Abdullah Öcalan'ın 1978 tarihli “Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosu”nu sınav sorusu olarak sorduğu için Vahdet gazetesi tarafından hedef gösterilen akademisyen Barış Ünlü’ye destek veren “Barış İçin Akademisyenler Girişimi”nin açıklamasında “Bu tür baskı, sindirme girişimlerinin özgürlük ve demokrasi için kaygıları çoğalttığını tekrar ediyor, Barış’ı savunduğumuzu, Barış’ın yanında olduğumuzu belirtiyoruz” denildi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde Abdullah Öcalan'ın 1978 tarihli “Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosu” sınav sorusu oldu.
Türkiye 'nin önemli siyasi figürlerinin yetiştiği Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF), tarihi adıyla Mülkiye'de, bir dönem bu okulda okumuş Abdullah Öcalan'ın yazdığı ve PKK 'nın kuruluş manifestosu olarak da bilinen metin, sınavda soruldu.
9 Ocak 2015 tarihinde yapılan “Türkiye’de Siyasal Hayat ve Kurumlar” isimli dersin öğretim görevlisi Barış Ünlü, final sınavında öğrencilerine şu soruyu sordu:
“Abdullah Öcalan’ın yazmış olduğu, 1978 tarihli 'Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosu' başlıklı broşür ile 2012 tarihli 'Ortadoğu’da Yerel Sistem İnşası Olarak Demokratik Modernite' başlıklı yazıyı, sömürge, ulus devlet, devrimci şiddet, demokrasi gibi kavramlara/olgulara olan yaklaşımları bağlamında kıyaslayınız. Bunu, arada geçen 34 yıl boyunca Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan değişimleri ve Kürt hareketinin Kürt toplumunun yaşadığı dönüşümleri içerecek şekilde yapınız.”
Bu olayın Vahdet gazetesinde "terör propagandası yapılıyor" şeklinde haberleştirilmesi üzerine sosyal medyada Barış Ünlü'ye yönelik tepkileri de içeren bir kampanya başlatıldı. Sosyal medyada Barış Ünlü’ye gösterilen tepkiler arasında ırkçılık ve nefret söylemi içeren mesajlar da vardı.
50’yi aşkın üniversitede görev yapan ve sayıları 150’yi aşan “Barış İçin Akademisyenler Girişimi” Barış Ünlü’ye destek açıklaması yaptı.
Barış İçin Akadamisyenler Girişimi’nden yapılan açıklama şöyle:
'Barışı ve Barış’ımızı savunuyoruz'
Türkiye’de üniversitelerin ve üniversite hocalarının ırkçı ve nefret söylemiyle dolu haberlerle hedef gösterildiği olaylara her geçen gün yenileri ekleniyor.
Gün geçmiyor ki, herhangi bir üniversitedeki bir akademisyen, düşünceleri, akademik çalışmaları, yorumları veya yazıları sebebiyle soruşturma konusu olmasın, hedef gösterilmesin.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Barış Ünlü’nün final sınavlarında sorduğu bir soru bahane edilerek muhafazakâr-milliyetçi çizgideki kimi yayın organlarınca hedef gösterilmesi, yaşanan son örneklerden biridir.
Her tür ayrımcı, ırkçı, milliyetçi hedef gösterme ve üniversiteleri baskı altına alarak sindirme, susturma çabalarına rağmen, üniversitelerin eleştirel ve özgür düşüncenin hakim olduğu, evrensel standartlarda demokratik, bilimsel çalışmaların yapıldığı kurumlar olduğunu savunmaya devam ediyoruz. Sosyal bilimlerin en temel amacı, her türlü -ister silahlı ister silahsız- toplumsal, topluluk temelli veya örgütsel dinamiği incelemek ve anlamaktır.
Dolayısıyla Barış Ünlü’nün hedef gösterilmesi doğrudan bilime saldırıdır ve Barış Ünlü üzerinden yürütülen ırkçı milliyetçi linç kampanyasını, öz olarak bu niteliklere bir saldırı olarak görüyoruz. Bu saldırı, hocaların ders içeriğini belirleme, istediği sınav sorusunu sorma, ders materyallerini seçme özgürlüğüne ve özerkliğine yöneliktir. Bir sınavda hangi sorunun sorulacağını, dersin içeriğini, ders materyallerini, dersi veren hocanın kendisi belirleme özgürlüğüne ve özerkliğine sahiptir. Buna hocanın kendisi karar veremeyecekse, kimse özgürlüklerden ve demokrasiden artık söz etmemeli. Türkiye’nin demokrasi standardı maalesef, bu alana dahi müdahale edilebilme sınırına gelmiştir.
Kürt Sorununun demokratik ve barışçıl yollardan çözümü için PKK lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen diyalog, daha fazla demokrasi ve özgürlük umudunu beslerken akademilerin ve akademisyenlerin bu şekilde, hem de Öcalan’ın söz konusu olduğu bir durum üzerinden hedef gösterilmesi, apaçık bir tuhaflıktır ve kabul edilmez. Yine vurgulamak isteriz ki eğer bir çözüm süreci yürümeseydi de Türkiye’de ve dünyanın her yerinde sosyal bilimcilerin PKK lideri Abdullah Öcalan ve yazdıkları üzerine bilimsel araştırma yapma hakkına sahiptir. Benzeri örneğin İspanya ve İngiltere üniversitelerinde ETA ve İRA bağlamında yapılmaktadır, normali de budur.
‘Barış İçin Akademisyenler’ olarak bu tür baskı, sindirme girişimlerinin özgürlük ve demokrasi için kaygıları çoğalttığını tekrar ediyor, Barış’ı savunduğumuzu, Barış’ın yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
Barış İçin Akademisyenler
(Barış İçin Akademisyenler girişimi, 50’yi aşkın üniversitede görev yapan ve sayıları 150’yi aşan, Türkiye’nin meselesi olarak gördükleri Kürt meselesini ve halkların barışını odağına alan bir girişimdir, www.bak.web.tr)