Kültür-Sanat

Paha biçilemeyen heykel

Edirne Kapıkule Sınır Kapısı'nda bir süre önce ele geçirilen 2 bin 200 yıllık bronz kadın heykeline paha biçilemediği bildirildi.

07 Nisan 2009 03:00

Edirne Kapıkule Sınır Kapısı'nda bir süre önce ele geçirilen 2 bin 200 yıllık bronz kadın heykeline paha biçilemediği bildirildi.

Edirne Müze Müdürü Hasan Karakaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Edirne'deki sınır kapılarında ele geçirilen tarihi eserlerle de müzedeki eser sayısının her geçen gün arttığını belirtti.

Bir kentte sınır kapılarının olmasının müzeler açısından bir avantaj olduğunu ifade eden Karakaya, müzede kazı yapmadan ele geçirilen çok sayıda tarihi eser bulunduğunu söyledi.

Yurt dışına kaçırılırken yakalandı

Bu eserlerden en önemlisinin geçen ay yurt dışına kaçırılırken ele geçirilen bronz kadın heykeli olduğunu vurgulayan Hasan Karakaya, şöyle devam etti:
''2 bin 200 yıllık, 2 metre 20 santimetre boyundaki paha biçilemeyen bronz kadın heykeli, müzemize ayrı bir özellik katıyor. Heykel, şu anda müzemizde yediemin olarak tutuluyor. Biz ilgili bakanlıktan restratör istedik. Heykelin temizliği yapılacak. Mahkeme aşaması bittikten sonra heykel sergilenecek.''

Yakalan eserler müzeyi zenginleştirdi

Edirne'nin tarihi bir kent olduğunu, bu nedenle kazı çalışmalarında her döneme ait eserlerin çıkarıldığını da dile getiren Karakaya, sınır kapılarından gelen eserlerle birlikte Edirne Müzesi'nin Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne dönüştüğünü söyledi.

Özellikle Enez ilçesinde kazı çalışmalarında çıkartılan ve ''İznik Grubu'' diye adlandırılan 15. yüzyıldan kalma seramiklerin, tarihi bakımdan büyük önem taşıdığını anlatan Karakaya, ''Edirne ve ilçelerinde yapılan kazılardan çıkartılan seramikler, çiniler, pişmiş topraklar, cam bilezikler, Roma döneminden kalma mezar steli, kadın ve erkek başı, Orpheus kabartması, geç Hitit dönemine ait ortostatlar gibi bir çok eser, müzemizde sergileniyor. Müzemizi geçen yıl 22 bin 500 kişi ziyaret etti'' dedi.

Atatürk’ün emriyle kuruldu

Edirne'de ilk müze, Atatürk'ün emriyle, 1925 yılında, Selimiye Camii Dar-ül Kurr'a Medresesi'nde Dr. Rıfat Osman, Arif Dağdeviren ve Necmi İğe tarafından kuruldu. Bu müzeye Arkeoloji Müzesi denilmekle birlikte, müzede değerli etnografik eserler ve mezar taşlarının da yer aldığı belirtildi. Osmanlı İmparatorluğu'nun yaklaşık 94 yıl başkentliğini yapan Edirne'de saray, halk sanatlarını etkilemiş ve etnografya açısından zenginlik kazandırdığı, bu yüzden ikinci bir müzeye gerek duyulduğu kaydedildi. Etnografya adı altında ikinci bir bölümün yine Selimiye Camii avlusu içinde bulunan Dar-ül Tedris Medresesi'nde açıldığı bildirildi.