Yaşam

Onur Yaser Can'a işkence yapan polise 'FETÖ'den hapis cezası

Karakolda işkence görmesinin ardından yaşamına son veren Onur Yaser Can'ın ifadesine katılan polis 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanmıştı

09 Mayıs 2018 04:28

2010 yılında İstanbul Narkotik Şube’de gözaltına alınarak çıplak aramaya maruz kalıp sözlü ve fiziki polis şiddetine uğramasının ardından hayatına son veren Onur Yaser Can’ın sorgusunda bulunan polis Hakan Aydın, Şanlıurfa'da 'FETÖ üyeliği' suçlamasıyla yargılandığı davada  5 yıl 22 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. 

Birgün'de yer alan habere göre, İstanbul Narkotik Şube’de gözaltına alındıktan üst araması soyularak yapılan, sözlü ve fiziki polis şiddetine uğrayan ve sonunda hayatına son veren Onur Yaser Can’ın sorgusunda bulunan polis Hakan Aydın, darbe girişiminin ardından başlayan soruşturmalar kapsamında Şanlıurfa’da tutuklandı.

‘FETÖ/PDY’ soruşturması kapsamında başlatılan soruşturmada tutuklanan polis Hakan Aydın, 5 yıl 22 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Aydın, kamu hizmetlerinden de men edildi.

Hakan Aydın'a verilen hapis cezasına ilişkin açıklama yapan Mevlüt ve Ezgi Can, "Sekiz yıldır sürdürdüğümüz Onur Yaser Can ve Hatice Can için adalet mücadelemizde haykırdığımız gibi; zaman aşımına da girmeyen 'neticesi itibariyle ölüme neden olan ağırlaştırılmış işkence, cinsel saldırı vb' suçundan kendisi ve işkenceye katılan diğer polisler, işkencecileri koruyup kollayan emniyet, idari ve yargı üyeleri de dahil hakkettikleri cezalara mahkum olana kadar adalet mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu, işkencecilerin katlettikleri oğlumuza ve annesine her gün tekrar tekrar verdiğimiz sözdür" dedi. 

Ne olmuştu?

28 yaşındaki mimar Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 yılında İstanbul Harbiye'de esrar satın aldığı iddiasıyla narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. Can, götürüldüğü Narkotik Şube Müdürlüğü'nde polisin işkence, cinsel taciz ve aşağılamalarına maruz kaldı. "Çıkış Doktor Raporu" da işkence şüphelisi polislerin yanında hukuk dışı olarak düzenlendi.

Salıverilmesinin ertesi günü polislerin telefonla arayarak, tutanaklardaki "tarih hatasının düzeltilmesi" gerekçesiyle yeniden emniyete çağrılan ve başkaları aleyhinde ifade vermeye zorlanan Can, bir avukata başvurdu. İfadesi işkence altında iki kez alınmış olmasına rağmen, polisler üçüncü kez emniyete çağrınca Can, 23 Haziran 2010'da oturduğu evin balkonundan kendini atarak intihar etti.

Can arkadaşlarının ısrarıyla o gece karakolda neler yaşadığını sırasıyla yazmıştı. O notta, “Gözaltında çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler… Bir süre çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, sözlü olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve önceki ifademden farklı bir ifade imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi” ifadeleri yer alıyordu.

Oğullarının yaşamını yitirmesinin ardından adalet mücadelesi başlatan Can ailesi, bir sonuç alamadı. Anne Hatice Can, üç buçuk yıl hukuk mücadelesi vermesinin ardından dayanamayarak intihar etmişti.