Kültür-Sanat

Ölümünden 40 yıl sonra Dario Moreno albümü

‘Her Akşam Votka, Rakı ve Şarap İçtikçe delirir insan olur harap. ’ iki kadehin ardından birçok dile düşen bu nağmeler, 40 yıl öteden gelen nostaljinin sesi. Fransızla

01 Kasım 2008 02:00

‘Her Akşam Votka, Rakı ve Şarap İçtikçe delirir insan olur harap. Kurtar beni bundan ne olursun yarab. Bitsin artık bu korkunç serap serap! ...’ iki kadehin ardından birçok dile düşen bu nağmeler, 40 yıl öteden gelen nostaljinin sesi. Fransızlara bizi, bizi de onlara yakınlaştıran isim Dario Moreno’ya ait. Eski menajeri Erkan Özerman, Moreno’nun en güzel şarkılarından oluşan bir albüm hazırladı.

Efsane sanatçı Dario Moreno’nun 40’ıncı ölüm yıldönümü dolayısıyla en güzel şarkılarından oluşan çok özel bir albüm hazırlandı. Albümde, sekiz yıllık menajeri Erkan Özerman’ın arşivinden özel fotoğraflar da var

Dario Moreno‘nun ölümünün üzerinden 40 yıl geçti. Ancak “Deniz ve Mehtap” ve “Her Akşam Votka, Rakı ve Şarap” gibi şarkıları hâlâ dillerden düşmek bilmiyor...

Moreno 1921’de İzmir’de doğdu. Akhisar Orduevi’ndeki orkestrada solist olarak askerliğini yapmasıyla müzik dünyasına girdi ve verdiği konserlerle yıldızı parladı. Bir süre sonra Atina’ya, oradan da Paris’e geçti.

O aynı zamanda önemli bir oyuncuydu. Brigitte Bardot ile oynadığı “Kadın ve Kuklası / La femme et le pantin” filminin yanı sıra Jacques Brel‘in yanında Sanço Panço rolüyle sahneye çıktığı “Don Kişot” müzikali hâlâ hatırlarda.

Moreno İzmir’e aşıktı. Ancak vasiyetinde “Beni İzmir’e gömün” dediyse de annesinin isteği üzerine İsrail’de defnedildi.

1 Aralık 1968’de ölen Moreno yakında en güzel şarkılarıyla yine karşımızda olacak. 4 Kasım’da Odeon Müzik etiketiyle piyasaya çıkacak “Dario Moreno’suz 40 Yıl” adlı özel albümde sevilen pek çok şarkısı var. Albümdeki fotoğraflar ise uzun yıllar menajerliğini yapan dostu Erkan Özerman‘ın arşivinden çok özel kareler.

Özerman dostu Moreno’yu Milliyet gazetesinden Bade Gürleyen’e anlatmış. İşte o söyleşi:

Sekiz yıl Dario Moreno’nun menajerliğini yaptınız. Onun yeri sizde başka olmalı...

Evet, öyle. Yabancı şarkılara Türkçe söz yazma ekolünü Türkiye’de Dario Moreno başlatmıştır. Dario yabancı şarkıları Türkçe okurdu. Ama Türk folklorunu Fransızca söyleyip meşhur etti. “Şinanay”, “Sıra Sıra Tepsiler”, “Ali” gibi şarkıların hepsini Türk Anadolu folklorundan aldı. Dario gerçek anlamda Fransızlara bizi, bizi de onlara yakınlaştırdı. Bu nedenle müzik dünyasında bir zirvedir.

Ondan “Güney Amerikalı şarkıcı” olarak söz edenler var...

Evet. Fransa’da Dario’dan “Annesi

Meksikalı, babası Brezilyalı olan Güney Amerikalı şarkıcı” olarak söz ediliyor. Dario İzmirliydi. Türk pasaportuyla dünyaya açıldı, Türk pasaportunu hiç bırakmadı. Yurtdışında gerçekten tanınan tek Türk şarkıcımızdır. Avrupa’da gerçekten büyük bir stardı. Paris Olympia’da bugün bir şarkıcı konser verdiğinde kıyamet kopuyor. Dario Olympia’ya girdiği zaman üç hafta konser verirdi.

