Kültür-Sanat

Orhan Pamuk: Küçükken ailenin geri zekalısı gibi hissederdim

Orhan Pamuk, 'Türk aile yapısının ataerkil olduğu içim her zaman ilk doğanın eğitimi üzerinde duruluyor' dedi

21 Şubat 2013 15:23

Orhan Pamuk İtalyan La Republica gazetesine verdiği röportajda aile hayatına dair açıklamalarda bulundu. Pamuk,  kişisel eğitimini tipik bir üçüncü dünya tarzı olarak niteledi.

Orhan Pamuk, gazetecinin mühendislik okuyan kardeşinin karşısında kendisini ‘ailenin idiotu’ gibi hissedip hissetmediği sorusunu Pamuk, “Evet elbette. Hatta daha da fazlası. İkinci doğanlara tipik bir örneğim. Yani bu, Türk aile yapısının ataerkil olduğu ve her zaman ilk doğanın eğitimi üzerinde durulduğu anlamına geliyor. O (ağabeyim), sorumluluğu sırtlanan, her zaman ne yapılması gerektiğini söyleyen ve kardeşlerine nasıl davranması gerekeni bilendi. Bir yere gittiğimizde O her zaman adres bulmak için cadde isimleriyle ilgilenirken, ben havalara ve vitrinlere bakarak hayal kurardım” diye yanıtladı.

“Arkadaşlarım halen bana küçük bir çocuk olduğumu söyler” diyen Pamuk, bunun karakterinin özü olarak tanımlayarak “Bu, hayal gücünü harekete geçirir ama, sosyal varlıklar olmayı sağlamaz. Bazı şeyler 6 yılda öğrenilir ama, ben artık 60 yaşındayım ve artık bunun benim karakterim olduğunu kabul etmek zorundayım. Ağabeyim sosyal biriyken, ben asosyal kaldım. Serbest, kendini kontrol edemeyen…” dedi.

Masumiyet Müzesi’nin aynı adı taşıyan kitabın baskısından çok sonra açılmış olduğunun hatırlatılması üzerine ise, “O dönemin siyasi baskıları buna izin vermese de ben, kitabın çıktığı gün müzenin de açılışının kutlanmasını istemiştim” dedi.

Nobelli yazar, sadık okurlarının, adeta bir hac görevini yerine getirir gibi Masumiyet Müzesi’ne akın etmesinin kendisini rahatsız etmediğini dile getirerek, “Anna Karenina’nın izinden St. Petersburg’a giden Tolstoy’unkiler gibi olabilir mi? Bu bana rahatsızlık vermiyor. Zaten müzeyi ziyaret edilsin diye kurdum” dedi.

Müzeyi ziyaret edenlerin yarısından çoğunun kitabı okumamış olduğunu belirten Pamuk, “İstatistikler gösteriyor ki, ziyaretçilerin 3’te 2’si kitabı okumamış ve belki de hiç okumayacaklar. Okumuş olan birçoklarıyla da konuştum ama kitaptaki bütün obje detaylarını hatırlamıyorlar. Bir obje, ancak bir duyguyla bağlantılı olduğunda hatırlanıyor. Bu nedenle, birçok ziyaretçi, bu kadar bol objeyi bir arada görüp, yeniden romanı hatırlayınca çok etkileniyor” diye konuştu.

Pamuk, “Müzeyi kurduktan sonra yazar hayatıma geri döndüm ve yeni romanımı yarıladım. 60 yaşındayım ve hayat kısalmaya devam ediyor. Nobel Ödülü bana emellerimi kaybettirmedi aksine sıkı çalışıyorum. Çünkü yaşamak için az zamanın kalırken, hala yazacak çok şey var” dedi.