Arabesk müzik denilince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerden biri olan Orhan Gencebay, müziğe başlama hikayesini anlatarak, tavlada yenildiği için ilk albümünü yaptığını söyledi.
Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan ve geçtiğimiz yıl ayrılan Orhan Gencebay, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın sorularını yanıtladı. Hakan’ın “AK Parti'ye yakın mısınız?” sorusuna, “Benim partilerle hiçbir zaman işim olmamıştır” şeklinde yanıt veren Gencebay, “Ben ülkemize emek veren, hizmet veren, "Biz bir bütünün parçasıyız" diyen kim varsa ben ona hayranım…Tayyip Bey de şu an başımızda. Kendisini 40 yıldır tanırım. Sektörümüze nice yardımları olmuştur. Yaptığı çalışmaları da biliyoruz. Herkesin yanlışı olabilir, ayrı konu...” dedi.
Akil İnsan olma teklifini nasıl kabul ettiğini anlatan sanatçı, “Evvelki sene nisan ayıydı. Beşir Atalay beni aradı, devletin bakanı sıfatıyla... Şöyle dedi bana: "Orhan Bey, ülkemiz için, barış için, insanlık için elinizi taşın altına koyar mısınız? Beşir Atalay'ın teklifini Türkiye'de yoldan geçen herhangi birine yapın... Yüzde 90'nından fazlası "Hayır" demez. Ben de işte bu yüzden "Hayır" demedim” ifadelerini kullandı.
Ahmet Hakan’ın Hürriyet'te yayımlanan (25 Eylül 2015) Orhan Gencebay röportajının bir kısmı şöyle:
Besteleriniz hep siz mi söylediniz?
Başlangıçta hayır. Şöhret olmadan önce şarkılarımı başka sanatçılar söyledi.
Hangi besteler var mesela o dönemden?
"Sevemedim Kara Gözlüm" benim bestemdir. 45 sanatçı okudu 1968 yılında. Hiçbir beste, bu kadar kişi tarafından okunmamıştır. "Hey Gidi Koca Dünya Gam Yükü müsün" benim bestemdir. Bedia Akartürk söyledi, Zeki Müren söyledi.
Peki siz ne zaman ve nasıl şarkılarınızı seslendirmeye başladınız?
Ben şarkı söylemeyi istemiyordum. Beste yapmak, sazımı çalmak, söz yazmak, aranjman yapmak istiyordum. Bunları çok seviyordum. "Albüm yap, albüm yap" diye başımın etini yerlerdi, yapmazdım. Bir de galiba biraz utangaçtım. Şarkı söylerken utanırdım. Sazımı çalıyorum da şarkı söylerken mahcup oluyorum. Hâlâ vardır bende belli ölçüde mahcubiyet.
Yoksa bu mahcubiyet yüzünden mi konserlerden uzak durdunuz?
Evet. Ama bir de şu var: Sahneye çıkarsam üreticiliğim kurur korkusu vardı bende. O yüzden hep erteledim.
Peki mahcubiyete rağmen şarkı söylemeye nasıl başladınız?
Bir iddiayla... Müzik yapımcısı Mahmut Tezcan vardı. Moda Plak diye bir firması vardı. Bana albüm yapmak istiyordu. Bir gün tavla oynayacağız, "Neyine oynayalım" dedim, "Sen beni yenersen ben sana takım elbise alayım, ben seni yenersem bana bir kırkbeşlik yap" dedi. Biraz durdum. Peki dedim.
Tavlada kaybettiğiniz için mi yaptınız ilk albümü?
Evet. Yendi beni. "Sözünü tut" dedi. Yapacak bir şey yok. Hazırlandım. İki ayımı verdim ve albüm çıktı.
Tuttu mu albüm?
Acayip patlama yaptı. Yine isteksizdim yeni albümler için. Ama sonra iş benden çıktı ve birbiri ardına albümler geldi. En büyük patlama "Sevenler Mesut Olmaz" albümüyle oldu. Sonra "Hor Görme Garibi"... Ardından da "Bir Teselli Ver".
"Partilerle işim olmaz"
AK Parti'ye yakın mısınız?
Benim partilerle hiçbir zaman işim olmamıştır. Ben ülkemize emek veren, hizmet veren, "Biz bir bütünün parçasıyız" diyen kim varsa ben ona hayranım. Bütün liderlerle tanıştım ben. Süleyman Baba, babamın yadigârıdır, Allah gani gani rahmet etsin. Bülent Ecevit harika bir insandı, Allah ona da rahmet etsin. Turgut Özal çok görüştüğümüz bir siyasetçiydi, ülkemize büyük hizmetleri oldu. Alparslan Türkeş'e de büyük sevgimiz, saygımız vardı. Tayyip Bey de şu an başımızda. Kendisini 40 yıldır tanırım. Sektörümüze nice yardımları olmuştur. Yaptığı çalışmaları da biliyoruz. Herkesin yanlışı olabilir, ayrı konu...
Partilerle değil de siyasilerle ilişkileriniz olmuş.
Ben herhangi bir partiye mensup değilim. Hizmet veren bütün partilere teşekkür ediyorum. AK Parti'ye de, CHP'ye de, MHP'ye de...
"Akil adamlığa evet dedim çünkü..."
"AKİL insan olma" teklifine evet dediniz ve bu konuda bazı kesimler sizi eleştirdi. Ne diyorsunuz eleştirilere?
Evvelki sene nisan ayıydı. Beşir Atalay beni aradı, devletin bakanı sıfatıyla... Şöyle dedi bana: "Orhan Bey, ülkemiz için, barış için, insanlık için elinizi taşın altına koyar mısınız?". Kendisine verdiğim cevap şu oldu: "Sayın Bakanım! Ülkem için, barış için, insanlık için, vatan için yapacağımız ne varsa şerefle, gururla ve onurla yaparız." Atatürk'ümüz ne diyor? "Maksat vatansa gerisi teferruattır." Biz bu sözün anlamını biliriz.
Bu anlayışla mı kabul ettiniz teklifi?
Beşir Atalay'ın teklifini Türkiye'de yoldan geçen herhangi birine yapın... Yüzde 90'nından fazlası "Hayır" demez. Ben de işte bu yüzden "Hayır" demedim.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.