Yaşam

Özgür Gündem nöbetçi genel yönetmenliği davasına uluslararası örgütlerden destek

Uluslararası insan hakkı ve basın örgütleri, Ahmet Nesin, Erol Önderoğlu ve Şebnem Korur Fincancı için adliyedeydi

08 Kasım 2016 19:45

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci yazar Ahmet Nesin'in Özgür Gündem gazetesinde nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyası katıldıkları için yargılandıkları duruşma öncesi, Türkiye’den ve yurtdışından birçok örgütün temsilcisi Çağlayan Adliyesi önünde biraraya gelerek basın açıklaması yaptı. Sınır Tanımayan Gazeteciler, İşkence Mağdurları İçin Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü, Nükleer Savaşı Önlemek İçin Hekimler'in kaıldığı açıklamada Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan Ümit Efe, hak savunucularının her gün başka bir ifade özgürlüğü davası için adliyeye geldiklerini söylerken, “Bugün de Şebnem, Erol ve Ahmet için buradayız” dedi.

Bianet’te yer alan habere göre, İstanbul Tabip Odası, TİHV, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İşkence Mağdurları İçin Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi (IRTC), İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü (PHR), REDRESS, Nükleer Savaşı Önlemek İçin Hekimler (IPPNW) temsilcilerinin konuşmalarının ardından, bu sabah iki kitabı nedeniyle yargılanan gazeteci Arzu Demir ile Önderoğlu ve Korur Fincancı’da kısa birer konuşma yaptı.

 

Demir: İyi ki yazmışım, yazmaya devam edeceğim

 

Arzu Demir: “Bugün hakkımda açılan beş davadan ikisinin duruşmaları görüldü. AKP, devleti yeniden yapılandırdıktan sonra yeni bir tarih yazıyor. Gerçekleri anlatan herkes onların hedefinde. Ama gerçekleri kimse değiştiremez ve unutturamaz. Biz İnan Kızılkaya ve Zana Bilir’in Silivri Cezaevi’nde tecritte tutulduğunu, Cizre’de bodrumda yakılanları anlatmaya, gerçekleri takip etmeye devam edeceğiz. Bugünkü duruşmamdan sonra da dediğim şey, ‘İyi ki yazmışım’ oldu.”

 

Korur Fincancı: Bizden korkmaya devam etsinler

 

Şebnem Korur Fincancı: “Gerçeklerin duyulmasını istemiyorlar ama er geç duyuluyor. Dün Twitter’da görmüşsünüzdür, burası üniversite test kitabındaki isimden evlerini bulan insanların ülkesi. Eğer hakikati gösterdiğimiz için cezaevine gireceksek, cezaevi hakikatlerini anlatmaya devam ederiz.  Şu anda cezaevinde tutulan 140’ın üzerindeki gazeteci gerçekleri aramaktan vazgeçmedi.

“Unutmayalım, Özgür Gündem’le başlayan saldırının hedefiyiz hepimiz. Bugün de Cumhuriyet’in kapısına dayandılar.

“Biz hekimler yaşam hakkı için nöbet tutmaya alışkınız. Şimdi de insanlık için nöbet tutuyoruz. Biz onlardan güçlüyüz. Bizden korkmaya devam etsinler.”

 

Önderoğlu: Bize baktığınızda, habersiz kalan kitleleri görün

 

Erol Önderoğlu: "Bize ‘birkaç sanık’ diye bakmayın, ‘bir gazeteci, bir hekim’ diye bakmayın. Bizie baktığınızda, ardımızda soluksuz bırakılan muhalifleri, habersiz kalan, gerçeği göremeyecek olan kitleleri görün. Şu an cezaevlerinde 100’ün üzerinde medya çalışanı var. Artık düşünce farkı gözetmeksizin mücadele etmemiz gerek. Ancak omuz omuza vererek bu tahribattan kurtulabiliriz.”

 

Dünyanın dört yanından hak savunucuları İstanbul’daydı

 

RSF Programlar Direktörü Lucie Morillon: Bugün Türkiye dünyanın en büyük üçüncü gazeteci hapishanesine dönmüş durumda. RSF Delegasyonu, yargılanan üç insan hakları savunucusuna tam destek sunmak için bugün tam kadro olarak burada. Burada söz konusu olan, nasıl yapıldığı değil, doğrudan Türkiye halkının bilgi alma hakkıdır.

İşkence Mağdurları İçin Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi (IRTC) Başkanı Victor Madrigal-Borloz: Çoğulculuk, demokratik toplumlarda temel önem taşır. Bugün buraya dünyanın farklı yerlerinden binlerce sağlık emekçisinin mesajını iletmek için geldim: İşkenceyle mücadele, sağlık çalışanlarının sorumluluklarından biridir. Şebnem Korur Fincancı, yaptığı çalışmalarla Türkiye’yi gururlandırdığı gibi tüm sağlık çalışanları hareketinin de beğenisini kazandı. Türkiye devletinden, bu davada hukuk prensiplerini işletmesini istiyoruz.

İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü (PHR) İcra Direktörü Donna McKay:Şebnem Korur Fincancı’nın çalışmaları Türkiye’yi güçlendirdi, demokratikleştirdi. Ama demokrasi sessiz sakin gerçekleşen bir şey değil. Bugün dayanışma için geldik. Arkadaşlarımıza yöneltilen suçlamaların hiçbir dayanağı yok. Meslektaşlarımız suçlu değil, haklarındaki suçlar düşürülmeli.

REDRESS Direktörü Carla Ferstman: Adalet, basın özgürlüğü ve insan haklarını desteklemek, adalet için mücadele eden insanlarla dayanışmak için buradayız. Bu değerlere en yüksek bağlılığı gösteren kişilerin yargılanıyor olması bizim için şoke edici bir durum. Adalet istiyoruz.

Nükleer Savaşı Önlemek İçin Hekimler’den (IPPNW) Gisela Penteker:Yargılanan bu insanların nasıl bir anda terörist olduğunu anlamadık. Onlar çalışmaları ve mücadeleleriyle uluslararası kamuoyunda saygı gören insanlar. Eğer Türkiye’de bağımsız yargı varsai bugün bu insanları serbest bırakacaktır.

New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Allen Keller: Burada bir doktor, bir bilim insanı ve Şebnem’in bir arkadaşı olarak bulunuyorum. Şebnem hayatımda tanıdığım en dürüst ve cesaretli insanlardan biri. Dün akşam da bana cesaret üzerine iyi bir ders verdi. Ona ‘Trump seçilirse belki ABD’ye dönmem, burada kalırım’ dedim. O da ‘hayır, tam tersine oraya dönüp mücadele etmen gerekir’ dedi.

Demokrasi kolay bir şey değil ama bildiğimiz en iyi yönetim biçimi bu. Arkadaşlarımızı propaganda yapmakla suçluyorlar ama onlar sadece gerçekleri söylüyor. Arkadaşlarımızı terörizmle suçluyorlar ama onlar sadece barışın peşinde. Türkiye devletine ve halklarına bir mesajımız var. Kim olduğunuzu hatırlayın: Büyük bir demokrasi.