Sağlık

Okul kazalarına karşı dikkatli olun

Okulların açılmasıyla birlikte çocuklar teneffüste koşarken, spor yaparken ya da şakalaşırken yaralanabilirler.

13 Şubat 2009 02:00

Okulların açılmasıyla birlikte çocuklar teneffüste, okul öncesi ya da sonrası koşarken, spor yaparken ya da şakalaşırken yaralanabilirler. Dr. Rahşan Bayar Anneyiz Biz dergisine yaptığı açıklamada, okula giden çocuklarda en sık düşme-çarpma sonrası olan yaralanmalara rastladıklarını belirtiyor.

Dr. Rahşan Bayar, okullarda meydana gelen yaralanmaları sıklık sırasına göre şu şekilde sıralıyor:

1- Travma

- Düşme ve çarpmalara bağlı.

- Eklem ve kemiklerde kırıklar-çıkıklar.

- Kafa travmaları.

- Yumuşak doku zedelenmeleri.

2- Cilt yaralanmaları – damar yaralanmaları

- Kesici, delici aletlerle-kesiler.

- Travmaya bağlı.

3- Yanıklar (Sıcak su ve ateş ile)

4- Baygınlıklar

- Psikolojik nedenlere bağlı.

- Kardiyolojik nedenlere bağlı.

- Nörolojik nedenlere bağlı.

- Metabolik nedenlere bağlı.

Her okulun revirinde mutlaka pansuman malzemeleri, yanık spreyleri, elastik bandajlar, steril gazlı bezler, boyunluk, buz torbaları, ateller (kol ve bacak için) bulundurulmalıdır.

Herhangi bir şekilde yere düşmüş olan bir kişiye yardım ederken zarar vermemek için öncelikle onu yerden karga-tulumba kaldırmamalıyız. Zira bir omurilik yaralanması olabilir veya bir yerini kötü bir şekilde kırmış olabilir. Öncelikle kişi yerdeyken onunla konuşmalıyız; neresi ağrıyor, kendisini nasıl hissediyor?

Eğer şuuru kapalıysa ve bel ağrısı varsa, hareket etmekte güçlük çekiyorsa ambulans çağırıp sedye ile hastaneye transfer etmek en doğrusudur. Kollarında, bacaklarında ağrısı, deformitesi varsa hemen tahta-mukavva vb. şeylerle o ekstremiteyi hareketsiz hale getirmeliyiz. Acil servise gelinceye kadar üzerine buz koyabiliriz (mutlaka bir beze sarılmalı, direkt hız uygulanırsa ciltte soğuk yanığı olabilir).

Soğuk uygulaması ağırıyı ve şişliği biraz azaltır. Acil serviste çekilen grafilerde kırık-çıkık saptanmazsa, yumuşak doku zedelenmeleri elastik bandaj, istirihat, buz (her 4 saatte 20 dk.) elevasyon (ekstremiteyi kalp seviyesinin üzerinde tutmak, örneğin; ayak bileğinde yaralanma varsa, ayağı sarkıtmamak, oturduğumuz yerde altına yastık koyarak yukarıda tutmak) ağrı kesiciler ile tedavi edilir.

Kafa travmalarında şuur kaybı (Baygın kaldı mı? Kaç dakika?) baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma mutlaka sorgulanmalıdır.

Bu semptomlar varsa hasta acil servise götürülmelidir. Muayene sonrası gerekiyorsa beyin tomografisi çekilebilir.

Ciddi kafa travmalarında boyunda da yaralanma olabileceği hatırlanmalıdır ve okul revirinde boyunluk varsa sağlık merkezine gidinceye kadar takılmalıdır.

Saçlı deride kesik olduysa ve kanıyorsa, kanayan yere temiz bir gazlı bez ile bastırılıp sıkı bir bandaj uygulanarak, dikiş atılmak üzere acil servise gidilir. Eğer tetanoz aşıları eksikse mutlaka rapel yapılır. Asprin vb. kan sulandırıcı ilaçlar kanamayı artırabileceği için bir süre kullanılmaz.

