Gündem

O saatin vergisi 126 bin TL

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın tartışma konusu olan 700 bin TL'lik saatinin yasal sınırı aştığı için vergisinin ticari eşya sınıfına girdiği öğrenildi

08 Mayıs 2014 13:59

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın saati 1500 euroluk yasal sınırı aştığı için ticari eşya sınıfına giriyor. Saatin İsviçre’deki KDV iadesi (tax free) 56 bin lira. Türkiye gümrüğünde ödenmesi gereken vergisi ise 126 bin TL.

Radikal'den Neşe Karanfil'in haberine göre, 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab’ın eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a hediye ettiği iddia edilen 700 bin liralık saat için ödenmesi gereken gümrük vergisinin 126 bin lira olduğu belirtildi. Çağlayan’ın saati belirlenen sınırı aştığı için ‘ticari eşya’ sınıfına giriyor. İsviçre’den alınan saat için KDV iadesi (tax free) alınabiliyor. 56 bin liralık bu iadenin bir Türk’e ödenebileceği için Zarrab’ın Türkiye’den bir adamını gönderdiği de iddialar arasında.

 

Beyan edildi mi?

 

Meclis’te 4 bakanla ilgili görüşmeler sırasında Çağlayan’ın hediye saatiyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Çağlayan’ın “Reza Zarrab, ‘bizim orada ofisimiz var, alır size gönderirler’ dedi. Sonra bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor” açıklamasına firmadan karşı açıklama gelirken, gümrük uzmanları konuya açıklık getirdi. Yetkililer, saatin gümrükte beyan edilip edilmediğiyle ilgili bilgi vermezken, Bakanlar Kurulu kararına göre söz konusu saatin yüksek değeri nedeniyle “ticari eşya” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirttiler. Gümrük uzmanları konuyla ilgili “Bakanlar Kurulu kararının 62. maddesine göre önemli değeri olmayan eşya ve yolcu beraberinde getirilen hediyelik eşya muafiyeti hükümleri saklı kalmak üzere, her bir yolcu için kıymeti 1500 Euro’yu geçmesi halinde söz konusu eşyaya yürürlükte olan ithalat vergilerine ilişkin oranlar uygulanıyor. Eşyanın kıymeti, ibraz edilen faturaya göre belirleniyor. Belge ibraz edilmezse eşyanın kıymeti gümrük idaresince belirlenebiliyor” açıklamasını yaptı.

Bir eşya Avrupa Birliği ülkelerinden geliyorsa yüzde 18, diğer ülkelerden geliyorsa yüzde 20 vergisi var. Saat İsviçre’den geldiği için yüzde 18 vergi ödenmesi gerekiyordu. İsviçre’de saat alındığında ayrıca yüzde 8 KDV uygulanıyor. 700 bin liranın içinde olan bu KDV, gümrüğe gelindiğinde iade olarak alınabiliyor. Bu KDV iadesi de yaklaşık 56 bin lira. Gümrüğe beyan edildiğinde de saat İsviçre’den geldiği için yüzde 18’lik verginin yani 126 bin liranın ödenmesi gerekiyordu. Diyelim ki gümrüğe beyan edilmeden geçildi. Eğer gümrükte kontrol sırasında tespit edilseydi gümrük vergisinin bir katı ceza ile karşı karşıya kalacaktı. Halen beyan edilmesiyse ceza faizle birlikte artar.

 

'Sübuta ermeden işlem olmaz'

 

GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da 700 bin liralık saate ilişkin soru önergesine verdiği yanıtta, şunları kaydetmişti:

“Yolcunun giyinip kuşanmasına mahsus eşyalarla seyahat eşyası bu kapsamda değerlendiriliyor. Bu kapsamda giriş çıkış yapan yolcuların ihbar, şüphe olmaması durumunda giysi, saat, gözlük, kolye ve telefon gibi şahsi kullanıma mahsus eşyalarının kontrolü yapılmıyor. Yurtdışına giren çıkan biri kişi olarak sizin saatinize, gözlüğünüze üzerinizde bulunan şahsi eşyanıza bakılıp kontrol edilmediği gibi aynı uygulama bütün vatandaşlarımıza uygulanmaktadır. Söz konusu edilen saatin modeli, değeri ve menşei iddia mahiyetindedir. Eşyanın ticari nitelikte olduğu sübuta ermedikçe gümrük mevzuatı açısından işlem yapılması mümkün değildir.”

 

2011’de fabrikasını ziyaret etmişti

 

Zafer Çağlayan, Aralık 2011’de Cenevre’ye yapılan bir basın gezisinde İsviçreli lüks saat markası Patek Philippe’in fabrikasını ziyaret etmişti. Gezinin ardından basına yansıyan haberlerde Çağlayan, “Türkiye’nin saat markası olmasını kafaya takmış durumdayım” demişti. Çağlayan sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Burada saat üretimi artık beşinci, altıncı nesillere gelmiş. Her modelin ustası ayrıymış. O usta ayrıldığı zaman o modelin de üretiminin durduğu markalar var. Türkiye’de de bunların çok rahat yapılabileceğini düşünüyorum. Türkiye’de çok iyi saat ustaları var. Çocukken Ankara Bahçelievler’de Yugoslav göçmeni bir saat ustam vardı. İlk defa ilkokul beşte saat sahibi oldum. Hatta üzerine gazlı kalemle figürler çizerdim. Saat, giyim, kol düğmesi merakım var.”