Ona olan borcumuzu ödemek için hayatını kitap yapmaya karar verdim. Adı “Kırk Yıl Geçti Aradan” olacak. Dario’nun bir Türk olduğuna, ailesinin yıllar önce Türkiye’ye yerleşen Musevilerden olduğuna, bilinmeyen acılarına, mutluluklarına yer vereceğim.

Bir Fransız, bir Türk sanatçıya onun adını taşıyan ödül

Sizin de desteğinizle önümüzdeki günlerde özel bir albüm çıkacak...
Evet, özel fotoğraflar istediler. Ben de arşivimi açtım ve “İstediğinizi alın” dedim. Ayrıca bir Fransız ve bir Türk sanatçıya Dario Moreno Ödülü vereceğiz. Bunun için 40 kişilik bir jüri yapıyorum. 2009’da Fransa’da 40’ıncı yıl anısına bu ödülü vereceğiz.

Yıllar önce de verilmişti bu ödül...

Evet, Dario Moreno Ödülü’nü ben hazırladım. 1969’da bu ödülü Esin Afşar ile büyük Fransız sanatçı Jacques Brel’e verdik. Hiçbir şekilde ödül kabul etmeyen Brel, hayatında ilk kez bir ödülü, yani Dario Moreno Ödülü’nü kabul etti. Bu olay bütün dünya basınında yer almıştı. Şimdi bu ödülü ikinci kez vereceğiz.

Bir keresinde “Dario sekiz yılda 40 yıllık tecrübe edinmemi sağladı” demiştiniz...
Evet. Onun menajeri olduğumu söylemek aslında ayıp. Çünkü ben menajerliği ondan öğrendim. Bu meslekte bir abi bulmuştum. Menajerliğe Avrupa’nın en ünlü sanatçısıyla başlamış oldum ve bu mesleğe birinciden değil, 100’üncü basamaktan başladım.

“Zeki Müren’le ikisi canıma okudular”

Türkiye’deki sanatçılarla arası nasıldı?


Gönül Yazar’ı, Gülsüm Kamu’yu, Tanju Okan’ı severdi. Bir tek Zeki Müren’le rekabet ederdi. Beni paylaşamazlardı. Canıma okudular. Biri “Dario’yu daha çok seviyorsun”, öteki “Zeki’yi daha çok seviyorsun” derdi.

Güzel bir anınızdan söz eder misiniz?

Dario Fransa’da bir müzik festivalinde birinci olduğunda “Ben Türküm” demişti. Bu çok hoşuma gitmişti. Dario yabancıların istediği gibi Türkiye’yi kötüleyerek ünlü olmamıştı. Laf söyletmeyerek ünlü olan nadir isimlerdendir. İzmir’i çok severdi. Ölmeden altı ay önce “Öldüğümde sakın bana ‘öldü’ demeyin. İzmir’e geri döndü, ‘uyuyor’ deyin. Sakın beni İzmir’den başka bir yere gömmeyin” demişti. Maalesef vasiyetini yerine getiremedim.

“Hâlâ bir gün kapıdan içeri girer diye bekliyorum”

Moreno’nun en sevdiğiniz yönü neydi?


Alçakgönüllülüğünü çok severdim. En tepedeki insanla sokaktaki insanı hiç ayırmadı.

Peki sevmediğiniz yönü?

Hastalık derecesinde mükemmeliyetçiydi. Ben de öyleyim maalesef. Bu, çevremizdeki insanları çok yoruyor. O öldü ama 40 yıldır ben etrafımdakilere kan kusturuyorum.

Menajerliğini yaptığınız sekiz yılı tek bir cümleyle tarif edebilir misiniz?

“En güzel çağlar”...


Bir insanı 40 yıl önce kaybetmenize rağmen hâlâ biraz sonra kapıyı çalıp içeri girmesini bekliyorsanız onu kaybetmiş değilsinizdir. Onunla beraber yaşıyorsunuzdur zaten.

Vasiyetinde mezarının İzmirde olmasını isteyen Moreno bu isteğini dizelere dökmüştü…

izmir,tatlı ve sevgili şehrim
bir gün şayet senden uzakta ölürsem
beni sana getirsinler
fakat mezarıma götürülürken
" öldü " demesinler," uyuyor " desinler
tatlı izmirim

dario moreno