Kafa travmalarında ilk 24 saat takip önemlidir. Hastaneden taburcu olduktan sonra şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, fışkırır tarzda kusma, uykuya meyil, çift görme, burundan, kulaktan kanlı su gelmesi vb. semptomlar olursa tekrar acil servise gidilmelidir.

Delici-kesici aletlerle olan yaralanmalarda da mutlaka kanayan yerin üzerine temiz bir gazlı bez bastırılıp kanama kontrol altına alınmaya çalışılmalıdır. Turnike ugulamak riskli olabilir, çünkü çok fazla sıkılıp venöz dönüşüme de engel olunabilir. Derin bir kesi ise kanama kontrolü yapılarak (tercihen üzerine basılarak) hasta en yakın acil servise götürülmeli orada dikiş, tetanoz aşısı yapıldıktan sonra düzenli pansumanlar ile yara takip edilir.

Eğer yalnızca yüzeysel bir cilt erezyonu olduysa revirde yara yerini antiseptik solüsyonlar ile temizleyip, steril bir gaz ile üstü kapatılabilir. Sıcak su ve alevle olan yanıklarda hemen giysiler çıkartılmalı, küçük bir alan yandıysa, örneğin; el, hemen akan soğuk suyun altında bir süre tutulursa hastanın acısı bir derece azalabilir. Eğer 1. derece yanıksa (yalnızca ciltte kızarıklık ve küçük bir alanı tutuyorsa revirdeki yanık kremleri ile tedavi edilebilir ama 2. derece ve 3. derece yanıklarda daha (derin ve ciltte kabarmalar oluşmuş) yanık giysiler çıkarıldıktan sonra üzerine üzeri temiz bir gazlı bez ile kapatılır ve hasta en yakın acil servise götürülür.

Okul çağı çocuklarında baygınlıklara da sık rastlamaktayız (özellikle uzun süren törenlerde-ayakta durmalarda-sıcaklarda). Sınav stresi, aşırı heyecan çocuğun bayılmasına neden olabilir. Ancak psikolojik demeden önce kardiyak hastalıkların (tansiyonda düşme, aritmi, kalp krizi vb.), nörolojik hastalıkların (epilepsi, beyin kanaması vb.), metabolik hastalıkların (kan şekerinin düşmesi, elektorolit bozuklukları vb.) baygınlığa neden olabileceğini unutmamalıyız.

Bayılıp yere düşen kişi hemen yerden kaldırılmamalı, düz sırt üstü yatırılmalı, eğer kusma varasa sol yanına yatırılarak kusmuğun akciğerlerine kaçmasına engel olmalıyız. Tansiyonun düşmesine bağlı bir baygınlıksa yatar pozisyondayken ayaklarını yukarı kaldırmak ve bir süre o şekilde tutmak gerekir. Vücudunda kasılmaları oluyorsa etraftaki eşyalar uzaklaştırılır (çarpıp kendisine zarar vermesin diye) kasılmış-kitlenmiş olan ağızın içine bir şey kokulmaya çalışılmaz.

Bayılan bir kişi kendine gelse bile mutlaka en yakın acil servise götürülmelidir ve nasıl bayıldığını gören bir arkadaşının da bilgi vermesi için eşlik etmesinde fayda vardır. "Nasıl bayıldı? Ne yapıyordu? Oturuyor muydu? Ayakta mıydı? Bayılacağını hissetti mi? Kaç dakika baygın kaldı? Çarpıntı-terleme oldu mu? Kasılmalar-idrar ve dışkı kaçırma oldu mu?" vb. sorularla baygınlığın ayırıcı tanısı yapılmaya çalışılır ve ona göre tetkiklere başlanır. Kalp ve solunum durmalarında eğer ilkyardım eğitimi almadıysak, yardım çağırmalıyız ayrıca hiç müdahale etmemek ve zarar vermemek yanlış yapmaktan daha iyidir.