Öcalan'ın çağrısı Diyarbakır'da nasıl yankı buldu?

İmralı Cezaevi'nde 1999 yılından bu yana tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'dan günlerdir beklenen silah bırakma çağrısı geldi.

Çağrı aralarında Mardin'in yerine kayyum atanan Belediye Başkanı Ahmet Türk ve İstanbul Miletvekili Sırrı Süreyya Önder'in de bulunduğu İmralı heyetinin İstanbul Taksim'deki bir otelde düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. Öcalan'ın yazılı silah bırakma ve PKK'nın feshedilmesi çağrısı Kürtçe olarak Ahmet Türk, Türkçe olarak da Van Milletvekili Pervin Buldan tarafından okundu.

İmralı ziyareti öncesi Öcalan'ın tarihi bir çağrı yapacağı duyurulurken Diyarbakır ve Van'da vatandaşlar da kent meydanlarına davet edildi.

Diyarbakır'ın Dağkapı Meydanı'nda sabah saatlerinde belediye tarafından dev ekranlar ve ses sistemleri kuruldu. Ancak açıklama sadece sesli olarak verildi. DEM Parti'nin dünden bu yana vatandaşları davet etmesi nedeniyle polis de geniş güvenlik önlemleri aldı. Bomba araması yapılan meydanın etrafı bariyerlerle kapatıldı, gelenler de üst aramasından geçirilerek alana alındı. 

Diyarbakır'da Öcalan'ın çağrısını dinlemek için toplanan kalabalık

Dağkapı Meydanı'nda toplanan vatandaşlar Abdullah Öcalan'ın çağrısını halaylar çekerek ve sloganlar atarak bekledi. İmralı heyetinin açıklaması başladığında ise coşku yerini sessizliğe bıraktı, vatandaşlar açıklamayı dikkatle dinlendi. Açıklama sırasında ağlayanlar ve birbirlerine sarılanlar oldu. Açıklamanın başında Öcalan'ın fotoğrafının yayımlanması ise meydanda coşkuyla karşılandı.

PKK'ya silah bırakma çağrısından sonra da toplanan kalabalık Öcalan lehine sloganlar attı.

Öcalan'ın mesajı nasıl karşılandı?

Öcalan'ın 27 Kasım 1978'de kurduğu PKK'ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısı yapması Kürt siyasetinin merkezi olarak bilinen Diyarbakır'da memnuniyetle karşılandı. Diyarbakırlıların çoğunun Öcalan'ın çağrısına destek verdiği gözlendi.

Bedensel engelli olduğu için tekerlekli sandalye üzerinde Öcalan'ın mesajını dinlemeye gelen Kemal Bakan onlardan biri. Öcalan'ın çağrısını olumlu bulduğunu söyleyen Bakan'a göre bundan sonrası için yeni bir süreç yürütülmesi gerekiyor.

Kent sokaklarında neredeyse herkesin talebinin aynı olduğunu söyleyen Bakan, barış ve huzurun sağlanmasını istediklerini belirtiyor. Süreçten ve devletten beklentisinin neler olduğunu sorduğumuz Bakan'a göre Kürtlerin kültürel, dil ve kimlik gibi doğal haklarının verilmesi sorunun otomatik olarak çözülmesi anlamına geliyor:

"Bu haklarımın iade edilmesini istiyorum ve coğrafyamda savaş istemiyorum. Kimliğim, kültürüm ve dilimle onurlu bir şekilde yaşamak istiyorum."

Fatmagül Bakan da babasıyla birlikte Öcalan'ın mesajını dinlemeye gelenlerden. Diyarbakır'da bir eğitim kurumunda öğrenci olduğunu aktaran Bakan, sokaktaki neredeyse herkes gibi barış istediğini söylüyor. Tüm Kürt gençleri gibi savaş istemediğini söyleyen Bakan, "Kendi topraklarımızda kendi dilimizi kültürümüzü rahatça yaşayabileceğimiz bir ülke istiyoruz" diyor.

Esnaf emeklisi olan Adil Türkoğlu da Dağkapı Meydanı'na gelen Diyarbakırlılardan biri. Mesajı dikkatle dinledikten sonra duygulandığını söyleyen Türkoğlu, çözümsüzlüğün bu şekilde devam etmeyeceğini belirtiyor:

"Biz halk olarak Öcalan ne derse arkasındayız. Muhakkak bir çare bulunması lazım. Çare de halkların birleşmesidir. Biz de herkes gibi eşit haklara sahip olmak istiyoruz."

Kandil Öcalan'ın çağrısına uyacak mı?

Öcalan'ın silah bırakma çağrısı ile ilgili olarak günlerdir tartışılan konulardan biri ise Kandil'in tavrı. PKK yöneticilerinin Öcalan'ın çağrısına uyup uymayacakları halen merak konusu. Ancak PKK ve önceki dönem çözüm süreçlerini yakından takip eden uzmanlar herhangi bir direnç gösterilmeyeceğini düşünüyor.

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Vahap Coşkun da böyle düşünüyor. Öcalan'ın tarihi ve çok net bir açıklama yaptığını belirten Coşkun, "Öcalan, PKK'nin silah bırakması konusunda herhangi bir yoruma açık bırakmayacak derecede net bir şekilde tavır ortaya koydu" diyor. 

Diyarbakır'da Öcalan'ın çağrısını dinlemek için toplanan kalabalık

Öcalan'ın bu kadar kesin bir dille konuşmasının diğer aktörlerin de ona uyacağının bir işareti olduğunu savunan Coşkun, "Öcalan eğer bu aktörlerin kendi sözünü yerde bırakacağına dair bir kuşku taşısaydı böyle bir açıklama yapmazdı. Bu süreçten sonra SDG' nin, Avrupa'nın ve Kandil'in Öcalan'ın bu tavrına uygun hareket edeceği ve onun perspektifine uygun bir karar alacağını düşünüyorum. Zaten herhangi bir direnç ihtimali olsaydı Öcalan bu denli kesin, kati bir cümle kurmazdı" diyor.