Politika

'Paralel yapı büyük yanlışlar yaptı, operasyon yargı kesimine uzanmalı'

Emniyette yürütülen operasyonun bir rövanş olmadığını söyleyen Beşir Atalay, çözüm sürecinde yol haritası çıkarılacağını, erken seçimin de gündemde bulunmadığını belirtti

27 Temmuz 2014 13:49

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, polislere yönelik yapılan son operasyonun rövanş olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını belirterek, “Paralel yapı büyük yanlışlar yaptı. Operasyon önce emniyette başladı. Beklentim benim mutlaka yargı kesimine operasyon intikal etmeli. Orada da devam etmeli, edeceğini de zannediyorum” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçileceğini belirten Atalay, Başbakan’ın kim olacağı ile ilgili partide karar alınmadığını, ancak bir sorun ve kırılganlık yaşanmayacağını vurguladı. AKP’den çok başbakan çıkacağını belirten Atalay, “Cumhurbaşkanımız tabiî burada değerlendirir, kendisi de arzu ederse. Onun dışında başka adayların da ismi geçiyor ama Cumhurbaşkanımızın dönüşüne de partimizde kimse soğuk bakmaz” diye konuştu.

Beşir Atalay, Başbakanlık’ta ağırladığı Milliyet’ten Abdullah Karakuş’un sorularını şöyle yanıtladı. Atalay şunları söyledi:

 

Polislere yapılan operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz, rövanş olarak değerlendiriliyor.

Bunları rövanş gibi terimlerle nitelemek doğru değil. Bu konuların daima hukukun içinde ve yasalara uygun şekilde yürütülmesi bizim için esastır. Paralel yapı geçmişte çok yanlışlar yapmış. Emniyet ve yargıda öyle anlaşılıyor dosyalar olgunlaştı ve ilk operasyon yapılmış oldu. Hepimize ve pek çok kişiye büyük iftiralar, haksızlıklar, yanlışlıklar yaptılar. Bu yanlışlıkları yapanlar bunların geneli kamunun içinde zaten. Yaptıklarıyla ilgili yargıda bir hesap verecekler. Bunun kaçınılmaz bir şey olduğunu ve bundan sonrada gelişmeler olacağını düşünüyorum. Sadece burada kalmamalı. Özellikle çok insanın dinlenmesiyle ilgili kararlar veren ve bunlara imza atan yargı kesiminde falan da bunların devam etmesi lazım. Ve paralel yapı yıllarca çok masum insanın bu konularda kanına girdi. Masum insanlara iftira attı. Özellikle teşkilat ve emniyet içinde kendilerinden olmayan kendi dar gruplarına katılmayanlara karşı çok haksızlıklar yapıldı. Eski İçişleri Bakanı olarak da bir çoğunu biliyorum. Neredeyse insanları tasfiye için her şey meşru görüldü. Bütün bunlar bugün ortaya çıkıyor. Bu işler önce emniyette başlamış oldu. Beklentim benim mutlaka yargı kesimine intikal etmeli. Orada da devam etmeli, edeceğini de zannediyorum.

 

Siz de dinlendiniz mi?

Hepimiz dinlendik, dinlenmişiz. Ortaya bazı şeyler çıktı, biliyoruz. Hukuksuz illegal dinlemeler olmuş. Son operasyonların da ağırlığı illegal dinlemelerle ilgili. Bizleri de içine alan birçok yanlışlık zamanında yapılmış.

 

Başbakan ilk turda seçilir mi? Oy oranı ne durumda?

Şu andaki elimizdeki veriler ilk turda seçileceğini gösteriyor. Son anketlerde genelde Yüzde 55 çıkıyor. Sanki yerleşti gibi bu oran. Rahat bir birinci tur görülüyor. İkinci tura kalması bana göre sürpriz olur. Çok iyi bir çalışma yürütüyoruz. Temposu çok yüksek olmayan bir kampanya var. Zaten Cumhurbaşkanlığı da böyle olur. Genel seçimler gibi hareketli olmaz. Başbakan hareketli ama diğerlerinde böyle bir şey yok. Ben birinci turda seçilmeyi önemli görüyorum. Bu siyasi istikrar açısından da önemli. Birinci turda rahat seçilmesi istikrarın da göstergesi olacak.

 

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Ak Parti’de başbakanlık sıkıntısı yaşanır mı?

