Dünya
Deutsche Welle

Paşinyan: Karabağ sadece barışçıl yollardan çözülebilir

Ermenistan'ın yeni başbakanı Nikol Paşinyan, ülkesindeki iktidar değişikliğinin perde arkası, Rusya ve AB ile ilişkiler ve Karabağ sorunu hakkında Deutsche Welle'nin sorularını yanıtladı.

30 Mayıs 2018 20:39

Yoğun protestolar üzerine istifa etmek zorunda kalan Serj Sarkisyan'dan boşalan başbakanlık koltuğuna, 8 Mayıs'taki parlamento oylamasını ikinci turda kazanan Nikol Paşinyan oturdu. 43 yaşındaki politikacı ve gazeteci, geçtiğimiz aylardaki barışçıl kitle gösterilerinin baş aktörlerinden biriydi. Paşinyan, Deutsche Welle'ye (DW) verdiği mülakatta, iç ve dış politikaya dair değerlendirmelerde bulundu.

DW: Sayın Paşinyan, Ermenistan'da olup bitenleri nasıl tanımlıyorsunuz? Kamuoyu baskısı sonucu iktidar değişikliği mi yoksa bir devrim mi?

Nikol Paşinyan: Ben bunu iktidarın yeniden halka teslim edilmesi olarak görüyorum. Bu, halkın istediği bir iktidar değişikliğiydi. Şiddetsiz bir halk devrimi de diyebiliriz. Ancak bunu bir "renkli devrim” olarak nitelendirmemek gerekir. Zira bu tanımlama, büyük bir jeopolitik düzlemdeki olayları kapsar. Oysa bizdeki sadece Ermenistan ile sınırlı ve Ermeni halkının başlattığı bir hareketti.

Yani eski Sovyet cumhuriyetlerinde meydana gelen devrimlerin niteliği daha mı farklıydı? Örneğin Gürcistan ya da Ukrayna'da?

Elbette. Bu devrimler sonucu o ülkelerin dış politikası da değişti. Oysa biz, Ermenistan'ın bugüne kadar izlediği dış politikayı sürdüreceğimizi söyledik. Gerek Rusya ile gerekse Avrupa Birliği, ABD, İran ve Gürcistan ile ilişkilerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Kremlin, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki devrimlere genelde endişeli bir tepki vermişti. Peki, Vladimir Putin, Ermenistan'daki olaylara neden müdahale etmedi?

Ermenistan, sıradan bir eski Sovyet cumhuriyeti değildir. Egemenlik ve bağımsızlığımız konusunda son derece hassasız. Bunlar, bizim devletimizin temel ilkeleridir.

Protesto hareketinin diğer önderlerine oranla siz Moskova'ya karşı neden bu kadar yumuşak ve barışçılsınız?

Ermenistan barışsever bir ülke. Aynı şekilde halkımız da öyle. Elbette gerektiğinde kendimizi savunmasını da biliriz. Rusya ile yakın bir ilişki içindeyiz. Eminim, bu daha da derinleşecektir. Bunun yanı sıra AB ile iyi düzeyde olan ilişkilerimizi de geliştirmek istiyoruz. Ayrıca ABD, İran, Gürcistan ve bizimle işbirliğine ilgi duyan tüm ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeyi arzu ediyoruz.

Vladimir Putin ile görüşmenizde Karabağ sorununun çözümü de gündeme geldi mi?

Elbette. Bu sorun da sadece barışçıl yollardan çözülebilir. Şiddet içeren bir çözüm yok. Bu tutumun, sadece Ermenistan tarafından değil, Rusya tarafından da benimsenen temel bir prensip olduğu kanaatindeyim.

Rusya'dan Azerbaycan'a yapılan silah sevkiyatı hakkında da konuştunuz mu?

Evet. Yapıcı bir tartışmamız oldu. Ama Putin'in bu konuda neler söylediği hakkında konuşamam.

Ermenistan ekonomisinin gelişim sürecinde öncelikleriniz neler olacak?

Üç öncelik tespit ettim: İlki, enformasyon teknolojisi ve yüksek teknolojilerin geliştirilmesi. Bu alanda son derece dinamik bir ivme yakaladık. Bu bağlamda askerî sanayimizi ileri taşımak istiyoruz. Zira bu, tüm ekonomi için bir lokomotif işlevi görebilir. İkinci sırada turizm, üçüncü öncelik sırasındaysa tarım geliyor.

Ermenistan ekonomisi "oligark” diye tabir edilen küçük ve ayrıcalıklı bir zümrenin güdümünde. Bunlardan bazıları parlamento üyesi ve sizi destekledi. Bu oligarklara karşı nasıl bir tavır takınacaksınız?

Biz halkın egemenliğini teminat altına almak istiyoruz; herhangi bir grubun değil. Ancak birileriyle mücadele de etmeyeceğiz. Devrim sırasında oligarklar, ülkedeki siyasi durumu etkilemeyi başaramadı. Çünkü halk, gücü eline aldı ve geri vermeyi de düşünmüyor.

Facebook'u etkin bir şekilde kullanıyorsunuz. Böyle bir iletişim şekli sizin için neden önemli?

Gerek siyasi faaliyetlerim gerekse protestolar sırasında bizi televizyona çıkarmadılar. Halkla iletişim için alternatif bir yol bulmak çok önemli. Facebook sayfam, neredeyse televizyon izleyicileri kadar geniş bir kitleye ulaşıyor. Bu, toplumla son derece verimli bir diyalog yöntemi. Facebook devrimimiz sırasında da büyük bir rol üstlendi. Hem bilgi akışının sağlanması, hem de insanları mitinglere çağırmak için çok etkin bir kanal işlevi gördü.

Zhanna Nemzowa

© Deutsche Welle Türkçe

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle