06 Eylül 2012 01:43
Oda TV davası için bilgisayarlara virüsle dosya gönderilip gönderilmediği konusunda rapor hazırlayan üniversite uzmanlarından bir grup, TÜBİTAK'ın mahkemeye gönderdiği raporu kendi çalışmalarıyla karşılaştırdı. TÜBİTAK raporunda, üniversite raporundaki önemli noktaların teyit edildiğini savunan uzmanlar, ''şüpheden sanığın yararlanması gerektiği'' yolundaki hukuki ilkeye işaret ettiler.
TÜBİTAK Raporu’nun ‘Zararlı Yazılım Analiz Sonucu’. VEYA ‘Müyesser Yıldız masum, diğerleri suçlu’ mu? Farklılığın Sebebi Nedir?
TÜBİTAK "Zararlı Yazılım Analiz Sonucu"nda şöyle (s. 259) deniyor:
"Bahse konu olan dosyaların, bu yazılımlar vasıtasıyla geldiği veya gelmediği konusunda yorum yapabilmek için dosya üstverilerindeki uyumsuzlukların tespit edilmesi ve dosyaların varlığından kullanıcıların haberdar olduğunu işaret eden işletim sistemi izlerinin de incelenmesi gerekmektedir. Bu konudaki ayrıntılı incelemeler Cevap-5 bölümünde her dosya için ayrı ayrı yapılmıştır."
Cevap-5, incelenmesi TÜBİTAK'tan istenen 35 dosyanın üstverilerinin incelendiği bölümdür. İşte bu çelişki veya farklılığın sırrı da burada gizli.
Müyesser Yıldız’ın bilgisayarından çıkan sözde 4 belgenin (sf. 145-163, 174-192, 197-201) üst verileri (yazan kişi, tarihler gibi bilgiler) incelenirken tarih bilgilerinde ciddi bir uyumsuzluk tespit edilmiş. Bu tarih farkının oluşması konusunda bilirkişiler bazı teknik işlemlere bağlı üç ihtimal bulunduğu kanaatine varmış.
TÜBİTAK, Müyesser Yıldız’ın bu tür işlemleri yapabilecek yetkinlikte olmadığını vurgulamış ve ‘sözkonusu bilgisayarda bu tarihleri değiştirebilecek hazır bir programa ait bir bulgunun da yer almadığını’ belirtmiş.
Ve varılan sonuç:
“Sonuç olarak, Delil-3’teki (Müyesser Yıldız’ın bilgisayarı) dosya sistemi üstveri uyumsuzlukları ve bu bilgisayar kullanıcısına başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş olduğu değerlendirilen hedefli zararlı yazılım gönderme saldırısının zamanlaması, Delil-3 bilgisayarındaki dosyaların zararlı yazılım vasıtasıyla gönderilmiş olma ihtimalini güçlendirmektedir.”
Müyesser Yıldız’ın bilgisayarına ilişkin bu kesinliğe rağmen, Barış Pehlivan ve Odatv bilgisayarları konusundaki belirsizliğin sebebine gelince;
Üç bilgisayara ilişkin tespitlerin tamamı aynı. Tek fark işte bu üstveri incelemesinden kaynaklanıyor.Peki aynı üstveri incelemesi bunlarda niye yapılmamıştır? Çünkü onlarda bulunan dosyaların çoğu silinmiş haldeydi. Bir dosya silindikten sonra bile hard diskte kalır; ama dosya sistemi üstverisi silinir. Bu nedenle silinen dosyalar bile tamamen ya da -silinen dosyanın olduğu hard disk bölgesine bilgisayar yeni bir veri yazdıysa- kısmen kurtarılabilmektedir. Can alıcı ayrıntı; raporun bu silinip, kurtarılan dosyalarla ilgili bölümünün, daha güvenilir olan dosya üstverilerine değil, çok daha kolay değiştirilebilen belge üstverilerine dikkate alınarak hazırlanmış olmasıdır.
Müyesser Yıldız’ın bilgisayarından çıkan sözde belgelerdeki tarih çelişkisinin gözler önüne serilmesi, bu iki üstveri bilgisinin de elde edilebilmiş olmasıyla sağlanmıştır.
Sonuç olarak TÜBİTAK Raporu da diyor ki “…diğer iki bilgisayardaki, yani Oda TV bilgisayarı ile Barış Pehlivan’ın bilgisayarındaki dosyalar için aynı kesinliğe varılamamasının nedeni, bu bilgisayarlarda bulunan dosyaların çoğu “silinmiş” nitelikte olduğundan, ‘bu dosyalara ait “dosya sistemi üstveri bilgilerine” dayalı bir inceleme yapılamamış olmasıdır’
Yine TÜBİTAK Raporundan bir başka tespit:
‘Dijital dokümanların üst veri bilgilerinde "normal kullanıcı davranışı ile açıklanamayacak" bir takım tutarsızlıklar bulunmaktadır. Bu durum söz konusu bilgisayarlara "normal olmayan" bir müdahalenin gerçekleştirilmiş olduğunu göstermektedir.’ (sf. 145-163, 174-192, 197-201). Bir başka ifadeyle virüs yoluyla müdahalede bulunan kişiler suçlamalara dayanak dijital dokümanların üst veri bilgilerinde oynama yaparak, virüs bulgularını yok etmeye ve söz konusu dokümanları tutuklu gazeteciler ile ilişkilendirmeye çalışmışlardır.
Son olarak,rapor medyada yer aldıktan sonra dokümanların 2010 yılına ait olduğu ancak virüsün 2011 yılında bilgisayarlara gönderildiği şeklinde teknik bilgiden yoksun değerlendirmeler yer almıştır. Herkesin anlayacağı bir dille açıklayalım. Bir dijital dokümanı virüs yoluyla gönderebilmeniz için öncelikle onu kendi bilgisayarınızda yaratmanız gerekmektedir. Sonrasında virüsü sosyal mühendislik saldırısı gerçekleştireceğiniz bilgisayara e-maille gönderirsiniz. Bu durumda zaten dokümanlar virüsten daha eski tarihli olacaktır. Tüm bunlardan ayrı olarak TÜBİTAK, dijital dokümanların üst veri bilgilerinde "normal kullanıcı davranışı olmayan müdahaleler" tespit etmiştir. Bu durum suçlamalara dayanak dijital dokümanların üstveri bilgelerinin yani oluşturma tarihi, değiştirme tarihi ve erişim tarihinin bir müdahaleye uğradığı anlamına gelmektedir.
SONUÇ: Tüm bu teknik izahları bir yana bırakalım. TÜBİTAK ‘delil’ bilgisayarlarda virüs olduğunu belirlemiştir. Bu da o sözde delilleri şüpheli hale getirmeye yetmektedir.
Bir diğer evrensel hukuk kuralları, ‘ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANIR’ilkesidir. Şayet yeni hukuk düzeninde, ‘ŞÜPHEDEN SAVCI YARARLANIR’ gibi bir kural daha icat edilmemiş ise artık bir saniye dahi beklenmeden bu tutuklulukların sona erdirilmesi gerekmez mi?
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
Oda TV Soruşturması Dijital Adli Analiz Raporu için tıklayın...
© Tüm hakları saklıdır.