-PARMAK UCUNDAKİ ''ZORBA'' SANATSEVERLERLE BULUŞTU ANKARA (A.A) - 12.12.2010 - ''Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm''... Bu sözler, 1946 yılında yayımlanan, Yunan edebiyatının başyapıtı ''Zorba''nın baş karakterine ait. Ege'nin karşı kıyısından bir öyküyü sinema perdesinde devleştiren ''Zorba'', parmak ucunda Türk seyircisiyle tanıştı. Dünyanın 35 sahnesinde izleyiciyle buluşan ''Zorba''nın Türkiye prömiyeri, Ankara Devlet Opera ve Balesinde gerçekleştirildi. Bugün 85 yaşında olan, Yunanistan’ın büyük şairlerini ilk kez müziğe taşıyan ve kurmuş olduğu halk orkestrasıyla Türkiye'de de konserler veren Mikis Theodorakis'in müzikleriyle süslenen ''Zorba'', Lorca Massine'in koreografisiyle sahneye geldi. Kahire Operası başdansçısı Hany Hassan "Zorba" karakterini canlandıracak. Eserde Oliver Spence ve Burak Kayıhan da izleyici karşısına çıkacak. Yapıtta ''John'' rolünde Cankat Özer, Eren Keleş ve Burak Kayıhan, ''Marina'' rolünde Ayşem Sunal, Almula Ersoy ve Mine Örsçekiç, ''Manolioes'' rolünde Hakan Odabaşı, Emre Güler ve Mert Kocaay, ''Madame Hortance'' rolünde ise Sanem Subaygil ile Ayşe Fidanlık dönüşümlü olarak sahne alıyor. Bujor Hoinic’in orkestrayı, Mustafa Erdoğan’ın koroyu yönettiği eserde; dekor ve kostüm tasarımı Gürcan Kubilay’a, ışık düzeni Fuat Gök’e ait. Yapıtın konusu şöyle gelişiyor: Küçük bir Yunan kasabasına bir Amerikalı gelir ve güzel bir dul olan Marina’ya aşık olur. Köyün yakışıklı delikanlısının aşkını yok sayarak, yabancı birine aşık olan Marina’ya köylüler karşı çıkar. John’un dostu tek bir kişi vardır; kimsesi olmayan ve özgür bir adam olan Zorba... Zorba sayesinde John ile Marina aşklarını yaşama fırsatı bulurlar. Ancak köylüler birlik ve geleneklerini koruma amacındadır. Zorba zavallı John’u köylülerin elinden zor kurtarırken, Marina intikam peşinde koşan kalabalığın kurbanı olur. Herkes yeni bir hayat için teselli, af ve dayanma gücü arayışındadır. -''EGE'NİN İKİ YAKASINI BİRLEŞTİRİYOR''- Ankara Devlet Opera ve Balesi Başkoreografı Armağan Davran, yapıtın bu sezonun en ilgi çeken bale prodüksiyonlarından olacağını söyledi. Mikis Theodorakis'in müziği ile Zorba'nın Yunan danslarının ritmiyle taçlanan mükemmel bir koreografiyle seyirci karşısına çıktığını dile getiren Davran, eserin 120 kişiden oluşan koro ve orkestra eşliğinde Ankara seyircisinin beğenisine sunulduğunu belirtti. Yapıtın daha önce 35 ülkede sahne aldığını anlatan Armağan Davran, Türkiye prömiyerini gerçekleştirmekten mutluluk duydukları eserin Türkiye ve Yunanistan'ın Ege'nin iki farklı yakasındaki ortak kültürünü de bir ölçüde yansıttığını ifade etti. Davran, eserin bu yönüyle de seyirciden büyük ilgi göreceğine inandıklarını belirterek, sinema perdesinde de devleşen Zorba'nın Türk seyircisinin bale sahnesindeki favorileri arasında yer alacağını kaydetti.