Hülya Karabağlı
T24/ANKARA
TBMM İnsan Hakları Cezaevi İnceleme Komisyonu Osmaniye Cezaevi’ndeki incelemesinde neye uğradığını şaşırdı. CHP’li Malik Ecder Özdemir, T24’e, “ kadın-erkek demeden çıplak arama var. Kıç muayenesi yapılıyor. Mahkum yakınları da çıplak aranıyor” dedi. Cezaevi’nde piyasada satılan 30’a yakın kitap da yasak. 10-15 kişiden oluşan özel tim var. Mahkumların ‘A Takımı’ ekip, cezaevi yönetimine göre, yönetmelik kapsamında kuruldu. Traş olmayanlara ağır disiplin cezası veriliyor.
‘Gardiyanlardan robokop ekibi’
Cezaevinde mahkumların dayak timi olarak tanımladıkları ‘A Takımı’ iddialarının doğru olduğunu anlatan CHP’li Özdemir, “Gardiyanlardan 10-15 kişilik bir robokop ekibi kurulmuş. Acil müdahale ekibi adı altında. Cezaevi yönetimi mahkumlar üzerinde korku imparatorluğu kurmuş”.
‘Engin Çeber’in öldürüldüğü Metris’ten daha ağır”
Cezaevlerini İnceleme Alt Komisyon Üyesi CHP’li Özdemir’e göre, Osmaniye Cezaevi’nde gördükleri tablo, Engin Çeber’in işkenceden hayatını kaybettiği Metris Cezaevi’nden daha ağır. “4 yıldan beri çeşitli cezaevlerinde inceleme yapıyorum. Bu süreçte Osmaniye kadar olumsuz etkilendiğim bir yer olmadı” diyen Özdemir, “Burası Engin Çeber’in öldürüldüğü Metris Cezaevi’nden daha kötü durumda. Kötü muamele var. Dayak var. İnsan hak ihlalleri var. Her şey var”
Kadın- KCK ve çocuk mahkumlarla yüz yüze görüşüldü
Komisyon, adli, siyasi suçlu demeden çok sayıda mahkumla görüştü. CHP’li Özdemir, “Herkesin buluştuğu nokta çıplak arama, yakınlarının çıplak araması, kötü muamele, traş zorunluluğu, görüş ziyaretlerinde keyfi uygulama”. Yönetimin traş olmayan mahkumlara ağır disiplin cezası verdiğine dikkat çeken Özdemir, “Biz de mahkumların ortak şikayetlerinin doğruluğuna kanat getirdik. İzlenimler ve gözlemlerimiz bu yönde”.
Cezaevi: Yönetmeliği uyguluyoruz
Özdemir, cezaevi yönetiminin her işin yönetmelik kapsamında yapıldığına ilişkin savunma yaptığına dikkat çekti ve “ Adalet Bakanlığı’nın 2005 yılı yönetmeliğine göre yapıyorlarmış. Yönetmelikte özel bir tim kurulması maddesi mi var. Yok böyle bir şey. Cezaevi yönetiminin çok katı uygulaması var”
Ertuğrul Kürkçü: Keşke yalancı çıksaydım
Osmaniye Cezaevi’ndeki çığlıkları ilk dile getiren Bağımsız Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, “ Keşke ben yalancı çıksaydım. Buna razıydım. Son derece mutsuz, onurları örselenmiş bu insanları görmesiydik”. Cezaevi’nde, kadın, adli, çocuk, KCK, PKK, Hizbullah tutuklusu ve hükümlüsü herkesle konuştuklarını anlatan Kürkçü, “ Bin 222 tane insanın bulunduğu yere girdik. Son derece can sıkıcı ve bir insanı kötü duygulara yönelten bir deneyim oldu”.
‘Edep yerlerini göstermeyenlere kötü muamele’
Cezaevi yönetimi çıplak aramada sınır koymuyor. “Edep yerlerini göstermek istemeyenlere, onuru kırıcı davranış ve şiddet uygulandığını söyleyen Kürkçü, “Koğuş sayımlarında, insan haysiyeti ve onur kırıcı tutum var. Tek sıra halinde başları önde yürümeye zorlanıyorlar. Tükettikleri suyun miktarı da sorun. Ona da bir sınırlama getirilmiş. Kantinde, mahkumların istekleri değil kantincinin istediği şeyler var. 10 saatlik sohbet süresi diye bir şey yok. Sakal traşı damlatması var”.