Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın tutuklanmasının nedenini, Emniyet birimlerinin 2 suça bağladığını belirterek, "Kavala, bundan yaklaşık dört buçuk yıl önce 2013 yılı mayıs sonu-haziran ayı başında meydana gelmiş olan Taksim Gezi Parkı olaylarının yöneticisi ve organizatörü olmakla suçlanıyor. İkinci önemli suçlama ise Kavala’nın 15-16 Temmuz 2016 tarihinde Büyükada’da Splendid Otel’de düzenlenen bir seminere katılan ABD’deki Wilson Center adlı düşünce kuruluşunun o tarihteki yöneticilerinden Henri Barkey ile olan bir temasıdır." dedi.
Ergin, "Büyükada toplantısının polis ve savcılık makamı tarafından doğrudan darbe teşebbüsü sürecinin bir parçası olarak değerlendirildiği, Barkey’in de darbenin organizatörlerinden biri olarak görüldüğü anlaşılıyor" diye yazdı.
Ergin'in Hürriyet gazetesindeki ( 3 Kasım 2017) yazısı şöyle:
SİVİL toplum alanındaki faaliyetleriyle tanınan Osman Kavala, 18 Ekim günü saat 21.45’te Atatürk Havalimanı’nda kendisini Gaziantep’ten getiren uçağın içinde polis tarafından gözaltına alınarak doğruca Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Kavala, nezarethanede demir parmaklıklar arkasında tam 14 gün kaldıktan sonra OHAL altındaki yasal 15 günlük sürenin bitmesine az bir süre kala geçen salı günü saat 14.45 sularında Emniyet Terörle Mücadele Şubesi’nde sorguya alındı.
Kavala’nın polis tarafından sorgulaması 10 saate yakın sürdü. Sorgusu bittiğinde çarşamba gününe girilmişti ve saat 00.30’u gösteriyordu. Buradan Çağlayan Adliyesi’ne götürüldü. Savcılık makamı, polise verdiği ifadeyi yeterli görerek, kendisini sorgulamadan tutuklanması talebiyle İstanbul Birinci Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk etti.
İki avukatıyla birlikte hâkim karşısına çıktığında saat 03.15 sularıydı. Hâkim, kararını 04.02’de açıkladı ve tutuklanmasına karar verdi. Kavala, sabah saatlerine doğru önümüzdeki dönemdeki yeni konaklama mekânı olan Silivri Cezaevi’ne intikali öncesi ilk durak olan Metris Cezaevi’ne götürüldü, dün de öğleden sonra Silivri’ye nakledildi.
*
Soruşturma üzerinde gizlilik kararı bulunduğu için yürüyen adli süreçle ilgili belgelerin yayımlanması yasak. Ancak kendisine yöneltilen suçlamalar ve bu iddialara dayanan tutuklama kararı hakkında genel nitelikte bazı bilgilere ulaşmak mümkün.
Kavala, bundan yaklaşık dört buçuk yıl önce 2013 yılı mayıs sonu-haziran ayı başında meydana gelmiş olan Taksim Gezi Parkı olaylarının yöneticisi ve organizatörü olmakla suçlanıyor. Anlaşıldığına göre suçlamada, Gezi hadiseleri, devleti ve hükümeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye yönelik bir ayaklanma olarak gösteriliyor ve FETÖ/PDY, PKK/KCK, DHKP-C, MLKP gibi tüm terör örgütlerinin bu gösterilere katıldığı ileri sürülüyor.
Bu durumda Osman Kavala, söz konusu terör örgütlerinin hükümeti devirmek amacıyla başvurdukları bir ayaklanmanın yöneticisi ve organizatörü olduğu gibi bir iddiaya maruz kalmış oluyor.
*
İkinci önemli suçlama ise Kavala’nın 15-16 Temmuz 2016 tarihinde Büyükada’da Splendid Otel’de düzenlenen bir seminere katılan ABD’deki Wilson
Center adlı düşünce kuruluşunun o tarihteki yöneticilerinden Henri Barkey ile olan bir temasıdır. Büyükada toplantısının polis ve savcılık makamı tarafından doğrudan darbe teşebbüsü sürecinin bir parçası olarak değerlendirildiği, Barkey’in de darbenin organizatörlerinden biri olarak görüldüğü anlaşılıyor.
Peki Kavala nerede darbe denklemine giriyor? Kendisine yöneltilen suçlama, Henri Barkey ve yabancı uyruklu kişi ve kişilerle olağanın ötesinde yoğun irtibat kurarak darbe teşebbüsüne katılmak ve bu suretle anayasal düzeni cebir, şiddet yöntemleri ile değiştirmek...
Savcılık, Kavala’nın bu suçu işlediğine ilişkin bulgu ve delillere ulaştığı kanaatinde. Sulh Ceza Hâkimliği de bu değerlendirmeye katılarak, kendisinin tutuklanmasına karar veriyor.
*
Şimdi Henri Barkey ile bağlantılı somut delillere bakalım. Delillerden biri, İstanbul’da Karaköy’deki bir lokantada ikisinin 18 Temmuz 2016’da karşılaşmış olmasıdır. Kavala ve Barkey, farklı masalarda oturmaktadırlar. Karşılaşınca, daha önceki tanışıklıkları çerçevesinde el sıkışıp kısa bir süre ayaküstü sohbet ederler.
İkinci bir delil daha var. Barkey ile Kavala’nın cep telefonlarının baz istasyonu bilgileri karşılaştırılır. Ve bulunur ki, lokantadaki karşılaşmanın hemen sonrasında üç ayrı günde Barkey ile Kavala’nın cep telefonları aynı baz istasyonundan sinyal vermektedir. Burada ikisi arasında telefon teması tespit edilememiştir, ancak İstanbul’da aynı baz istasyonu bölgesinin kapsama alanı içinde olmaları yeterli bir delil olarak görülmektedir.
Peki Gezi olaylarıyla ilgili organizatörlük iddiası hangi delillere dayanıyor? Burada da muhtemelen Gezi olaylarına katılmış iki kişi arasında 2013 yılı sonu ve 2014 yılı başı arasında geçen telefon konuşmalarına ilişkin kayıtların rol oynadığı anlaşılıyor. Kayıtlarda bu şahıslar Osman Kavala’dan para talep etme niyetleri hakkında aralarında bir fikir teatisi gerçekleştiriyor. Kavala ile aralarında geçen bir konuşma yoktur.
Sonuç, Osman Kavala’ya Silivri yolunun gözükmesidir.
Değerlendirmesini yarın yapalım.