Almanya'da İslam karşıtı gösteriler devam ederken, bir grup siyaset bilimci ‘ciddi bir fenomen' olarak gördükleri bu duruma karşı seslerini duyurmak için bir araya geldi.
Frankfurt'taki Viadrina Üniversitesi'nden etnolog Werner Schiffauer, Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar ya da kısa adıyla Pegida'nın, Almanya toplumunda göçmenlere sıcak bakanlarla, onları hemen her kötülüğün kaynağı olarak görenler arasında gittikçe derinleşen uçurumu temsil ettiğini söyledi.
Pegida yürüyüşleri geçen ekim ayında başladığından beri, Dresden'de haftalık gösteriler halini aldı. Şehirde 22 Aralık'ta düzenlenen gösteriye 17.500 kişinin katıldığı biliniyor. Almanya'nın diğer kentlerinde de daha az kişinin katıldığı yürüyüşler düzenlendi ancak bu yürüyüşler genellikle karşı gösterilere de neden oldu.
Peki, Pegida neyi talep ediyor? Aralık'ta yayınlanan manifestolarına göre hareket, savaş nedeniyle veya politik nedenlerle sığınma hakkına olumlu yaklaşırken, ‘burada yaşayan ve entegre olmuş Müslümanları tenzih etmek suretiyle, kadın düşmanı, vahşi bir siyasi ideolojiye karşı direniş' çağrısı yapıyor ve ‘suça eğilimi olan sığınmacı ve göçmenlere karşı sıfır hoşgörü politikası' talep ediyor.
Yaygın önyargılar
Bielefeld Üniversitesi'nden sosyolog Andreas Zick, siyaset bilimcilerin, Pegida'nın birçok Alman'ın göç hakkındaki yanlış izlenimlerinin bir belirtisi olduğuna inandığını söyledi. Zick'e göre Almanların yaklaşık yüzde 40'lık bir kısmı, sığınma talep edenlerin ülkelerinde yaşadıkları zorluklar hakkında yalan söylediklerini düşünüyor.
Berlin Humboldt Üniversitesi'nden Naika Foroutan ise son zamanlarda yapılan bir araştırmaya katılan Almanların yarısından çoğunun yaşadıkları yerde cami yapılmasına karşı olduklarını belirtti. Aynı zamanda katılımcıların yüzde 40'ı yalnızca Alman ebeveynleri olanların gerçek Alman sayılabileceğine inanıyor.
Araştırmacılar bu tür inançlara hitap etmenin zor bir görev olduğu konusunda mutabık. Schiffauer, kolay ve hızlı bir çözümün olmadığını söyledi ve yabancılarla ve göçmenlerle hiçbir iletişimde bulunmamış olanların genellikle daha radikal görüşlere sahip olduğunu da sözlerine ekledi.
‘Sınırlı iletişim'
Schiffauer ve meslektaşları, ‘çeşitliliği' kucaklayacak ve okul müfredatına da etki edecek bir ulusal kılavuz hazırlamak için siyaset bilimciler, sivil toplum ve siyasetten gelenlerden oluşan bir ulusal komisyon talep ediyor. Araştırmacılar, ABD ve Kanada'da benzer kılavuzların olumlu sonuçlar verdiğini söyledi.
Diğer yetkililer de iletişimin asıl anahtar olduğuna katılıyor. Alman Kent ve Belediyeler Derneği'nden Gerd Landsberg, Berlin'de yaptığı açıklamada Pegida 'ya karşı durmanın asıl yolunun gelişmiş iletişim stratejilerinden geçtiğini söyledi. Landsberg'e göre Alman yetkililer şimdiye kadar mültecilerin Suriye gibi savaşın yerle bir ettiği ülkelerden neden Almanya'ya gelmek zorunda olduklarını açıklamaya çok fazla odaklanmadı. Landsberg, 'Mültecilerin ölümden güçlükle kaçtıklarını net bir biçimde anlattığınızda kimsenin buna bir itirazı olmayacaktır' dedi.
Birçok Alman Pegida'nın görüşlerine katılıyor
Son zamanlarda gerçekleştirilen bir diğer araştırma ise her sekiz Almandan birinin, kendi şehirlerinde düzenlenmesi halinde bir İslam karşıtı gösteriye katılacaklarını ortaya koydu. Ayrıca araştırma için görüşülenlerin yüzde 29'u, İslam'ın Almanya'daki hayatta oldukça etkili olmaya başladığını, bu yüzden de gösterileri haklı bulduklarını belirtti.
Öte yandan Almanya başbakanı Angela Merkel, yılbaşı mesajında Pegida üyelerini ‘nefretle dolmuş ırkçılar' olarak nitelendirerek Almanlardan bu harekete kesinlikle destek vermemelerini istedi.
Merkel'in partisinin koalisyon ortağı Bavyera Hristiyan Sosyal Birlik Partisi üyelerinin ise Pegida hakkında çok daha az endişe belirtisi göstermelerini Schiffauer ürkütücü olarak nitelendirdi ve bu durumun, partinin bazı üyelerinin aşırı sağa kayıyor olması olarak yorumlanabileceğini söyledi.