Magazin

Özmakinacı: Elenmesek üçüncü olurduk

Özmakinacı, zorlu bir gruba düştüklerini, Türkiye’ye oy vermeyen ülkelerle rekabet ettiklerini, alınan sonucun da bu faktörlere bağlı olduğunu söyledi

12 Mayıs 2011 03:00

T24 - Yüksek Sadakat, bu yıl Almanya-Düsseldorf’ta düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışması’nın yarı finalinde elendi. Finale katılma hakkını kaybeden grubun gitaristi Kutlu Özmakinacı, “Yarı finali geçsek, finalde ilk üçe girerdik” dedi.

Kutlu Özmakinacı, ilk yarı final şokunun ertesi günü sürpriz gelişmeyle ilgili soruları yanıtladı. Özmakinacı, zorlu bir gruba düştüklerini, Türkiye’ye oy vermeyen ülkelerle rekabet ettiklerini, alınan sonucun da bu faktörlere bağlı olduğunu söyledi: “Sonuçta bu bir yarışma... Kazanmak da var, kaybetmek de, bunun bilincindeydik. Grubumuzun çok zorlu olduğunu da zaten herkes biliyordu. Azerbaycan ve Arnavutluk dışındakiler bize oy vermekte pek istekli olmayan ülkelerdi. 19 ülkeden 17’si bugüne kadar Türkiye’ye hemen hemen hiç oy vermediyse, o gruptan çıkmak zordur. Zaten birinci turu geçseydik, ilk üçe girebilirdik. Tamamen kuraya bağlı bir şanssızlık yaşadık, o fırsatı yakalayamadık.”

Sonucu aslında çok da şaşırtıcı bulmadığını sözlerine ekleyen Özmakinacı, “Pek şaşırdığımızı söyleyemeyiz. Bülend Özveren de ilk yarı final öncesi grubumuzun zorlu olduğunu söylemişti. Buna rağmen son dakikaya kadar umudumuzu koruduk, çünkü bizimkisi gruptaki diğer şarkıların hemen hemen hepsinden daha iyiydi. Acaba müzik kazanır mı diye düşünmüştük, ama olmadı” dedi. 


'ALLAHIN TOKADI'

Demet Akalın, Yüksek Sadakat’in “TRT adayını popçu ya da rock’çı diye değil, kabiliyetine bakarak seçiyor. Son yıllarda yapılan işlere bakarsanız, rock şarkıcılarının popçulardan daha içi dolu işler yaptığını görürsünüz” sözünü unutmadı. Grubun ilk yarı finalde elenmesi üzerine Twitter”a “Yüksek Sadakat, popçulara laf etmişti gitmeden. Allah’ın tokadı diyeceğim, ayıp olmaz değil mi” yazan Akalın, dün de şunları söyledi: “Bir kere şarkıyı önce Türk insanına sevdireceksin, ondan sonra dünya sevecek. Ben şarkıyı sonuna kadar bile dinleyemedim. Şarkının hiçbir tarafı akılda kalmaz mı?” 


'EN KÖTÜ BİZİMKİSİYDİ'

“Eurovision şarkısı o kadar kötü ki, şarkı olarak bile kabul etmiyorum” dediği için Yüksek Sadakat üyesi Uğur Onatkut’un “Şık bir şekilde yaşlanmak gerek” diye çattığı İlhan Şeşen, ilk yarı final sonrası şu açıklamayı yaptı: “Grubun elenip elenmemesi, birinci olup olmaması önemli değil. Önemli olan şarkının güzel olması. Ben bunu söylemiştim, çocuklardan biri terbiyesizce davranmıştı. Onlara ‘geçmiş olsun’ demekten başka yapacak bir şey yok artık. Evet, oradaki şarkıların hepsi kötüydü ama en kötüsü bizimkisiydi. Ayrıca bir dinleyci ve izleyici olarak söyleyeyim, arkadaki elastik kız da çok rahatsız ediciydi.”  


BÜLENT ÖZVEREB'İ SİNİRLENDİRDİLER

Yarı finali teknik aksaklıklar nedeniyle ekran başındakilere telefon bağlantısıyla aktarmak zorunda kalan Bülend Özveren, yayın boyunca çok sinirliydi. Ünlü spiker, “Sunum yaptığımız odalara tam 187 basamakla çıkılıyor. Dünyanın hiçbir yerinde hiç kimseye bu kadar acı çektirilmez! Daracık havasız bir odaya tıkıldık. Soluk bile almakta güçlük çekiyoruz. Zaten yayını da telefonla yapabiliyoruz. Çünkü medeniyetin beşiği Almanya’da teknik altyapı onların tabiriyle kaput” diyerek milyonları şaşırttı.



ANLAMAK ZOR

Bülend Özveren, dün yarışma ve Yüksek Sadakat’in performansıyla ilgili şu yorumu yaptı: “Akıl alacak gibi bir sonuç değil bu. Neden böyle bir sonuç çıktı, nasıl bir oylama yapıldı, anlamaya imkan yok. Normal şartlar altında Türkiye’nin finalde olması lazımdı. Katıldığım radyo programlarında endişelerim olduğunu söylemiştim, çünkü Türkiye’ye oy vermeyen ülkelerin yoğun olduğu bir gruptaydık. Yine de şarkının kalitesinden dolayı oy alırız diye ümit ediyordum.”


MODACILAR NE DİYOR

Dilek Hanif: Ne stili ne şıklığı var

“Herhalde şarkı gereği böyle kıyafetler düşünüldü, ama son derece kötü bir kostüm tercihi olmuş. Ne bir stili ne de şıklığı var. Ekranda çok kötü görünüyordu.”


Vural Gökçaylı: Banka soyguncuları gibi

“Hiç beğenmedim. Bunlar Türk mü, belli değil. Kıyafetler bizi yansıtmadığı gibi ortada tasarım diye bir şey de görmüyorum. Batı özentisinin ötesi var bu çizgilerde. Sıradan bile değil, vasat altı giysiler. Son derece amatör. Amerika’daki banka soyguncularına benzemişler.”