"Bu gelenek ve ilkeleri savunan üniversite öğrencileriyle gurur duyuyoruz. Oysa, evrensel hukuk ilkeleri gereği anayasal güvence altına alınmış olan ifade ve protesto özgürlüklerini kullanmak isteyen bu öğrenciler polis şiddetine maruz kalmaktadır. Kendilerine yönelik baskı ve şiddet son bulmalı, bu süreçte gözaltına alınan ve tutuklanan herkes derhal serbest bırakılmalıdır.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim elemanları olarak, üniversitelerin akademik, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu özerklik sonucu topluma hesap veren demokratik kurumlar olması gerektiğini düşünüyoruz. Üniversitelerin dışarıdan herhangi bir baskıya maruz bırakılmaması toplumsal refah açısından önemlidir.
Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik usullerle seçilmiş kurullarda kalması, yöneticilerin ise bunların uygulayıcısı olması özerklik için gereklidir. Tüm akademik birim yöneticilerinin seçimle belirlenmesi de bu özerkliğin ve hesap verebilirliğin diğer bir teminatıdır. Ülkemizdeki tüm üniversitelerde rektörlerin ve diğer yöneticilerin seçimle işbaşına gelmesi bu açıdan çok önemlidir.
Yaşadığımız sorun sadece Boğaziçi Üniversitesi’nin değil, tüm Türkiye üniversitelerinin ve olası olumsuz sonuçları açısından Türkiye’nin sorunudur. Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğretim elemanları olarak, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan ve özerk-demokratik üniversite ilkesine zarar veren gelişmeleri kaygıyla izlediğimizi, bu ilkenin savunulmasının toplumsal bir sorumluluk olduğunu ve bu nedenle bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz."