Politika

Özdağ'dan Erdoğan ve Bahçeli'ye "İmralı" çıkışı: Birisi Öcalan’ın bir bacağına, diğeri öbür bacağına sığınmışlar

09 Ocak 2025 19:18

Güncelleme: 09 Ocak 2025 19:51

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Karaman'da düzenlenen "Mehmetçik Katillerine Af Yok" mitinginde, “Ekonomik problemleri çözemeyeceği için DEM oyuna talip olan Cumhur İttifakı, denize düşenin yılana sarıldığı gibi Öcalan’a sarılmış durumda. Erdoğan ve Bahçeli, Öcalan’ın birisi bir bacağına, diğeri öbür bacağına sığınmışlar anayasa değişikliği için. Zannediyorlar ki bu millet buna evet diyecek. Bu millet, hepsinin hıncını sizden öyle bir çıkarır ki, öyle bir tokat yersiniz ki Türk milletinden neye uğradığınızı şaşırırsınız” dedi.

Yeni çözüm süreciyle ilgili “Balta vuracağız” sloganıyla Türkiye’nin çeşitli illerinde “Mehmetçik Katillerine Af Yok” mitingleri yapacağını duyuran Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ, ilk mitingini Karaman’da yaptı. Mitinge gelen vatandaşlar ellerinde “Mehmetçik katiline af yok”, “Bebek katiline af yok” ve “Fırat’ın katiline af yok” dövizleri taşıdı. Mitingde konuşan Özdağ şunları söyledi:

“Bu sabah Karaman’a gelince önce her ilde yaptığım gibi şehitliği ziyaret ettim. Orada PKK terör örgütü ile mücadele ederken şehit olan evlatlarımızın başında dua ettik. Bazıların adlarını analım: Teğmen Halil Demirörs, Adnan Çelik, Ramazan Ünay, Tuncay Özçoban, Mustafa Ahmet Demir, Muhammet Ali Mevlit Dündar, Hakan Yılmaz, Mehmet Kızılca, Mehmet Uygun. Ahmet Taşer. Şimdi onların kahramanca verdiği vatan mücadelesi inkar edilerek terörist başı Abdullah Öcalan ile sözde barış görüşmeleri yapılıyormuş. “

"Alçak bunlar, vatansız, kansızlar"

Öcalan’ın evlenmek istediğine dair iddialara ilişkin olarak da konuşan Özdağ konuşmasına şöyle devam etti:

“Öcalan umut hakkı ile İmralı’daki hapishaneden çıkıp evlenecekmiş. Televizyonda bu sürecin propagandistlerinden birisi ‘O da insan’ diyor. Alçak bunlar, vatansız, kansızlar, Öcalan’ın emri ile hayatlarının baharında nişanlılarından, hamile eşlerinden, genç hanımlarından ve bebeklerinden ayrılmak zorunda kalan şehitlerimizden utanmıyor musun?”

"Devlet aklı dedikleri şey olsaydı 15 Temmuz FETÖ’cü darbesi olur muydu?"

Kamuoyunun bazı kesimlerinin Öcalan’a af çıkarılmasına “devlet aklı” söyleminde bulunduğunu belirten Özdağ, şunları söyledi:

“Türk milletine yönelik yeni bir ahlaksızca psikolojik operasyon yapılıyor. Güya, Öcalan denilen katilin serbest bırakılması, PKK’ya af getirilmesi, devlet aklıymış. Bu devlet aklı dedikleri şey olsaydı 15 Temmuz FETÖ’cü darbesi olur muydu? Yüzlerce vatandaşımız şehit olur muydu? Devlet aklı olsaydı polis özel harekatın merkezini FETÖ’cü pilotlar bombalayıp onlarca özel harekatçımızı şehit edebilirler miydi? Bu devlet aklı olsaydı hiç PKK ilçelerimizi el geçirebilir miydi? Devlet aklı olsaydı, kendi ilçelerimizi PKK’dan geri almak için 793 şehit verir miydik? Devlet aklı diye yaptıkları psikolojik operasyonları unutmayalım. Annan Planı ile 2003-2004’de KKTC’yi yıkarak, Kıbrıs’ı Rum kesimine teslim etmeyi denemişlerdi. O günlerde AK Parti büyük bir psikolojik operasyon ile Türk halkını Annan Planı’na razı etmeye çalıştı. Kıbrıs’ın Türkiye’ye ekonomik yük olduğunu da söylediler. Milli kahraman rahmetli Rauf Denktaş’a bir küfretmedikleri kaldı. Eğer AK Parti’nin istediği olsaydı bugün Türkiye Doğu Akdeniz’de değil doğal gaz aramak, sandal bile yüzdürmekte zorlanacaktı.”

"Teröristlerin elebaşı mahkemede şahit gösterildi"

Konuşmasında Ergenekon-Balyoz davalarına da değinen Özdağ, şunları kaydetti:

“Sonra Ergenekon-Balyoz psikolojik operasyonu başladı. Yüzlerce generali ve albayı olmayan bir örgüt üzerinden tutukladılar. Türk ordusunun Genelkurmay Başkanı’na karşı 33 silahsız erimizi her birisine 55 kurşun sıkarak katleden teröristlerin elebaşı mahkemede şahit gösterildi. Sonra ortaya ne çıktı, Ergenekon diye bir örgütün olmadığı ve gerçek terör ve casusluk örgütünün AKP’nin işbirliği yaptığı FETÖ olduğu.

"Terörle müzakere sürecinde bütün bu fedakarlıklar ve kahramanlıklar adeta çöpe atıldı"

Hatırlayalım; Erdoğan ne dedi? ‘Ne istediniz de vermedik?’ Kedi yavrusunun gözü 3 günde açılıyor. Bunların gözünün açılması için darbe gerekti. Bir başka psikolojik operasyonda 2009’da PKK ile başlayan terörle müzakere süreci idi. ‘Analar ağlamasın’ diye yola çıktılar. Terörle müzakere edilmez diyen herkese ‘kandan beslenenler’ diye saldırdılar. Oysa 1984-1999 arasında Türk ordusu, polisi, jandarması, korucu kardeşlerimiz kahramanca bir mücadele vererek PKK terör örgütünün canını okumuştu. Öcalan yakalanmış, İmralı’ya tıkılmıştı. Ermeni, Yunan ve Avrupa desteği para etmemiş, PKK’nın anasından emdiği süt burnundan gelmişti. Terörle müzakere sürecinde bütün bu fedakarlıklar ve kahramanlıklar adeta çöpe atıldı. Kahraman şehitlerimizi rahmet ile anıyoruz. Sevgili gazilerimize sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz.”

"Hendek teröründe 790 jandarma ve polis özel harekatçı evladımızı şehit verdik"

AK'nin 2009 yılında başlattığı çözüm sürecinin sonucunda 793 şehit verildiğini söyleyen Özdağ, şöyle devam etti:

“AKP’li siyasetçiler ve bürokratlar, hatırlayacaksınız birinci müzakere sürecinde PKK’ya ‘Ordu-polis-jandarma size müdahale etmeyecek, ederse bize söyleyin, hesap soralım’ diye güven verdiler. Güneydoğu’nun vatansever insanlarını PKK’nın insafına terk ettiler. PKK, ilçe merkezlerine askerin, polisin gözlerinin önünde yığınak yaptı. Uyardık. ‘Siz anlamazsınız’ dediler. Evet, siz çok anladığınız için sonunda Hendek teröründe 790 jandarma ve polis özel harekatçı evladımızı şehit verdik. Yüzlerce genç askerimiz, polisimiz yaralandı. El yapımı patlayıcılar ile birçoğu uzuv kaybetti.”

"Gazi Meclis, teröristlerin girebileceği bir yer değil"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Öcalan’ın TBMM’ye gelerek DEM Parti grubunda konuşmasını teklif etmesine tepki gösteren Özdağ, şu ifadeleri kullandı:

“Bu Meclis, gazi Meclis’tir. Teröristlerin girebileceği bir yer değil. Yine Öcalan ve PKK ile müzakere süreci başladı. Bu sefer daha açık ve daha saldırgan şekilde başlandı. Bahçeli, terörist başı Öcalan’ın TBMM’de DEM grubunda konuşma yapmaya davet etti. Öcalan'ın geldiği bir Meclis artık Meclis olmaktan çıkar namusunu kaybeder. Türk milletinin yüzünü kızartacak, Türk devletini küçük düşürecek bir anlaşmaya karşıyız, karşı olmaya devam edeceğiz. Öcalan hapisten çıkma karşılığında PKK’ya silah bıraktıracak ve PKK’nın kendisini lağvetmesini sağlayacakmış. Başka hiçbir talepleri yokmuş. Öcalan serbest kalması karşılığında terörü sona erdirecekmiş. Bu büyük bir yalan. Ne Öcalan hapisten çıkması karşılığında PKK’ya silah bırakın ve örgütü lağvedin çağrısında bulunur ne de PKK bunu kabul eder.”

"Teröristlere topluma kazandırma çalışmaları çerçevesinde belediyeler iş verecekmiş"

Öcalan’a af tartışmalarına değinen Özdağ, konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Gerçek şudur: Öcalan’a af gelecek. Ancak sadece Öcalan affedilmeyecek, PKK’lılar ister hapiste olsun ister dağda ve şehirde hepsi affedilecek. Dahası da var. PKK’lı teröristlere topluma kazandırma çalışmaları çerçevesinde belediyelerde iş verilecekmiş. Ancak böyle bir af sadece PKK’yı kapsayamaz. Çıkarılacak af FETÖ’yü, İŞİD’i ve diğer terör örgütlerini de kapsayacak. Son günlerde Ankara’da Sincan Cezaevi’nde yatan FETÖ’cülerin bayram ettiği duyuyoruz. Genel afla birlikte bütün uyuşturucu tacirleri, torbacılar, katiller, tecavüzcüler serbest kalacaklar. “

Öcalan’ın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda bulunan 42. ve 66. maddelerinin değiştirilmesini istediğini söyleyen Özdağ, şunları kaydetti:

“Öcalan, Anayasa’nın Türk milletini tanımlayan 66. maddesinin değiştirilmesini istiyor. Anayasaya Kürt milletinin de eklenmesi talep ediliyor. Öcalan ayrıca Anayasamızın 42. maddenin değiştirilerek Kürtçe eğitime izin verilmesi isteniyor. Bu iki maddenin 42. ve 66. maddelerin değişmesi Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan maddelerin anlamını ortadan kaldıracak. Buna rağmen Öcalan’ın Anayasa’nın ilk üç maddesinin değiştirilmesi talepleri gündeme getirdiğini duyuyoruz. Öcalan, İmralı‘da kendisini ziyaret eden DEM heyetine yazdırdığı 7 maddelik açıklamada ifade ettiği gibi yeni paradigmanın yani kendisinin de kurucuları arasında yer aldığı yeni bir devletin kuruluşunu talep ediyor. Halkaların kaderlerini tayin hakkından bahsediyor. Gazze ve Suriye’deki olayları göstererek Türkiye’yi tehdit ediyor. Türkiye’yi dönüştürmekten bahsediyor. PKK terör örgütü yöneticileri de özerklik, anayasal tanınma gibi doğal haklarımızı tartışma konusu yapmayız diyor. Özetle Türk halkına televizyonlarda siyasetçiler ve yandaş propagandistler yalan söylüyorlar.

Bir an için PKK’nın isteklerinin kabul edildiğini düşünelim. Hani Devlet Bahçeli Mayıs 2023’de ‘Önümüzdeki süreçte çok şey değişecek. İnşallah Türkiye değişmez’ demişti. İşte neler değişecek size anlatayım: Türkiye’nin Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde 22 il özerk veya federal Kürdistan olur. Türkiye, Yugoslavya, Çekoslovakya, Irak gibi siyasi ve idari parçalanmış bölgelere ayrılır. Türkiye, Lübnan gibi siyasette, bürokraside etnik kotaların oluşturduğu bir ülke olur. Türkiye, Irak gibi devlet görevlerinin etnisite ve mezheplere göre paylaşıldığı bir ülkeye dönüşür. PKK ve DEM’in ve onların arkasındaki güçleri amaçları Türk milletinin mutluluğu değil. Onların amacı bizim kanımız ve gözyaşlarımız üzerinden Orta Doğu’da su kaynaklarını elinde tutan zayıf bir Kürdistan oluşturup, bu Kürdistan’ı İsrail’in müttefiki yapmak. Mesele insan hakları meselesi değil. Mesele ülkemizi parçalamak. Buna izin vermeyeceğiz.

"Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli, bu hatadan dönün"

Bu hatadan dönün. Buradan Cumhur İttifakı’na seslenmek istiyorum; Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli, bu hatadan dönün. Bu hatadan dönün, yoksa hepiniz Öcalan'ın altında kalırsınız. Millet nasıl olsa aç, perişan, karnını doyurmakta zorlanıyor. Öcalan falan önemsemez diye düşünmeyin. Bu milletin devleti ile oynamayacaksınız. Aç kalır ama devleti ile oynatmaz.”

