Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullarda okutulacak seçmeli derslere ilişkin kanunda askeri veya sivil olmak üzere bir ayrım yapılmaksızın bir düzenleme yapıldığını belirtti. Askeri okullarda dini bilgilerle ilgili derslerin seçilmesi ve okutulması kararını verecek olanların askeri kurumların temsilcileri olduğunu, kendilerinin deonların hazırladıkları çalışmaları Talim Terbiye Kurulu'nda onay sürecinden geçireceklerini belirtti.
Bakan Dinçer, Akçakale'deki temasları kapsamında ziyaret ettiği Süleyman Şah İlköğretim Okulu çıkışında, çeşitli konularda açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Akçakale'de 3 haftaya yakın bir süredir eğitimin aksadığını aktaran Dinçer, bunun kendilerinin kontrol edebildiği faktörler nedeniyle olmadığını söyledi. Sınırın karşı tarafındaki savaş nedeniyle Akçakale'de eğitimin aksamış olmasının kendileri için de bir sıkıntı oluşturduğunu, ziyareti sırasında konuya ilişkin İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Kaymakam'dan detaylı bilgi aldığını ifade eden Bakan Dinçer, şöyle devam etti:
"Ayrıca öğretmenlerimizle ve yöneticilerimizle istişarede bulunduk. Tabii eğitimin aksamış olması özellikle SBS gibi imtihanlara girecek veya üniversite sınavlarına girecek öğrencilerimiz için önemli bir sorun. Bugün çok şükür eğitimimiz bütün okullarımızda devam ediyor. Sadece bir okulumuzda, Cumhuriyet İlköğretim Okulu'muzda eğitim yapmıyoruz. Bir takım riskler sebebiyle bu çocuklarımızı diğer okullarımıza taşıdık, orada gidiyorlar."
Bakan Dinçer, sınıra çok yakın köydeki bir okulda çocukları başka okula taşıyarak, eğitime devam ettiklerini belirterek, bugün bütün çocukların eğitimde olduğunu ve eğitimin sorunsuz devam ettiğini bildirdi.
'Aksayan eğitim telafi edilecek'
Dinçer, geçen günlerde ilçede eğitime ara verilmesi nedeniyle yapılamayan dersleri telafi etmek için de dönem sonuna kadar cumartesi günleri eğitim yapmaya karar verdiklerini aktardı.
'Askeri liselerdeki müfredat'
Bakan Dinçer, askeri liselerdeki müfredata ilişkin bir soru üzerine ise şöyle konuştu:
"Çalışma yapılıyor ama bu çalışmayı tek başına Milli Eğitim Bakanlığı yapmıyor. İlgili kurumlarımız askeri liselerin veya askeri okulların ve Genelkurmay Başkanlığı'nın konuyla ilgili birimlerinin bizim Talim Terbiye Kurulu'yla çalıştığı ve istişare ettiği doğru. Ama henüz kararlar netleştirilmiş değil ve netleştirilse bile bunun askeri okulların temsilcileri tarafından açıklanmasını ben daha doğru görüyorum.
Çünkü biliyorsunuz bir kanun çıkardık ve kanunda askeri veya sivil olmak üzere bir ayrım yapılmaksızın bir düzenleme yapıldı. Orada temel dini bilgilerle ilgili dersler, seçimlik uygulamalar askeri liselerde de olsun diye düşünülüyor ama onun kararını verecek olanlar askeri kurumların temsilcileri olacaklar ve biz onların hazırladıkları çalışmaları Talim Terbiye Kurulu'nda onay sürecinden geçireceğiz. Bu sebeple o kurumların hangi seçimlik dersleri tercih edeceklerini ne tür yeni dersler koyacaklarına dair bizim kendimizin empoze edeceği bir durum yok. Onların vereceği karara saygı duyacağız."
Bakan Dinçer, bir gazetecinin, "Savaş nedeniyle öğrencilerin pedagoglar nedeniyle eğitilmesi ya da bir destek eğitimi söz konusu mu?" sorusu üzerine de "Burada özellikle rehber öğretmenler vasıtasıyla hem halkımıza, buradaki velilere hem de çocuklarımıza yönelik bir program yapmayı konuştuk kendi aramızda. Ona dair de bir program yürütülecek" diye konuştu.
'Kucağımızı açacağız'
Bakan Dinçer, bir gazetecinin "okullardaki saldırılara ilişkin güvenlik tedbirlerinin arttırılması dışında başka bir çalışma yapılıp yapılmayacağı" yönündeki sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
"Güvenlik önlemlerinin dışında, biz kendi okullarımıza sahip çıkacağız. Ben bunun güvenlik önlemlerinden daha önemli bir durum olduğunu düşünüyorum. Yani biz veliler olarak, öğretmenler olarak, Milli Eğitim Bakanlığı camiası olarak okullarımıza sahip çıkacağız ve terörün okullarımıza girmesine izin vermeyeceğiz. Ve yine öğretmenler olarak çocuklarımıza şiddetin aslında bir çözüm olmadığını, şiddetle bir ülkenin sorunlarının çözülemeyeceğini anlatacağız. Ve elinde molotof kokteylle aslında okulumuzu yakmaya gelen çocuğa da kucağımız açacağız, şefkatimizi göstereceğiz ve kazanmaya çalışacağız. Bundan daha büyük bir tedbir öngöremiyorum."
