T24 - Tunceli'de bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Dersim'in bir kimlik, bir değer olduğunu belirterek, "Dersim'i kimlik yapan, Dersim'i değer yapan yaşattığı değerlerdir. Dersim asla Sünnileşmemelidir. Dersim'de Sünnileştirme politikaları asla yanıt bulmamalıdır. Dersim bir Alevi kimliktir, Dersim bir Kürdistani kimliktir." dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği, (GABB), 'Yerel Yönetimlerde İnsan Kaynakları Yönetimi Eğitim Seminerini' Tunceli Şaroğlu Otel Munzur Konferans Salonu'nda yapıldı. Seminere, GABB Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin, Hollanda Deventer Belediyesi'nden eğitimci Adel Faltos, Dış İlişkiler Sorumlusu Nicolleta Mitut ve birlik üyesi 12 belediyenin başkanı ile bazı belediyelerin meclis üyeleri katıldı.
GABB Belediyeler Birliği'nin Mardin'de yaptığı konuşma sırasında Arap vatandaşların Arapça dilini konuşması gerektiğini savunduğunu hatırlatan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Ben daha önce Mardin'de yaşayan Arap halkı, Arap kardeşlerimizin dillerini, yani Arapça'yı asla ve asla unutmamalı asimimle olmamalıdırlar demiştim. Ama aynı zamanda Kürt halkı için de söylemiştim. Sizler de dilinizi, kültürünüzü inancınızı koruyum. Zira başkasına benzemek yani asimile olmak, bir nevi aslını yitirmektir.
Asıl varken kimse fotokopiye değer vermez. Onun için aslını bilmek aslından kopmamak asil kalmaktır. Bu vesile ile Dersim halkına da bir çağrım var. Dersim bir kimliktir, Dersim bir değerdir, Dersim'i kimlik yapan, Dersim'i değer yapan yaşattığı değerlerdir. Dersim asla Sünnileşmemelidir. Dersim'de Sünnileştirme politikaları asla yanıt bulmamalıdır. Dersim bir Alevi kimliktir, Dersim bir kürdistani kimliktir. Emin olun ki Dersim bu zor günlerini aşacaktır. Ve emin olunki Munzur bir kez daha şaha kalkacaktır" dedi.
Baydemir, daha sonra Sivas davası ile ilgili zaman aşımı ve Kürt sorunu ile yeni eğitim sistemi ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Sivas katliamı insanlık tarihinde kara bir lekedir
Türkiye'de haklar tarihinde, inançlar tarihinde Sivas katliamının da insanlık tarihinde kara bir leke olduğunu dile getiren Baydemir, "İnsanlık tarihinde, Türkiye haklar tarihinde, inançlar tarihinde Sivas katliamı kara bir lekedir. Bana göre insanlık ailesine karşı işlenen bu tür suçlarda zaman aşımı asla ve asla olmamalı ve uygulanmamalıdır. Kanımca bu sorun zaman aşımına uğratılmadan da çözümlenebilir. TBMM çok rahat bir şekilde ortak bir mutabakatla bu sorunu çözebilir. Parlamento insanlığa karşı işlenen bu tür suçlarda zaman aşımı uygulanamaz yasasını derhal çıkarabilir. Temennim şudur ki Sivas davası ve buna benzer davalara zaman aşımı uygulanmamasıdır" dedi.
Kürt sorununda 30+30+30 sistemi uygulanıyor
Hükümetin yeni çıkarmaya çalıştığı 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili bir gazetecinin sorusuna Baydemir, Türkiye'de her dönemde eğitim sisteminin tartışıldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Birara Türkiye'deki eğitim sistemi 5+3+3 olarak uygulandı, sonra 8+3 oldu sonra 8+4 oldu. Hemen hemen her hükümet döneminde zamanlama ve müfredat ile ilgili değişiklikler oluyor. Ama bana sorarsanız ister 5+3+3 ister 4+4+4 olsun bence esas mesele bu değil. Esas mesele eğitim müfredatının içeriğidir.
Bugün hala Türkiye'de farklılıklar etnik kimlikler ve dillerin okullarda okutulması yasaktır. Hala bu ülkede, bu ülkenin bütün çocukları, hem Kürt, hem Arap, hem Laz çocukları okula başlarken, her sabah 'Türküm doğruyum çalışkanım' andı ile derse başlıyor. Bana göre üzerinde durulması gereken eğitim müfredatının içeriğidir. Bu durum Türkiye'de bir şekilde aşılacaktır.
Bence karşı çıkılması gereken durum Kürt sorununa dair zamanlama formülüdür. Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne kadar Kürt sorununun çözümüne dair 30+30+30 modeli uygulandı. Galiba şu anda da hükümetin programında bakış açısında çıkardığımız sonuç Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne 90 yıl geçti herhalde bundan sonrada +30+30 formülü uygulanacak. Bence artık bu formüllerden vaz geçmek gerekiyor. Yeni anayasa ile birlikte 2012 yılında çözümü yaratmak gerek."