TÜSİAD'ın girişimi ile 2009 yılında Paris'te kurulan “Institut du Bosphore”un (Paris Bosphorus Enstitüsü) Türkiye – Fransa – AB arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla her yıl düzenlediği Bosphorus Seminar/Boğaziçi Seminerinin 10.su “Güncel Eğilimler: Sürdürülebilir, Akılcı ve Kapsayıcı Gelecek” başlığı altında 11-12 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi.
Institut du Bosphore, Fransız toplumunun günümüz Türkiye'sinin ekonomik, siyasal ve kültürel özellikleri hakkında bilgilerini derinleştirmek ve bu alanlarda hem ikili hem de üçlü ilişkileri geliştirmeyi amaçlıyor. Seminerin ilk gününde konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, "Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde üyelik perspektifini koruyarak canlandırmamız ve işbirliği, ortaklık gibi içeriği belirsiz ve statü kaybını ima eden modellerden uzak durmamız gerekir" derken; Institut du Bosphore Bilim Kurulu Eş-Başkanı Ümit Boyner de AB-Türkiye ilişkilerine dair "Türkiye açısından da AB üyeliği stratejik öneme sahiptir. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi üyelik perspektifini koruyarak canlandırmamız gerekir" ifadelerini kullandı.
“Sürdürülebilir gelecek için yol haritası”
Etkinliğin birinci gününde “Sürdürülebilir gelecek için yol haritası” ekseninde önümüzdeki on yılda küresel gelişmeler ve dijital çağın sunduğu işbirliği olanakları üzerinden Türkiye-Fransa-Avrupa ilişkileri mercek altına alındı. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, 11 Eylül'de Fransız Sarayı'nda gerçekleşen açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Institut du Bosphore'un kuruluşunun onuncu yılında, İstanbul'da düzenlediğimiz Senelik Seminerde ikili ve çok taraflı küresel gündem konularını ortak sorunlar, ortak çözümler, kapsayıcı ve sürdürülebilir ortak gelecek perspektifiyle ele alıyoruz. Enstitü kuruluşundan bu yana geçen süre zarfında yapıcı ve eleştirel perspektifi ve kurumsal sürekliliğiyle önemli bir düşünsel artı değer sağladı. Bugün, Türkiye – AB ilişkilerini tüm boyutlarıyla masaya yatıracağız.
Fransa, küresel ve Avrupa düzeyindeki sorunları kurallara dayalı ve çok taraflı liberal demokratik düzen çerçevesinde çözmeye çalışan bir ülke.Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde üyelik perspektifini koruyarak canlandırmamız ve işbirliği, ortaklık gibi içeriği belirsiz ve statü kaybını ima eden modellerden uzak durmamız gerekir. Bu vizyon geleceğin Avrupa Birliği için de kazan-kazan denklemine işaret ediyor ve yeni dönemde bu akılcı yaklaşımı devreye sokmak için ihtiyaç duyduğumuz araçlara sahibiz. Bu noktada Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusu en önemli gündem maddesi ve somut entegrasyon aracıdır.”
“Uluslararası işbirliklerinin yeni itici gücü teknolojik gelişme ve inovasyon ekosistemleri”
Etkinliğin ikinci günü 12 Eylül'de Hilton İstanbul Bosphorus Oteli'nde gerçekleşti. “İzlemeye Devam Edin: Liberal Düzen ve Türkiye ve AB'de siyasi panorama” başlıklı ilk oturumda, ABD'nin transatlantik işbirliğinden uzaklaşma eğilimi, Avrupa Birliği'nin Brexit sonrası yeni mimarisi, Türkiye'nin AB ile ilişkileri ve bu bağlamda Batı ile ittifakına etkisi değerlendirildi. Günün ikinci oturumu ise “Yeni Sürümler: Uluslararası işbirliklerinin yeni itici gücü teknolojik gelişme ve inovasyon ekosistemleri” temasıyla gerçekleşti. Bu oturumda günlük hayatın her alanını etkileyen dijital teknoloji alanındaki çarpıcı gelişmelerin 21. Yüzyıl'da uluslararası ve ekonomik iş birliklerini de yeniden tanımladığından bahsedildi. Bu bağlamda, oturum sırasında, küresel fırsatlar kadar riskler de içeren yapay zeka ve 5G siber güvenliğinin yanı sıra Türkiye ve Avrupa ekonomilerinde yapay zekanın rolü değerlendirildi. Ayrıca, Avrupa ve Türkiye'nin söz konusu alanda Çin ve ABD gibi lider ülkeler ile farkı azaltabilmek için hükümetlerin yapay zekâ ve dijital teknolojiler alanında gerçekleştirmesi gereken hukuksal düzenlemeler de ele alındı.
"Paris Bosphorus Enstitüsü, Türkiye'nin Avrupa sürecinin bu perspektifte tartışılacağı bir zemin olmaya devam ediyor"
Fransız ve Türk siyaset çevreleri, iş dünyası ve medya temsilcilerinin fikir alışverişinde bulunmasına imkân tanıyan seminerin ardından Institut du Bosphore Yönetim Kurulu Başkanı Bahadır Kaleağası, kapanış konuşmasında şunları söyledi: “21. yüzyıl muazzam bir teknolojik devrim çağı. Ekonomiden, toplumsal yaşama ve demokrasiye değişim her boyutta hızlanıyor. Onuncu yıl dönümünde Paris Bosphorus Enstitüsü, Türkiye'nin Avrupa sürecinin bu perspektifte tartışılacağı bir zemin olmaya devam ediyor.”
Institut du Bosphore Bilim Kurulu Eş-Başkanı Ümit Boyner ise oturumlarla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Institut du Bophore'un kuruluşunun onuncu yılı vesile ile düzenlenen Senelik Seminerimizde Fransa– Türkiye– Avrupa Birliği arasındaki ortak sorunlara ortak çözüm arayışları ile birlikte yapay zeka ve teknolojik gelişimlerin toplum yapısına ve ekonomik gelişmelere etkisini ele alacağız. Tüm sorunlara rağmen Avrupa Birliği günümüzün karmaşık sorunlarını çözme potansiyeline en çok sahip olan, en gelişkin ulus-üstü siyasi yapıdır. Türkiye açısından da AB üyeliği stratejik öneme sahiptir. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi üyelik perspektifini koruyarak canlandırmamız gerekir.”