Politika

Pamuk'tan 301 ve YouTube şikâyeti

60. Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı'da açılış konuşması yapan Orhan Pamuk, Türkiye’de yazarların 301’den yargılanmasından rahatsız duyduğunu söyledi.

15 Ekim 2008 03:00

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk fuardaki açılış konuşmasında "Türkiye'de yazarlar 301'den yargılanıyor, YouTube'a girmek yasak. Bu baskıları anlayamıyoruz" dedi.

Türkiye'nin 'Onur Konuğu' olduğu 60. Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı'nın açılışı dün yapıldı. 'Bütün Renkleriyle Türkiye' sergisinin yer aldığı fuar nedeniyle, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve yazar Orhan Pamuk da Frankfurt'a geldi.

Fuarın açılışında bir konuşma yapan Nobel ödüllü yazar Pamuk şunları söyledi: "Son yüz yılda kitapları yasaklamak, yakmak, yazarları öldürmek, hapse atmak, onları vatan haini ilan edip sürgüne yollamak, basında hep bir ağızdan yazarları aşağılamak Türk kültürünü zenginleştirmedi, tam aksine fakirleştirdi. Devletin yazar ve kitap cezalandırma alışkanlığı hâlâ devam ediyor. Benim gibi pek çok yazarı susturmak, sindirmek için kullanılan Türk Ceza Kanunu'nun 301 numaralı maddesi yüzünden, yüzlerce yazar ve gazeteci şu anda mahkemelerde yargılanıyor, mahkûm oluyor."

‘Biz memnun değiliz’

Pamuk, bu yıl yayımladığı roman için çalışırken, eski Türk filmlerini seyrettiğini ve eski şarkıları dinlediğini belirtirken, "Bu işi kolayca YouTube ile yapmıştım, ancak aynı şeyi şimdi yapamam. Çünkü YouTube ile birlikte yüzlerce yerli ve uluslararası web sitesine girmek siyasi nedenlerle Türkiye'de yaşayanlara yasak. Siyasi iktidar sahipleri tüm bu baskılardan memnun olabilirler, ancak biz yazarlar, yayıncılar, sanatçılar, Türkiye'nin kültürünü yaratan ve onu izleyen herkes, kültürümüzün, edebiyatımızın dünyaca tanınmasından bu baskıları anlamıyoruz" diye konuştu.

Sorunlara karşın Türkiye'deki yazarların hevesinin kırılmadığını, son 15 yılda Türk yayıncılığının şaşırtıcı bir hızla büyüdüğünü ifade eden Pamuk, günümüzde her zamankinden daha fazla kitap yayımlandığını, İstanbul kitapçılarının zenginliğinin de şehrin çok katmanlı, çok kültürlü tarihini temsil ettiğini kaydetti. "Biz Türkler, özellikle son yüz yılda dünyaca kötü tanınmaktan o kadar şikâyet etmişizdir ki, bu düşünceyi ulusal kimliğimizin bir parçası yapmışızdır" diyen Pamuk, Batı'nın geliştirdiği eşitlik, kadın hakları, demokrasi ve düşünce özgürlüğü gibi idealleri "yabancı" bulmanın herhangi bir milli kimliğe uymayacağını sözlerine ekledi.

‘Artık karamsarlık yok’

Fuara ilk katıldığında heyecanlandığını, ancak "Burada Türk yazarlarını kim tanır?" şeklinde düşündüğünü anlatan Pamuk, "Ancak artık Türkiye'nin genç yazarları, içlerine dönüp kendilerini ilginç bir yazar yapacak iç seslerini buldukları vakit, 'Kimse Türk bir yazarla ilgilenmez' diye karamsarlığa kapılmayacaklar" dedi.

Frankfurt'a gelerek böyle bir duyguya düşmeyecek bir yazar olamayacağını savunan Pamuk, "Yalnız kitapların kalıcı, bizlerin geçici olduğunu hissettirdiği için değil, tüm kitapların, insanlığın tüm hafızasının, tüm seslerinin yanında bizim yerimizin ne kadar küçük olduğunu hissettirdiği için de Frankfurt'ta bulunmanın, tıpkı bir camide, bir kilisede, bir tapınakta bulunmak gibi insanı alçak gönüllülüğe davet eden bir yanı var" şeklinde konuştu

Baskı kalktı sözüne tebessüm

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuşmasını, Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier ve Orhan Pamuk’tan sonra yaptı. "Türkiye’de yazarlar ve kitaplar üzerinde uygulanan bazı baskı ve sınırlamalar zaman içinde azalmış veya ortadan kalkmıştır" diyen Gül, Pamuk’la gözgöze gelince, ikisinin de yüzünde gülümser ifade oluştu. Konuşma metni konuklara önceden dağıtılan Cumhurbaşkanı konuşmasında, bazı değişiklikler yaptı.

Yazılı metinde "Kullandığı son derece zengin dil haznesinden adına bir sözlük dahi çıkartılmış olan Sayın Yaşar Kemal, bu olgunun çağımızdaki anıtsal bir kanıtıdır" ifadesini, Gül konuşmasında dile getirmedi. Gül, Pamuk için ise yazılı metindekinden daha fazla övgüde bulunarak, "Nobel’den büyük gurur duyuyoruz. Türkçe’yi bütün dünyaya duyurdunuz, tanıttınız. Bunun için takdirlerimi sunuyorum" dedi.