"Merve Hanım varlıkla sınanan baban sınavdan geçiyor mu? "

Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılara da ilişkin olarak da konuşan Özdağ, şu ifadeleri kullandı:

“TÜİK ülkemizde yoksul oranını yüzde 13,6 diye açıklıyor. Yani 17 milyon 821 bin kişi yoksul. Ancak ülkemizde yoksul oranı yüzde 13,6 değil yüzde 39,3. Her 10 kişiden 4’ünün evine et girmiyor. Etin tadını unutan çocuklar var. Yurttaşlarımızın yüzde 15’i evinin kirasını ödeyemeyecek kadar yoksul. Yüzde 15’i evini ısıtamıyor. Enflasyondaki büyük artış kontrol edilemiyor. Ülke bu durumda iken Erdoğan, 6 uçak ile New York’a gidiyor. Audi aracına 20 milyon ödeyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da ‘Ekmek yiyin, tok tutar’ diyor. Ali Erbaş’ın kızı Merve Safa, ‘İnsanlar aç söylemini reddediyorum. Kimini varlıkla sınar Rabbimiz kimini darlıkla’ diyor. Merve Hanım, varlıkla sınanan baban sınavdan geçiyor mu?

"Suriyelinin ilaç, tedavi, eğitim ve yeme içme masraflarını karşılıyoruz

Bunca yükün üstüne geçmediğimiz köprülerin, kullanmadığımız elektriğin, gitmediğimiz hastanelerin, yerini bilmediğimiz havaalanlarının parasını ödüyoruz. Tanımadığımız milyonlarca Suriyelinin ilaç, tedavi, eğitim ve yeme içme masraflarını karşılıyoruz. Tanımadığımız milyonlarca Suriyelinin masraflarını ödüyoruz. Yeter artık, herkes vatanına dönsün. Türk milleti olarak uyanmaz isek giderek daha da fakirleşeceğiz. Tabağın öğünün daha da küçülecek. 5’li çeteler, AKP'nin kodamanları giderek daha da zenginleşecek. “

"Sokaklar vatandır, meydanlar vatandır"

Vatandaşı meydanlara davet eden Özdağ, sözlerine şöyle devam etti:

“Milletçe ayağa kalkmalı, bütün Türkiye’yi parlamentoya çevirmeliyiz. Sokaklar vatandır, meydanlar vatandır. Vatandan, vatanımıza kastedenlere ‘hayır’ diyeceğiz. Erdoğan oylarının yüksek olduğunu, önümüzdeki seçimi kazanacağını düşünse, ‘İnşallah Türkiye değişmez’ dedirtecek kadar riskli bir oyuna girer miydi?

"Cumhur İttifakı, denize düşenin yılana sarıldığı gibi Öcalan’a sarılmış durumda"

Ekonomik problemleri çözemeyeceği için DEM oyuna talip olan Cumhur İttifakı, denize düşenin yılana sarıldığı gibi Öcalan’a sarılmış durumda. Erdoğan ve Bahçeli, Öcalan’ın birisi bir bacağına, diğeri öbür bacağına sığınmışlar anayasa değişikliği için. Zannediyorlar ki bu millet buna evet diyecek. Bu millet, hepsinin hıncını sizden öyle bir çıkarır ki, öyle bir tokat yersiniz ki Türk milletinden neye uğradığınızı şaşırırsınız. Diğer partiler gibi parlamentonun rahat koltuklarına, ucuz lokantasının keyfine sığınmayacağız. Soğan ekmek yiyeceğiz, bütün Türkiye’yi dolaşacağız, bütün Türkiye’yi parlamentoya çevireceğiz. Anayasal haklarımızı kullanacağız. İl il, ilçe ilçe mitingler düzenleyerek Türk milletinin bu rezil müzakere sürecine ‘hayır’ dediğini, devletini terör örgütüyle bölüşmeyeceğini bütün dünyaya haykıracağız.

Bizim televizyonlarımız yok. Bizim özel uçaklarımız yok. Ancak bizim Türk milletine olan büyük inancımız ve mücadele azmimiz var. Yeter ki siz Zafer Partisi’nin arkasında durun biz de bu mücadeleyi bütün Türkiye’ye yayalım.”

NE OLMUŞTU | Bahçeli’nin DEM Parti ile tokalaşması ve Öcalan çağrısıyla başlayan süreçte neler yaşandı?

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir