19 Mart 2025 15:32
Güncelleme: 19 Mart 2025 17:07
T24 Haber Merkezi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı aday adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişinin gözaltına alınmasını "darbe" olarak niteledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde konuşan CHP lideri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak, "Demokrasi treninden indi darbecilerin safına katıldı. İndiği istasyonda 15 Temmuz darbecileri vardır" dedi. 23 Mart pazar günü İmamoğlu'nun tek aday olduğu ön seçimi her şeye rağmen gerçekleştireceklerini duyuran Özel, tüm muhalefeti desteğe, demokrasi sandığına sahip çıkmaya çağırdı.
Özgür Özel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Ekrem İmamoğlu için kullandığı "suç örgütü lideri" ifadesine de sert bir şekilde tepki gösterdi; "Suç örgütü lideri diye yazdıkları yerde yazım hatası var, Recep Tayyip Erdoğan yazacaklarına Ekrem İmamoğlu yazmışlar!" dedi.
CHP lideri basın açıklamasının ardından Saraçhane’ye destek için gelenlere hitap etti. Belediye yerleşkesinin balkonundan kısa bir konuşma yapan Özel, İstanbulluları iftarın ardından 20.30 Saraçhane’ye davet etti.
Özgür Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"İstanbul’un iradesine saldırdılar, yapılan iş bir darbe girişimidir. Geçmişin seyyar giyotini burada cumhuriyet başsavcısı oldu. 9 ekimden beri adaleti katletmeye, beğeni tweet atanı suçlu görmeye hapse atmaya bizleri yıldırmaya çalışıyor. Bunu yapmasının sebebi 31 mart seçimlerinin Recep Tayyip Erdoğan tarafından hazmedilmemiş olmasıdır. Milletin verdiği mesajı almamıştır. Yenilmeyi kabullenememiştir. Güya yenilmezdi. Bütün meşruiyetini sandıktan alıyor. Her sandık önceden yaptıklarını temizliyor bundan sonra yapacaklarına alan açıyor. Partisinin kurulduğu günden bu yana 31 martta ilk kez kaybetti. İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder dediği İstanbul’u üçüncü kez Ekrem İmamoğlu’na kaybetti. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü dahil onu 4 kere yendi. Kendini yenilmez gören o gece artık kaybedendi. Ve karşısında 4'tür yenemediği birisi vardı ve İstanbul’u kazanmıştı o yüzden her gece kendi sesiyle uyanıyor İstanbullu kazanan Türkiye’yi kazanır. İstanbul’u kaybeden Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi kaybedecekti, İstanbul’u kazanan Ekrem İmamoğlu Türkiye’yi kazanacaktı. İşte bu ruh hali bu psikoloji bu hazımsızlık her şeyi geldiği her makamı borçlu olduğu milletin kararına hürmetsizliği saygısızlığı tanımamayı… Öyle ya demokrasi trendi, işine geldiği kadar binmişti, demokrasi treninden indi darbecilerin safına katıldı. Tayyip beyin indiği istasyonda 15 Temmuz darbecileri vardır.
Bu devletin bu millete verdiği en büyük değer seçebilme özgürlüğüdür Tayyip Erdoğan seçebilme özgürlüğüne el atıyor. Bu milletin istediğini cumhurbaşkanı seçebilme özgürlüğü elinden alınıyor. Ben dün akşamdan itibaren 16 muhalefet partisi cumhur ittifakı hariç Türkiye siyasetinin gerisi gösterdikleri dayanışmaya, açtıkları telefonlara, ziyaretlerine yürekten teşekkür ediyorum. Herkes sinmişken, herkes susmuşken İstiklal Marşı'yla ayağa kalkıp korkmayıp İstanbul Üniversitesi’nden buraya gelen gençlere teşekkür ediyorum.
