Türk öykücülüğünün önde gelen ismi gazeteci yazar Orhan Duru İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı.
Orhan Duru, için Teşvikiye Camii’nde düzenlenen törende eşi Sezer ve kız kardeşi tiyatro sanatçısı Ülkü Duru, taziyeleri kabul etti.
Cenaze törenine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı İlber Ortaylı, eski bakanlardan Sümer Oral katıldı.
Orhan Duru’yu son yolculuğunda Mustafa Balbay, Tufan Türenç, Suavi Kaptan, Hasan Pulur, Sedat Ergin, Nuri Çolakoğlu, Mehmet Ali Birand, Ünal İnanç, Doğan Heper, Doğan Hızlan, Murat Bardakçı’nın da aralarında bulunduğu gazeteciler, Fikret Hakan, Genco Erkal, Ali Özgentürk, Gani Müjde, Zafer Algöz, Ali Boyrazoğlu, Gülriz Sururi, Korhan Abay’ın da aralarında bulunduğu tiyatro ve sinema sanatçıları, Tahsin Yücel, Adnan Özyalçıner, Ayşu Kulin, Feyza Hepçilingirler, Ahmet Oktay, Ataol Behramoğlu, Arif Keskiner, Cüneyt Türel, Leyla Erbil ve Zeynep Oral’ın da aralarında bulunduğu yazar ve şairler ile ressam Komet, avukat Turgut Kazan, fotoğraf sanatçısı Ara Güler de yalnız bırakmadı.
Orhan Duru’nun Türk bayrağına sarılı naaşı, öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası dostlarının omuzlarında cenaze arabasına taşındı. Gazeteci-Yazar Orhan Duru’nun cenazesi Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Törene, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Polonya Konsolosluğu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kurumun çelenk gönderdiği görüldü.
Dostları, Duru’yu anlattı
Türk öykücülüğünün önde gelen isimlerinden gazeteci-yazar Orhan Duru’yu (76) son yolculuğunda yalnız bırakmayan dostları, Duru’yu anlattı.
Duru için Teşvikiye Camisi’nde düzenlenen törene katılan Yazar Tahsin Yücel, çok üzgün olduğunu belirterek, “Kendini öne çıkarmayan, çağdaş edebiyatın en önde gelen öykücülerinden birini yitirdik. Türkiye’nin, hem önde gelen bir öykücüsünü, hem çok iyi bir deneme yazarını, ilerici, tutarlı aydınlarından birini kaybettik” dedi.
Şair ve yazar Ahmet Oktay da Orhan Duru ile 1950’li yıllardan beri tanıştığını ve çok iyi arkadaşı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Orhan Duru benim çok eski bir arkadaşım, 1950’lerden, Daha gazeteciliğe ne o başlamıştı, ne ben başlamıştım. O zamanlarda Ankara’da, aynı genç edebiyatçılar çevresine mensup insanlardık. O günden bu güne dostluğumuz sürdü. Orhan Duru, Türk öykücülüğünde gerçekten yeri çok zor doldurulacak bir arkadaşımızdır. Dile getirdiği o devrik cümle dediğimiz olaya hakimiyeti ve oradan bir tür bilimkurgusal kurgulara başvurmasıyla çok dikkati çeken bir yazarımızdır. Kolay unutulacak, akıldan çıkabilecek bir öykücü değildi. İronisi ve dile getirdiği değişiklikler dolayısıyla yeri doldurulacak gibi değildir. Ayrıca çok iyi bir gazeteciydi. Çok değerli bir arkadaştı. Çok arayacağım.”
Tiyatro sanatçısı Genco Erkal da Orhan Duru ile çok eski dost olduklarını anlatarak, vefatının edebiyat dünyası için çok büyük bir kayıp olduğunu dile getirdi. Duru ile Ankara Sanat Tiyatrosu’nda iki oyunda birlikte çalışma onuruna eriştiğini belirten Erkal, “Orhan Duru, ‘Durdurun Dünyayı İnecek Var’ adlı bir müzikalin uyarlamasını yaptı, sonra Alfred Jarry’nin ‘Kral Übü’ oyununu uyarladı. Çok güzel uyarlamalardı. İnsan olarak da yazar olarak da çok değer verdiğim birisiydi” diye konuştu.
