CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Meclis’te dinlettiği dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile oğlu arasındaki ‘paraları sıfırlama’ tapesini yayımlayan Zaman Gazetesi adına Sorumlu Müdür Harun Çümen hakkında 17 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Suç duyurusu üzerine savcılık soruşturmaya takipsizlik kararı vermişti. İtirazı değerlendiren Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliği, takipsizlik kararını kaldırdı. Çümen, “Ana muhalefet liderinin Meclis konuşmasının yayınını engellemek sansürdür” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 25 Şubat 2014 tarihli TBMM grup konuşmasında çeşitli yolsuzluk iddialarında bulunmuştu. Kılıçdaroğlu, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen bazı ses kayıtlarını Meclis kürsüsünden yayınlayarak kamuoyuna aktarmıştı. Kılıçdaroğlu’nun konuşması ve yayınladığı ses kaydı, ertesi gün Zaman’ın yanı sıra Hürriyet, Taraf, Milliyet ve Ortadoğu gazetelerinde haber olarak yer aldı. Zaman, haberi “Türkiye bu kayıtları dinliyor/İşte CHP liderinin Meclis’te dinlettiği tapeler” başlıkları altında duyurdu.
Fazlı Mert’in Zaman’daki haberine göre, bunun üzerine Tayyip Erdoğan’ın avukatları, ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’ gerekçesiyle Zaman Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Çümen hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. Ancak takipsizlik kararı verildi. Bunun üzerine Erdoğan’ın avukatları itirazda bulundu. Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararını kaldırarak dosyayı dava açılmak üzere cumhuriyet başsavcılığına gönderdi.
Başsavcılık tarafından da Harun Çümen hakkında Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 17 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Kararda “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, başbakanlığı döneminde montaj veya taklit yoluyla oluşturulan sahte konuşma kayıtlarının siyasi amaçlar doğrultusunda yayınlanması gerekçesiyle Zaman Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Çümen hakkında kamu davası açıldı” denildi.
Hukukçular, kanunlarda böyle bir suç tanımının bulunmadığını belirtirken, Harun Çümen skandal karara tepki gösterdi. Anamuhalefet partisinin Meclis’te yayınladığı ses kayıtlarının basın açısından tartışmasız bir biçimde haber değeri taşıdığını belirten Çümen, “Bu davanın seyri, ‘proje mahkemeler kuruyoruz’ sözünün net fotoğrafıdır. Anamuhalefet liderinin Meclis’te ve seçim meydanlarında yaptığı konuşmaların yayınlanmasını engellemek sansürdür.” dedi. Çümen’in avukatı Hasan Günaydın da şu değerlendirmede bulundu:
“Tayyip Erdoğan, 17 ve 25 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen ve kamuoyunda yolsuzluk operasyonları olarak bilinen soruşturmaları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkma girişimi şeklinde tanımlamaktadır. Bu soruşturmalar üzerinden iktidar partisi ve mensuplarını eleştiren birçok kişi kurumu adeta bir torbaya rastgele doldurur gibi montaj ve şantaj çetesi mensubu olarak yansıtmaktadır. İçeriğinde yalnızca TBMM grup konuşması olan bir gazete haberinden yola çıkarak müvekkilimin çete üyesi olduğu neticesine varmayı hukuk kaideleri çerçevesinde tevil etmenin mümkün olmadığı düşüncesindeyiz. Söz konusu iddiaların en hafif tabirle ciddiyetsiz olduğu kanaatindeyiz.”