“Herkes sinmişken, herkes susmuşken İstiklal Marşı'ndaki ‘korkmayla’ ayağa kalkıp korkmayıp İstanbul Üniversitesi'nden başlayıp buraya kadar gelen, ne barikat, ne bir başka şey dinleyen gençlere teşekkür ediyor. Elbette örgütümüze bütün siyasi partilerin çok değerli üyelerine teşekkür ediyorum. Ne yapacaksınız? Biz burada Ekrem Başkan hakim karşısına çıkınca yanı başında, yanında, yanında olacağım ana kadar Ekrem Başkan'a emanet edilen ve Ekrem Başkan'ın hepimize emaneti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne burada sahip çıkacağız. Buradayız bir yere ayrılmıyoruz. Sol parti ziyaret etti. Sayın Musavat Dervişoğlu sağ olsun yoldaymış geliyor. Dayanışma ziyaretlerini de burada kabul edeceğiz. Milletin emanetini, milletin emanetine sonuna kadar sahip çıkan bir belediye başkanına, bir belediye meclisine ve İstanbul'un iradesine katkı sağlamak, onlarla birlikte olmak, onlarla mücadele etmek için ben Saraçhane'deyim. Biz Saraçhane'deyiz, nerede olalım diye soranlara ‘Buyurun Saraçhane'ye’ diyoruz.
“Sürecin tamamının nasıl hızlandığını, nasıl aceleye geldiğini hepiniz biliyorsunuz. Çarşamba günü işletme fakültesi diploma iptal etmeyeceği anlaşılınca birileri karalar bağlarken birileri, bir gün öncesine yetkisiz bir yönetim kurulunu çağırıp diplomayı iptal ettirdiler. Bir yandan da aylardır duyduğumuz iftira ve kumpas davalarından o mu, bu mu, bu mu değil, hepsini birden bu sabah devreye soktular. Bir tane amaç var. Bu millet bir demokrasi devrimine sandıklarından o kadar büyük bir önem verdi ki kısa şubatta 1 milyon 500 bin olan üye 1 milyon 750 bine çıkınca, bu engel tanımaz gençler baba ocağına koşturunca, hangi siyasi görüşten olursa olsun herkes bu mücadeleyi bir demokrasi teminatı olarak görünce ve Ekrem Başkan da çıkıp bütün Türkiye'yi ayağa kaldırınca hesabı şöyle yaptılar; ‘Ne gün bunların ön seçimi? Pazar’. ‘Kaç gün gözaltı süresi? Dört gün’. Dört gün geriye gelip bu pisliği bugün başlattılar. Güya bizi durduracaklar. Bugün İzmir'i durdurabildiniz mi? Ankara'yı Adana'yı Trabzon'u durdurabildiniz mi? Siz ne bizi ne. Başkanın mücadelesini durduramayacaksınız.”
Elbette 4 gün boyunca örgütümüzle bütün Türkiye’de olmamız gereken yerde olmamız gereken duruşla en büyük dirençle olacağız. Çağrılara uymaya Ekrem başkana demokrasiye sahip çıkmaya hepinizi davet ediyorum. Pazar günü 81 ilde ilçelerde ilçe mahallelerinde kurulacak sandıklar tek değildir. Oraya bir sandık koyacağız 1 milyon 750 bin üyemizle adayımızı belirleyeceğiz: Ancak yanında bir sandık daha olacak. O sandığın adı dayanışma sandığıdır. O sandığa oy vermeye tüm siyasi partiler her görüşten ama demokrasiden yana olan herkes davetlidir. Bir sandıkta bir parti bugüne kadar en demokratik yolla adayını belirleyecektir diğer sandıkta ise cumhuriyete inanan demokrasiye inanan sandığa inanan o sandığın kendisinin evladının torununun geleceğinin garantisi olduğuna inanan, bu ülkenin Afganistan olmamasına, Suriye olmamasına yönelik teminatın da, yıllarca çalışıp aldığı evin tapusunun teminatının da demokrasi olduğunu, böyle yamyamların bir gece, sırf kendisine rakip olanın diplomasına çöktükleri gibi malına mülküne canına kastedilmesin diye demokrasiye ihtiyaç duyan herkesi 23 Mart’ın dayanışma sandığına bekliyoruz. Artık 23 Mart Pazar günü cumhuriyet halk partisinin kapsayan ama aşan bir demokrasi direnişinin günüdür. Bütün Türkiye’yi dayanışma sandıklarında olmaya davet ediyorum.
