Merhum Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün oğlu CHP Milletvekili Osman Korutürk, 12 Eylül davasının duruşmalarının 3. gününde kaybolduğu anlaşılan muhtıranın Köşk arşivlerinde aranması gerektiğini söyledi. Osman Korutürk babasına verilen muhtıranın metninin bir 'devlet belgesi' olduğunun altını çizerken, 'Bunun olağan koşullarda Çankaya Köşkü'nün arşivlerinde bulunması gerekiyor' dedi.
Osman Korutürk, Genelkurmay'ın 'bizde yok, kayıp' dediği muhtıra ve sonrasını, Cumhurbaşkanı babasının muhtıraya karşı izlediği tutum ve devlet arşivleri konusundaki görüşlerini Akşam gazetesinden Rezzak Oral'a anlattı:
MOSKOVA'DA BAŞKATİPTİM: Muhtıra verildiğinde 36 yaşında genç bir diplomattım. Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği'nde Başkatip görevindeydim. 1979 Aralık sonuna doğru muhtıra verilmişti. Yılbaşı nedeniyle Türkiye'ye geldiğimde babam muhtıraya ilişkin gelişmeleri birebir paylaşmıştı.
ÖNCE KOMUTANLARI ÇAĞIRDI: Muhtırayı direkt Genelkurmay Başkanı Evren Paşa vermişti. Ancak babamın şüpheleri vardı. Bu nedenle öncelikle diğer komutanların da görüşlerini almak istedi. Diğer kuvvet komutanlarını da Köşk'e çağırıp metni okuyup gösterdi ve 'siz de bu metinde mutabık mısınız?' diye tek tek sordu. Onlardan da 'evet, mutabıkız' yanıtını alınca, bu kez yönünü siyasete çevirdi.
DEMİREL VE ECEVİT'E ORTAK DAVET: Komutanlardan bir gün sonra da Başbakan ve AP lideri Süleyman Demirel ile CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i birlikte Köşk'e çağırdı. Onlara da 'TSK'nın Görüşü' isimli metni gösterdi. Ayrıca o zaman biliyorsunuz Meclis'te ikili bir yapı vardı. Hem TBMM Başkanı Cahit Karakaş'a hem de Senato Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil'e metni gönderdi.
ÇOK DOĞRU BİR TUTUM SERGİLEDİ: Bununla da yetinmedi ve SP lideri Necmettin Erbakan, MHP lideri Alpaslan Türkeş, CGP lideri Turhan Feyzioğlu ve Demokratik Parti Genel Başkan Vekili Faruk Sükan'a da muhtıranın bir örneğini yolladı ve bir bütün olarak, 'Bu muhtıra aslında Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, siyasi partiler ve Türk siyaset kurumuna verilmiştir' tavrını benimsedi. Bugünden bakıldığında dahi çok doğru bir tutum sergiledi.
ÇANKAYA'NIN ARŞİVİNDE OLMALI: Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in üst yazısı ve imzası olan 'TSK'nin Görüşü' başlıklı muhtıra metninin Çankaya Köşkü'nün arşivinde olması gerekiyor. Bu özel bir belge değildir. Sonuçta o metin, bir devlet belgesidir. O dönem Köşk'ün Basın Müşaviri Sayın Ali Baransel'di. Hem basına işine bakar hem de babamın konuşmalarını hazırlayıp yayınlardı. O da bir referans adresi olabilir bu konuda. Tabii ihtilal sonrası Sayın Evren, cumhurbaşkanı oldu. Eğer onun döneminde Köşk'ün arşivlerinin başına bir şey geldiyse bir şey diyemem...
SENATO VE CHP ARŞİVLERİ YOK EDİLDİ: Bunu neden söylüyorum? Çünkü darbe dönemiyle ilgili maalesef önümüzde önemli iki arşiv vakası var. Birisi 1961-1980 sonrası çok önemli bir işlev gören Senato'nun arşivleri darbe sonrası yakılmıştır. İkincisi de CHP'nin arşivleri de maalesef partilerin feshedilmesi sonrası kamyonlarla SEKA'ya gönderilerek yok edilmiştir. Bunlar devletin hafızasının, geçmişinin de yok edildiği kötü örneklerdir.