Yaşam

Özde değil, sözde semazenler!

Semazenlik, Ramazan ayında rağbet gören profesyonel bir mesleğe dönüştü. Profesyonel bir semazenin 15 dakikalık gösterisinin bedeli 150 ile 200 YTL arasında değişiyor.

20 Eylül 2008 03:00

Ramazan'da gıda sektöründe büyük bir hareketlilik yaşanır. Bu aydan en çok fırınlar ve lokantalar nasiplenir. Son yıllarda ise yeni bir sektör doğdu: 'Semazenlik'. Ramazan nedeniyle çok yoğun olan bir semazenin 15 dakikalık gösterisinin bedeli 150 ila 200 YTL arasında değişiyor. Bir gecede 3 semaya gidenler günde 600 YTL kazanıyor. Ramazan ayını ise 18 bin YTL ile kapatıyorlar.

Ramazan, Müslümanlar için hem bereket hem de kazanç ayı. Bu ayda gıda sektöründe büyük bir hareketlilik yaşanır. Bundan en çok da lokantalar ve fırınlar nasiplenir. Son yıllarda yeni bir sektör doğdu: 'Semazenlik'. Bildiğiniz gibi, Mevlevilerin en önemli ritüellerinden biri olan sema törenlerine katılan dervişlere semazen deniyor. Ancak bahsettiğimiz semazenlerin, aynı adı taşısalar da şekil olarak gerçeklerine benzeseler de, asıllarıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Zaten ayin de dini olmaktan çıkıp folklorik bir gösteriye dönüşmüş. İçi boşaltılmış ayinler denetimden uzak; öyle ki birkaç dakika sarsılmadan dönebilen herkes, kendini semazen ilan ediyor. Peki neden? Çünkü semazenliği ticarete döken insanlar, yılın tamamına yakınını sahnede geçiriyor ve bu işten inanılmaz paralar kazanıyor. Herhangi bir yerde sahne almanın 15 dakikalık bedeli 150 ila 200 YTL arasında değişiyor. Ramazan ayındaki yoğun ilgiden dolayı günde 3 semaya (işe) giden semazenler, böylece günde 45 dakika dönüp 600 YTL kazanmış oluyor. Velhasılı Ramazan ayında tamı tamına 18 bin YTL kazanıyorlar.

20 yıla yakın bir süredir semazenlik yapan Dursun Kızılkaya, "Ben bu işe gönülden başladım. Yoksa 'şu işe gireyim, şu kadar para kazanayım' gibi bir düşüncem olmadı; ama nasibimizde para kazanmak da varmış! İnsanlar, '15 dakika dönüp bir işçinin 3 günlük maaşını alıyorsunuz' diye bizleri eleştirebilir; bu noktadan bakmamak lazım. Bunun sanatsal bir yönü de var. Varsa öyle bir kabiliyetin sen de yap. Ben bu eleştirileri dikkate almıyorum." diyor. Bu tür gösterilerde yer alan ve adını vermek istemeyen bir semazen (P.K.), "Hal böyle olunca semazenler Allah aşkı için değil, para aşkı için dönüyorlar! Semazen her bir çarkında Allah diyor.


Parayla Allah denir mi yahu?" diyor. 3-5 kişiden oluşan topluluklara semazen grubu denilemeyeceğini belirten P.K., "Osmanlı döneminde birkaç kişiyle yapılan fukara seması vardı; fakat o semada kollar açılmazdı. Biz artistik ve turistik olsun diye kollarımızı açıp beyaz tennurelerle sema yapıyoruz!" diyerek bunun doğru olmadığını itiraf ediyor. "Semazenlik benim yaşam tarzım." diyen Dursun Kızılkaya, kendisi gibi pek çok ortamda sema yapan insanların bunu, Türk kültürünü tanıtmak amacıyla yaptıklarını söylüyor. Sakarya Üniversitesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sezai Küçük, bu açıklamaya karşı çıkarak "Kalkıp da, biz kültürümüzü tanıtıyoruz, ilgisi olmayanların dikkatini çekiyoruz, demesinler. Madem amacınız bu, niye parayla dikkat çekiyorsunuz ki, bedava çekin o zaman. Bunlar kültürü tanıtmak maksatlı değil, dünyalık uğruna tamamen para için yapılıyor. Semazenin cebine parayı koymayın, ikinci defa hiçbir yere götüremezsiniz." şeklinde konuşuyor (Zaman).