 100. yılının kutlanacağı Kurosawa'yı öncelikli selamlama niteliği taşıdığını vurguladı.

Suzuki'nin konuşması

HoriPro Direktörü Katsumi Suzuki de, Kurosawa'nın desenlerini İstanbul'da sergilemekten duyduklarını memnuniyeti dile getirerek, sanatçının 2 bine yakın desenini sergilemek için hazırladıklarını, o desenlerin en iyi 87'sini İstanbul'a getirdiklerini kaydetti.

Desenlerin Paris'teki serginin ardından İstanbul'a getirildiğini belirten Suzuki, "Desenler sonbaharda da Yunanistan'da, 2010'da İspanya'da, sonra da New York, Chicago sergilendikten sonra Tokyo'ya dönecek" dedi.

Türklerin sinemayı çok sevdiğini öğrendiğini belirten Suzuki, serginin Türklerin Kurosawa'yı ve onun sinemasını da daha yakından tanımalarına imkan sağlayacağını umduğunu söyledi.

Suzuki, 2010 yılının Türkiye'de Japon yılı olduğunu anımsatarak, serginin, o yıl yapılacakların bir parçası olarak kabul edilmesini istedi.

Sergiler, 26 Nisana kadar açık kalacak.