Şu anda öyle bir hava yok. Partimizin bir kararı var. Cumhurbaşkanı seçimine kadar fazla gündeme getirmeyelim tartışılmasın dedik. O konuda da bir karar verilmiş değil. Tabii düşünceler var, beyan ettik. 10 Ağustos’tan sonra bu konu istişare edilecek, çalışmalar olacak. Kendi aramızda değerlendirmeler yapılacak ama burada bir şey olmaz. Partimizin bu geçiş sürecinde kırılganlıklar olmaz, büyük sorunlar olmaz. Bizler görüşürüz, açıkça konuşuruz ama bir karar veririz ve bu karara hepimiz uyarız. Şu anda Türkiye’de en fazla yetişmiş siyaset adamı, devlet adamı bizim partimiz içinde. Bu görevi yürütecek iyi arkadaşlarımız var. Hakkıyla yürütecek arkadaşlarımız var. Yani burada bir zorluk da olmaz. Bizden çok başbakan çıkar. Yetişmiş çok arkadaşımız var. Biz de ben olayım gibi talepler olmaz. Değerlendirmeler olur. Karar verilen arkadaşımız etrafında herkes toplanır ve çalışmalar yürür. Cumhurbaşkanımızın dönüşüne partimizde kimse soğuk bakmaz. Herkes ondan memnunluk duyar. Bu hareketin kurucularından. Geçiş sürecinde biz o manada bir şey yaşamayız. Partimizin kendisi önemlidir, hareketin iyi yürümesi. Bu kutlu bir harekettir, misyondur. Bunun devamı her şeyden önemlidir. Hepimiz için kişilerden ziyade bu hareketin yürümesi önemlidir.

 

Başkanlık sistemine geçişe nasıl bakıyorsunuz?

Başkanlık sistemi ile ilgili bizim parti olarak öyle bir kararımız var. Anayasa çalışmaları içinde bizim partimizin resmi görüşünü kurulan komisyona o şekilde verdik. Başkanlık sistemine geçilsin diye. O mümkün olmadı. Cumhurbaşkanımız mevcut anayasaya çerçevesinde görevlerini yürütecek. 2015’te seçim var. anayasayı değiştirecek oyunuz olur, muhalefetle değiştirecek durum olur bunlar tekrar değerlendirilir. Türkiye’nin daha kolay bir yönetim için bu sisteme ihtiyacı var.

 

‘Erken seçim olmaz’

 

Erken seçim olur mu?

Yok olmaz. Bizim genel ilkemiz erken seçime hiçbir zaman sıcak bakmadık. Şimdi de 4 yıl. Bunun artırılması da ilerdeki bir çalışma. Bizim düşüncemizde var. Tekrar 5 yıl olsun diye. 4 yılda hükümetin kurulması, başlaması ondan sonra son yıl seçim havasına giriliyor.

Yani çok kısa oluyor. Erken seçim Meclis’te de kabul görmez. Erken seçime soğuk bakıyoruz.

 

‘Yol haritası çıkacak’

 

Çözüm sürecinde yeni adımlar atılacak mı?

Çözüm süreciyle ilgili en ileri adımdan birisi Meclis’te çıkardığımız yasa oldu. Bu çok etkili oldu, içeride ve dışarıda yansımaları çok iyi oldu. Toplumda bu işin ne kadar kararlı yürütüldüğü yönünde değerlendirmeler oldu. Doğrusu hükümetimizin bu konudaki kararlılığı da ortaya konulmuş oldu. Bu konuda çalışan kurum ve kişiler daha bir güvence içinde devletin bir politikasını heyecanla yürütecekler. Bu yasa tarafları ve herkesi bağlayacak. Sadece niyet ve konuşmalarla değil yasa ile çerçevesi çizilmiş bir çalışmayı yürüteceğiz. Çalışmalarla ilgili bir yol haritası üzerindeyiz. Şu tarihe kadar şu yapılacak anlamında iyi bir yol haritası çıkacak. Taraflar birbiriyle görüşecek. Görüşme zemini rahat yürüyor. Belki bu görüşmelere bu yasadan sonra başka katılmalarda olacak. Şu ana kadar örgüt kesimiyle görüşmeleri istihbarat teşkilatı yürütüyordu. Şimdi sekreterliği ve koordinasyonu Kamu Güvenliği Müsteşarlığı yapacak. Çok iyi araştırmalar yapıyor orası. Bundan sonra belki orada daha iyi ekip olacak. Müsteşarından başlayarak arkadaşlar da bu görüşmelerin içinde yer alabilecekler. Yani biraz daha emniyet, güvenlik dışındaki birimlerimiz de, uzman olarak yetişmiş kişiler de devrede olacak. Orada akademisyenler var. Bazı şeyler daha sistematik yürüyecek. Tarihi belli çerçevesi belli yol haritamız olacak. Görüşmeler olacak, burada dialog çok önemli. Birbirine güven çok önemli. Birbirine güven sorunu büyük oranda aşıldı. Daha hızlı yürüyüşü bundan sonra görebiliriz. Bu konuda daha hızlı gelişmeleri görürüz.

