Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir Duisburg`da sosyal problemleri fazla bir semt olarak kabul edilen Marxloh'da "Erdoğan, Uyum ve İslam" konulu bir etkinliğe konuk oldu. Yeşiller Partisi’nin Duisburg temsilciliğinin organize ettiği etkinlikte Özdemir semt sakinlerinin sorularını yanıtladı. Programa uyum ve İslam konularından çok Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili tartışmalar damgasını vurdu.
Yaklaşık 300 kişilik salonun yarısını Almanlar diğer yarısını da ağırlıklı olarak anayasa referandumu için "Hayır” diyen Türk kökenliler doldurdu. Yeşiller Partisi Duisburg temsilciliği de Cem Özdemir'in katıldığı Hayır kampanyasına destek verdi. Salonda birçok Kürt, Alevi ve Erdoğan yanlısı da vardı. Etkinliğin yapıldığı otelin çevresinde polisin alıdığı geniş güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Cem Özdemir konuşmasına etkinlikte görevli polislere teşekkür ederek başladı. Özdemir "Polisin hukuk devletini koruması dünyanın her ülkesinde bu kadar tabii bir şey değil“ diye konuştu.
Özdemir’e ilk soruyu semt sakini bir Alman yöneltti ve MİT’in Almanya'da istihbarat faaliyetinde bulunduğu iddialarına atıfta bulunarak bunun başka AB ülkelerinde de olup olmadığını sordu:
Bu faaliyetlerin başka ülkelerde de olduğunu kaydeden Yeşiller Partisi’nin Eş Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin Danimarka'da bunun için bir nevi çağrı merkezi kurulduğunu öğrendik. Birini ihbar etmek isteyenlerin arayabileceği bir çağrı merkezi. Bazı gazeteciler birini ihbar etmek için arayan pozisyonunda bunu test ettiler ve ismini verdiklerine ne olacağını sordular. Onlara verilen yanıtta bu kişilerin pasaport kontrolüne gelir gelmez yakalanacağı söylenmiş."
Bu durumun Almanya’da asla kabul edilmeyeceğini vurgulayan Özdemir, “eğer temel haklarla bir sorunu olan varsa burada yaşamak zorunda değil. Erdoğan’ın süper olduğunu düşünen bu kişiler Türkiye’de de yaşayabilirler” dedi. Özdemir sözlerine açıklık getirerek "Almanya'da Erdoğan taraftarı olamayacağını kastetmiyorum, tabii ki yaşayabilirler ve otoriter liderleri savunabilirler. Ama kendi gibi düşünmeyen insanları ihbar etmek, onları bastırmak veya korkutmak ise asla kabul edilemez” diye konuştu. Özdemir, istihbarat teşkilatlarının suça karışmamış insanlar yerine radikaller ve teröristlerle ilgilenmesi gerektiğini kaydetti.
“Kim değişti?”
Tartışmada söz hakkı alan Cumhurbaşkanı Erdoğan taraftarı genç bir kadın ise Özdemir’e sert çıktı. Türk hükümetinin “sert müdahalelerini darbe girişiminin sonucu” olarak açıklayan başörtülü genç kadın “Bundan 15 yıl önce Türkiye’de ifade özgürlüğü yoktu, Kürtler kendi dillerini konuşamıyorlardı, başörtüsü ile eğitimi bir arada düşünmek mümkün değildi. Şu an üniversite sayısı üçe katlandı, alt yapı iyileştirildi. Eğer konu ifade özgürlüğü ise ben de Erdoğan yanlısıyım. Ama madem ifade özgürlüğü var neden ülkene git diyorsun?” şeklinde konuştu.
Cem Özdemir, bundan yıllar önce cem evinde kendisinin başörtülü kadınların üniversiteye gitme hakkı olduğunu savunanlardan biri olduğunu hatırlattı ve aynı biçimde de bir camide cem evlerinin de ibadethane olarak kabul edilmesi gerektiğini savunduğunu belirtti. Sadece “kendimizi ilgilendiren haklar” için mücadele edilmemesi gerektiğini savunan Özdemir, genç kadına Kürtler konusunda hak verdiğini belirtti. Erdoğan’ı Kürtlerle çözüm sürecinin başlatıldığı dönemde desteklediğini hatırlatan Özdemir “Şimdi size soruyorum, kim değişti? Ben mi o mu?” diye yanıt verdi.
Kürt sorunun tek çözüm yerinin parlamento olduğunu vurgulayan Özdemir, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra büyük bir fırsatın kaçırıldığını vurguladı. Yüzde 13’e varan oyla Meclis’e giren HDP ile Türkiye’de bir nadir dönüşüm şansı oluştuğuna dikkat çeken Özdemir "Ama bu şansı değerlendirmek PKK’yı zayıflatmak yerine çözüm süreci bitirildi” dedi.
Merkel’e Türkiye eleştirisi
Özdemir, konuşmasında DİTİB’deki casusluk iddialarına da değindi. Bir Alman katılımcının DİTİB’in gerçekleştirdiği başarılı projelere dikkat çekmesi üzerine Özdemir, DİTİB kadrosunda yıllar önce çok iyi işler başaran isimler olduğunu ancak yönetim kadrosunda değişikliğine gidilmesi ile büyük sorunların baş göstermeye başladığını kaydetti.
Yeşiller Eş Başkanı, Almanya Başbakanı Angela Merkel’i de Türkiye politikaları nedeniyle eleştirdi. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda önemli adımlar attığı
2005 yılında Merkel’in imtiyazlı ortaklıktan bahsederek büyük bir hata yaptığını söyleyen Özdemir, Merkel'in Türkiye'yi ancak mülteci krizi ile yeniden tanımaya başladığını kaydetti.
Katılımcıların hepsi memnun ayrılmadı
Etkinlik sonrası DW Türkçe’ye konuşan bir Alman katılımcı geceye katılma nedenine ilişkin "Başkaları da aynı hatayı yapmasın diye Alman tarihinden kendi tecrübelerimizi aktarma ihtiyacı duydum. Zor durumlarda, anayasa üzerine bu kadar temel kararlar alınmamalı ve daha fazla denge ve barışın hakim olduğu bir periyoda kadar beklenmeli“ diye konuştu.
Fas uyruklu bir başka katılımcı ise gecede sosyal sorunları büyük Marxloh semtinin sorunları, Almanya’daki uyum ve gençlerin durumu gibi her gün karşılaşılan ve Almanya’yı ilgilendiren sorunların yeterince ele alınmamasından şikayet etti.
© Deutsche Welle Türkçe
Başak Demir