T24 Haber Merkezi
Osman Kavala'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra, "Eşim hiçbir siyasi parti üyesi değil. Tüm hayatı boyunca da şiddetin her türüne tavizsiz karşı çıkmış bir insan. Birtakım kültür sanat faaliyetleri, sivil toplum faaliyetleri içinde olmuş. Bunların tamamı diyaloğa, uzlaşmaya ve çatışmaların ortadan kalmasına yönelik hareketler ve bu insan hükümeti devirmek, darbe girişimi gibi suçlamalarla tutuklanıyor. Dava sürecine bakanlar, süreci takip edenler arasında buna 'kafkaesk' diyenler oldu" dedi.
Gezi hükümlüsü Osman Kavala'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra ve Osman Kavala'nın avukatı Tolga Aytöre Tele 1'de Merdan Yanardağ'ın sunduğu haber analiz programı 5. Boyut'a konuk oldu.
Burada konuşan Prof. Dr. Buğra, şunları söyledi:
"İnanılır gibi bulmuyorum. 6 yıldır bunun içinde yaşıyoruz. Ama inanılmaz gelen bir tarafı var. Darbe girişimine destek vermek, cebir ve şiddetle hükümeti devirmek, organize ve finanse etmek. Bunlar fantastik suçlamalar. Bunlarla birlikte eşimin kim olduğunu düşünüyorum. Bütün hayatı boyunca şiddete karşı çıkmış bir insan. Sanat kültür faaliyetleri içinde olmuş biri. Bunlar da çatışmaların ortadan kalmasına yönelik. Ve bu insan darbe girişimi gibi suçlamalarla tutuklanıyor. Sürecin anlaşılmazlığı kendi içinde yıpratıcı. 20 duruşmaya ümitlenmeden gittim çünkü umutlanıp gidince daha yıkıcı oluyor. Duruşmalar boyunca eşimin neyle suçlandığını anlamadım. Ve bu duruşmalar aynı cümleyle ‘Tutukluluğun devamı’ kararıyla bitti. Tabi bu kolay kaldırılır bir şey değil.
"Birtakım soyut siyasi analizler yapılıyor: Memleketin dış güçler ve onun yerli iş birlikçileri’"
Başka kolay kaldırılmayacak şeyler de var. Mesela beraat kararı… Beraat kararı veriliyor. Akşam çıkmasını bekliyoruz. Cezaevinden alınıp emniyete götürülüyor ve tekrar tutuklanıyor. Bu noktada ben işkence lafını kullanmaya başladım. 2’nci iddianame benim için çok sarsıcıydı. Çünkü hiçbir delilden bahsetme gereğini duymuyor. Birtakım soyut siyasi analizler yapılıyor. ‘Memleketin dış güçler ve onun yerli iş birlikçileri’ bütün sivil toplum kuruluşlarının nasıl memleket aleyhine faaliyette bulundukları… Bunu okuyunca ‘Artık bize yalan söylemeye tenezzül etmiyorlar’ dedim. Bir İnsanın yıllarca özgürlüğünden yoksun bırakılması demek ki bu kadar kolay. Artık üniversite öğrencisi değiliz.. 3 yıl, 6 yıl önemli süreler. Annesi 96 yaşında ve artık iyi değil. ‘Görür müyüm acaba?’ diyor. Bunu duymak iyi değil."
"Gezi eylemlerini finanse etmek suçlamasıyla bu cezayı aldık; dosyada delil bulamadık"
Kavala’nın avukatı Deniz Tolga Aytöre’nin açıklamaları şöyle:
“En son 13. Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu karara bakarsak bizim aldığımız ceza ‘Cebir ve şiddeti kullanarak Türkiye Cumhuriyeti’ni devirmek ya da görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs’ suçlamasından eski kanuna göre idam kararı. Ama yürürlükte olmadığı için yerine konulan ağırlaştırılmış hapis cezası aldık. Yapılan yargılamanın içeriği açısından incelemek gerekirse Gezi eylemlerini finanse etmek suçlamasıyla bu cezayı aldık. Ama buna dair ne delil vardı dosyada diye sorarsanız biz bulamadık.
"Dosyadaki 2 MASAK raporunda Gezi eylemlerinin finanse edilmediği yönünde rapor var"
Osman Kavala’nın Gezi’yi finanse ettiği söylendi ve bundan dolayı da ceza aldık. Şimdi bu finansmanı söylerken Osman Kavala’nın Soros’un sağ kolu olarak yine Soros’a ait olduğu söylenen Açık Toplum Vakfı’nın Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Anadolu Kültür Vakfı fonlanarak bu paraları Gezi eylemini finanse ettiğini terörize eylemleri desteklediği iddiası vardı. Şimdi o zaman Soros bu dosyada tanık ya da sanık olarak dinlendi mi? Hayır… Peki Açık Toplum Vakfı’nda Kavala’nın görevi neydi? Yönetim kurulu üyesiydi. Peki başkanı sanık ya da tanık olarak dinlendi mi? Hayır. Peki bu terör eylemlerini ya da Gezi eylemlerini finanse ettiğine dair para hareketlerine dair tespit yapıldı mı? Yapıldı. Dosyada 2 tane MASAK raporu var. İkisinde de Gezi eylemlerinin finanse edilmediği yönünde rapor var. Ama MASAK raporunu yargılamanın sonundaki mahkeme dikkate almadı
"Devlet kendi en üst kurumunun aldığı raporu tanımadı"
Ticaret Bakanlığı dosyayla birlikte bir denetime gitti. Sonucunda bir dava açıldı. İstanbul 7. Asli Ticaret Mahkemesi bir karar verdi. Dedi ki 'Anadolu Kültür’ün tüm hesaplarını inceledik yapılan tüm para hareketleri kültür sanat ve yardımlardan ibaret olup hiç bir terör eylemine ilişkin bir tasarrufa rastlanmadı.' Ve bu karar kesinleşti. Elde kesinleşmiş bir karar varken hala biz finansmanlıkla suçlandık. Devlet kendi en üst kurumunun aldığı raporu tanımadı. Finansmanı buldu mu buldu. Bir tespit var dosyada, bakın şaka yapmıyorum, Osman Kavala’nın Gezi eylemlerini finanse ettiğine dair tespit nedir biliyor musunuz? 100 tane sandviç, 20 tane bez maske, 1 tane açılır kapanır masa, 1 tane iskemle bir de hoparlör…"