Önemli Ankara gazetecisiydi
Yazar Zeynep Oral da duygularını şöyle dile getirdi: “Orhan Duru, çok özel meziyetleri, müthiş yaratıcı gücü olan bir yazar, her şeyden önce bir dost... Kendisini değil, yaptığı işi önemseyen bir aydın, öyküleri, denemeleri ve yazılarıyla hem müthiş eleştirel boyutlar getiren, hem de bunu ironiyle şaşırtarak, şakayla, gülümseyerek yapabilen eşsiz bir yazar.”
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya da duygularını, “Duru, önemli bir Ankara gazetecisiydi. Hepsinin ötesinde eminim yeniden keşfedilecek çok önemli bir öykücüydü. Bilim kurgu türünü çok ustalıkla kullanan, edebi dili çok geniş ve ayrıntılı kullanan önemli bir hikaye yazarıydı. Şu anda giderek ıssızlaşmanın acısını çekiyoruz” şeklinde ifade etti.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan da Orhan Duru’nun çok değerli bir gazeteci, çok iyi bir edebiyatçı olduğunu söyledi. Doğan, “Duru, bütün bunların dışında adam gibi adamdı. Çok dürüsttü. Bana göre bütün gazetecilerin örnek alması gereken birisidir. Orhan gibi olanların nesli tükenmek üzere. Benim de değerli bir arkadaşımdı” dedi.
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu da Türk edebiyatının önemli bir kilometre taşı, aynı zamanda çok önemli bir gazeteci olan Orhan Duru’nun önemli bir boşluğu doldurduğunu belirterek, Duru’nun ölümüyle ortaya çıkan boşluğu da Türk edebiyatının genç kuşaklarının dolduracağına inandığını söyledi.
Törene gazeteci İnanç da katıldı
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve sorgusunun ardından serbest bırakılan gazeteci Ünal İnanç da Orhan Duru ile sanatçı ve yazarların geldiği bir lokal işlettiği 1968 yılında tanıştığını, bir gazetede 5 yıl çalıştıklarını anlatarak, “İnsanlığına ve bilgisine saygı duyduğum bir arkadaşım” diye konuştu.
Hasan Pulur
“Orhan benim 1950’nin ortalarından beri arkadaşımdır. Yani gazetecilik(?) değil gazeteci olmadan önce de Orhan hikaye yazardı. Bir ortak arkadaşımız vardı Vait Amerika’da şimdi o şiir yazardı. Ben de edebiyatla falan uğraşırdım. Sonra kader bizi bu meslekte birleştirdi. 00.02.45.... 00.02.47 Orhan çok iyi bir insandı. Hatta şunu da hatırlıyorum demiştim ki bir gün kafanın bir yerinde bir hücrede bir bölümde biraz da kötülük olsun derdim. Hiç hayatta kötülüğü olmadı hep iyi gitti iyi. İyi doğdu, iyi yaşadı, iyi gitti.”
Ülkü Duru
“Orhan Duru benim için sadece abim değildi. Aynı zamanda babamdı, arkadaşımdı, dostumdu, çok sevdiğim bir yazardı, çok sevdiğim bir gazeteciydi. Ama en güzeli çok onur verici olan benim abimdi. Onu çok seviyorum. Çok değerli bir insandı, çok iyi bir insandı. Hayatta tanıdığım en medeni insandı.”
Haydar Ergülen
“Tabii Orhan Duru’yu ben çok severim, çok iyi bir hikayeci, aynı zamanda da hep yazılageldi gazetelerde de bir ironi ustası. Ama onun dışında da şiiri çok seven bir hikayeciydi. Öyle hikayeciler nadir bulunur. Şiir üzerine şairler üzerine de kimi yazılarını okurdum ve çok mutlu olurdum bundan. Türk hikayeciliğinin büyük kaybı.”
Gani Müjde
“Orhan benim özellikle ilk yazarlık dönemimde tanıdığım bir insandı Orhan abi. Ve beni çok cesaretlendiren biridir yazmam konusunda. O yüzden kendisine çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum.”
Derya Alabora
“Çok değerli bir insandı. Benim çok yakın arkadaşımın abisiydi. Dolayısıyla çok görüştüğüm bir insandı. Çok üzgünüz. Çok değerli biri yok oldu. Ama çok güzel eserler bıraktı, onunla yaşayacak.”
Ali Poyrazoğlu
“Bir şey söylemeyeyim. Çok üzgünüm, çok yakın arkadaşımdı, çok eski arkadaşımdı. Çok büyük bir edebiyat adamıydı. Çok dürüst bir gazeteciydi. Çok üzüldüm.”
Fikret Hakan
“Elli yılı aşkın bir dostluğumuz vardı. Ben önce sinemadan önce edebiyatçı olduğum için, öykücü olduğum için Ankara’da İstanbul’da uzun zamanlar hep beraber olduk. Bize elliler grubu derlerdi. Çok değerli bir insandı. Gerçekten adam gibi adamdı yani. Böyle adam gibi adamlar pek kalmadı şimdi. artık. Allah rahmet eylesin.”
Erden Kıral
“Yani çok yakınımdı benim, yani çok yakın hissettiğim biriydi ayrıca. Bir kere bilimkurgu deyiminin kaşifi. Çok aykırı bir yazar yani özgünün ötesi orijinalin ötesi çok aykırı bir yazar. Ve yeni cümleler kuran yeni dilbilgisi kuralları bulan adam diye tanımlayabilirim. Bir de entellektüeller gerçek entellektüeller kendilerini pazarlamazlar. Hissedemezsiniz onları. Bilgilerini satmazlar. O gerçek bir entellektüeldi, yani her konuda çok derinlemesine bilgisi vardı sormadan da anlatmazdı. Yani büyük bir boşluk Onat Kutlar’dan sonra ve onun akranları. Yani çok önemli bir adamdı, çok önemli bir yazardı. Ve benim de çok yakınımdı. Hepimizin başı sağolsun.”
Atilla Dorsay
“Orhan Duru bir aile dostu sayılırdı. Sezer Duru bizim çok yakın arkadaşımızdır. Uzun yıllar beraber olduk, ama son aylarda evinden çıkmıyordu. Zaten söylenmiş olan bir şeyi söylemek istiyorum. Türk sinemasında fantastik konusunda en değişik yaklaşımı getiren bir yazar olduğu gibi daha önce de yazıldı bilimkurgu sözcüğünü ve türünü de edebiyatımıza sokan kişiydi. Önemli bir yazardır, değerinin bilindiği kanısında değilim. Allah rahmet eylesin.”
Korhan Abay
“Orhan Duru çok çok eski bir dost bir abi benim için ve gerçekten dünya çapında bir öykücü. Türkiye’nin aydınlık yüzünü temsil eden Türkiye’nin kültürlü bilgili dünya standartlarının üzerinde yüzünü temsil eden son derece saygın bir insandı. Ne yazık ki son zamanlarda bu insanları sapır sapır kaybetmeye başladık. Çok üzgünüz, çok üzgünüm ben doğrusu. Hepimizin başı sağolsun.”
Levent Sazak
“Çok değerli bir adamdı, çok değerli ve çok hep yeni şeyler araştırırdı, yeni yazarlar bulurdu. Çok son ana kadar hep yazı yazdı ve son döneminde çok acı çekiyordu. Ve hani bazen söylemek zordur ama hani daha fazla acı çekmemesi de iyi oldu. Bazen kabullenmek gerekiyor. Ve onu çok seviyoruz.”