 

İmralı’dan gelen mesajlar nasıl son gelişmelerin ardından?

Türkiye içinden ve dışından bu yasa çok olumlu değerlendirildi. Bu herkesimde olumlu karşılandı. Bunu çok önemli görmek gerekiyor. Bu yasa herkesi bağlar duruma geldi. Artık mazeretler falan olmaz. Bölgede bayram havası var. Terör ve şiddet bitiyor diye. Bölge insanı artık şiddete izin vermez. Artık ucuz suçlamalar olmayacak. Ana muhalefetin de bu yasayı desteklemesini çok önemsemek gerekiyor.

 

Böyle adaylık olmaz

 

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını ve söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

O zor bir adaylık yürütüyor. Bir şey söylüyor birileri memnun olmuyor. Çatıyı oluşturan çok parti var. Hiç bir araya gelemeyecek partiler var görüş olarak. Bunların adaylığını yapmak kolay değil. Neyi söyleyecek de hangi partiden tepki alacak diye zorlanıyor. O da çareyi Ak Parti karşıtlığında buldu, ortak anlayış olarak. Kimseyi rahatsız etmemek için. Ak Parti’yi eleştiren kampanya onu kurtarıyor. Ama daha da zorlanacak. Böyle bir adaylık olmaz. Başarıya götürmez. Kendi çalışmalarıyla ilgili bilgi verme yerine çatı adayı olarak kimseyi küstürmeyeyim durumu içinde. Bu duruma düşmek kolay değil. Tatsız tutsuz bir kampanya var. Onlar zorlanıyor. Partiler ortaya çıkıp miting yapamıyor. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu aday olsalardı çok zor duruma düşerlerdi. Seçimde partilerinin aldığı oyu ikisi de alamazlardı. Ondan sonra genel başkanlık zorlaşırdı.         O riski göze alamadılar.

 

Demirtaş, bir Türkiye siyasetçisi

 

Özerklik tartışmaları yaşandı. Nasıl bakıyorsunuz buna?

Çok söylemler olur. İnsanlar konuşuyor. Orada o tartışmalar oluyor. Meclis’te MHP kanadı bizi çok suçlar konuşmalar yapıyor. Kimilerinde korkular ve endişeler var ama ben o endişelere katılmıyorum. Onlara kapılmamak lazım. Hepimizin hassasiyeti aynı. Özerklik söylemini konuşanlar var. Ama bu içi doldurulmamış şeyler. Cumhurbaşkanlığı seçiminde sayın Demirtaş’ın konumu. O bir Türkiye siyasetçisi. Dikkat ederseniz bütün Türkiye’ye mesaj veriyor. Bütün Türkiye’de siyaset yapmaya doğru evrilmiş oldular onlar. Kendileri de kimsenin ayrılmayla ilgisi yok diyorlar. Türkiye’den ayrılalım diye bir konu onlarda da söz konusu değil. Bu konuda endişelere kapılmamak lazım. Bizlerin de en önemli hassasiyetimiz birlik ve bütünlüktür.

 

İslam ülkeleri kötü sınav veriyor

 

İsrail’in tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz, İsrail’in amacı ne?

İsrail’in orada sürekli bir zulüm içinde olduğunu herkes görüyor. Ortadoğu’daki değişen kompozisyon da onu cesaretlendirdi. İsrail bunu yaparken garip olan uluslararası camia ve devletlerin adeta İsrail’e destek veren tutumları. Bunlar insanların zihninde birikir. Bu haksızlıkları kimse affetmez. Bugün için belki o manada İsrail mesafe alır ama bunlar birikir. Biz çok ülke ile görüşmeler yapıyoruz. Ateşkesin hızlanması için çalışmalar yapılıyor. Gazze’ye insani yardım göndermek için seferber olduk. İslam ülkeleri çok kötü sınav verdi. Sınav kelimesini bile kullanamıyorsun, kaygısız, ilgisiz. Doğrusu İslam ülkeleri açısından çok kötü bir pozisyon.