Biz haftalardır bu organize kötülüğün bir kişinin kendi rakibinden kurtulmak için hukuku kendi siyasi hesaplarına alet ettiği kötülüğün bunların hepsini yapabileceğini değerlendiriyorduk. Bununla ilgili partinin ekipleriyle birçok değerlendirmede bulunduk. Her biri ihtimal dahilindeydi. Dün akşam ve bugün hepsini birden yaptılar. Bunların gözü döndü. Biz Ekrem başkanımızla her ayrılışımızda ve son zamanlarda her günün son telefon konuşmalarında helalleşip ailelerimizi, partimizi, davamızı birbirine emanet ediyorduk. Dün akşam da böyle bir veda yaşadık.
Sinei millet meselesini daha önce de ifade ettik. Karşımızdaki yapı olgun sindirmiş ahlaki bir yapı olmadığı için siz bugün sinei millete gittiğinizde sizin yerinize o koltukların yarısını bile kalanlar anayasayı referandumsuz değiştirme imkanı elde ederler. Sinei millet erken seçim getirse 6 ay önce sinei millete çekilirdik. Boykot meselesi de önümüzde biz eğer parlamento çoğunluğunu alacak bir güçlü muhalefetini tuttuysak zaten cumhurbaşkanını değiştireceğiz. Biz ilk önce milletten aldığımız emanete sahip çıkmaya çalışmalıyız. Önerileri sonrasında uzun uzun tartışırız.
“İlk değerlendirmeyi yaptık, gayet açık söyledim. Nerede olayım diye soranlara ben buradayım, burada olun diyorum. Bunu daha açık söyleyemem. Onun dışında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başkanına yapılan gözaltının dövize ne yaptığı, borsamıza ne yaptığı, borsamızdaki şirketlere ne yaptığı dünyada ne yankılar uyandırdığı ortada. Bu kötülüğü yapanların daha büyük kötülüklerle bu ülkeye daha ağır bedeller ödetip kendi tarihlerine de ülke tarihine de böylesine bir kara lekeyi çalmaya, cesaretleri, tenezzülleri var mı? Bunu onlara sorun. Biz bu mücadeleyi milletin emanetine sahip çıkma zemininde sürdüreceğiz. Bu artık bir geri sayımdır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ülke yönetimini devralmak üzere bir geri sayım içindeyiz. Bunun kaç gün olduğu, kaç ay olduğu ya da yılı aşıp aşmayacağının bir önemi yok. Yolun kendisi bellidir. Yolcusu bellidir. Yola çıkaran bellidir. Hedef bu ülkeyi kuran iradenin bu ülkeyi bir kez daha kurtarmak üzere iktidara gelmesidir. Bu yolda düşen düşer, ölen ölür ama kalanlar bu yolu yürür. Bu kadar net. Bu kararlılık Ekrem Başkanımın kararlılığıdır. Bu kararlılık bu ülkeyi kuran partinin kararlılığıdır.
"(İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kullandığı "suç örgütü lideri" ifadesine) Suç örgütü lideri diye yazdıkları yerde yazım hatası var, Recep Tayyip Erdoğan yazacaklarına Ekrem İmamoğlu yazmışlar!"
CHP lideri basın açıklamasının ardından Saraçhane’ye destek için gelenlere hitap etti. Belediye yerleşkesinin balkonundan kısa bir konuşma yapan Özel, İstanbulluları iftarın ardından 20.30 Saraçhane’ye davet etti.
© Tüm hakları saklıdır.