Cevat Çapan
“Orhan Duru aşağı yukarı gençliğimizden beri hayranlıkla okuduğumuz bir yazar, ama onun ötesinde çok sıcak bir dost. İnanılmaz bir mizah duygusu olan ama onun ötesinde bir gerçeklik duygusu ve güzellik duygusu olan bir insandı. Çok üzgünüz.”
Gülriz Sururi
“Evet kırk yıllık dost. Belki kırk beş yıllık dost. Tanıdığım en zarif, en hoşgörülü, en esprili ve öykü kitaplarıyla ölünceye kadar bende yer etmiş olarak kalacak olan bir insan. Gerçek bir dost canlısı, kendisiyle çok uzun dönemler beraber olduk, son yıllar hariç, eşiyle de birlikte, özellikle de bazen Bodrum’da... Bir gün hiç bir şeyi kırdığını hiç bir insan için kötü bir şey söylediğini duymadığım nadir insanlardan biriydi. Güzel yaşadı, hayatı güzel aldı, ve güzel yazılar bıraktı. İnşallah yeniden o yazılar o kitaplar gündeme gelir diye düşünüyorum.”
İlber Ortaylı
“Çok yakın bir dostumuzu kaybettik. Ben 61 den beri tanıyorum kendisini. Çok değişik bir insandı yani hiçbir klasifikasyona girmez. Türkiye’de nadir bulunur böyle münevverler. Bunun için tabii üzgünüm özleyeceğiz. Yani genç gitti diyemeyiz ama çok özleyeceğiz.”
Mehmet Ali Birand
“Sadece bir yazar bir sadece bir öykücü bir sadece gazeteci kaybetmedik. Biz çok iyi bir İstanbul beyefendisi kaybettik. Ki İstanbul’da artık böyle beyefendiler yok. Onun için onu çok arayacağız çok daha fazla arayacağız. Nur içinde yatsın.”
ORHAN DURU KİMDİR?
İstanbul Rumelihisarı’nda 18 Aralık 1933’de doğan Orhan Duru, 1956 yılında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinden mezun olduktan sonra aynı fakültede bir süre asistanlık yaptı.
Daha sonra gazeteciliğe yönelen Duru, Ulus’ta başladığı mesleğini Cumhuriyet, Milliyet, Güneş ve Hürriyet gazetelerinde sürdürdü. Duru, gazetecilik kariyerinde muhabir, parlamento muhabirliği, haber müdürlüğü ve yazı işleri müdürlüğü gibi görevlerde bulundu.
Öykü ve deneme yazarlığının yanı sıra tiyatro uyarlamaları da bulunan Duru’nun ilk öyküsü, 1953 yılında Küçük Dergi’de yayımlandı. “Mavi”, “Evrim”, “Yeni Ufuklar”, “Pazar Postası”, “Yelken ve Dost” dergilerindeki yazılarıyla dikkat çeken Duru, “Ağır İşçiler” adlı öyküsüyle “1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması”nda başarı ödülü kazandı.
“Bırakılmış Biri (1959)”, “Denge Uzmanı (1962)”, “Ağır İşçiler (1974)”, “Yoksular Geliyor (1982)”, “Şişe (1989)”, “Bir Büyülü Ortamda (1991)”, “Kısas-ı Enbiya (1979)”, “Kıyı Kıyı Kent Kent (1977)”, “Hormonlu Kafalar (1992)”, “İstanbulin (1995)”, “Küp (2008)”, “O Pera’daki Hayalet (1996)”, “Sierra Madre’nin Hazineleri (B. Traven’den)”, “Gizli Tarih (Prokopius’tan)”, “Çağdaş Fizikte Doğa (Werner Heisenberg’den)” adlı öykü, deneme, anı ve çeviri eserleri bulunan Duru, ayrıca tiyatroya da “Durdurun Dünyayı İnecek Var (1968 - Antony Newley ve Leslie Bricuss’tan)”, “Sınırdaki Ev (1970 - Slawomir Mrozek’ten)”, “Üzbik Baba (1990 - Alfred Jarry’nin Kral Übü’sünden)” adlı eserleri uyarladı. (NTVMSNBC)