Kandilli’deki Cemile Sultan Korusu’nda önceki gün gerçekleştirilen Tarz-ı Bahar defilesinin organizasyonunu düzenleyen stil editörü Esra Seziş Kiğılı, muhafazakâr cenahtan gelen eleştirilere "Ben hakkıyla tesettürü yaşayamıyorum, çünkü gencim ve nefsim ancak bu kadarına izin veriyor" diye yanıt verdi.
"İlerleyen yaşlarında dikkat çekmeyen kıyafetler giyeceği günleri beklediğini söyleyerek tesettürün asıl amacının dikkat çekmemek olduğunu" dile getiren Kiğılı, farklı bir değerlendirme de yaparak, “Müslüman özendirici olmalı, temiz, şık, bakımlı, duru olmalı” dedi.
Defilede koleksiyon sergileyen muhafazakâr modacılardan Safiye Ekiz de "Süslüman" kelimesini hakaret olarak kabul ettiklerini ve kendilerini "modern çağın gereklerinden yararlanan Müslüman kadınlar" olarak tanımladıklarını ifade ettti. "Müslümanlığımı eleştiremezler. Kıyafetimi uygun bulmayabilirler ancak emeğime dil uzatamazlar" diyen Ekiz sözlerine “Onlar da pantolon giyiyor, sıkma baş takıyor. Ben de öyle yapıyorum. Tesettürün Tesettürün kurallarını bana göstersinler. Böyle bir kural Kuran’da yok" diye konuştu.
Tarz-ı Bahar defilesine katılan gazeteciler arasında bulunan Ayşe Ferhangil'in izlenimlerini aktardığı Cumhuriyet'te "Bize süslüman demeyin lütfen" başlığıyla yayımlanan (4 Mayıs 2015) yazısı şöyle:
Kandilli’deki Cemile Sultan Korusu’nda önceki gün gerçekleştirilen Tarz-ı Bahar defilesinde podyuma çıkan 90’ı aşkın abiye kıyafet muhafazakar kesimin ihtiyaçlarını karşılayamadı. Çünkü ‘İslami Kadın Hareketi’nin öncülerinden gazeteci Şule Yüksel Şenler’in Audrey Hepburn’ün ‘Roman Holiday’ filminden esinle, 1980’lerde yarattığı ‘Şule Baş’ yani Türkiye tesettürü ve bunun uzantısı olan giyim tarzı, aradan geçen 35 yılda podyumda zamanın gerisinde kalmıştı.
'İddiada sınır yok'
Tafta ağırlıklı volanlı ‘abiye’ elbiselerde pul, tüy ve el işlemeleri vardı. Halbuki İstanbul Ticaret Odası sponsorluğunda yapılan defileye katılan ‘potansiyel’ müşterilerin kıyafetleri iddianın sınırlarında geziyordu. Kendi cemaatleri tarafından ‘süslüman’ olarak adlandırılan moda bağımlısı mühafazakar kadınlar defile alanına püsküllü etekler, toz pembe sigaret pantolonlar, geometrik desenli feraceler, tesettürün üzerine iliştirilen smokin papyonları ile gelmişti. Alanda en iddiasız giyinen davetli bile platform topuklu ayakkabılar ve dolgun makyaj kuralına uymuştu. Organizasyonu düzenleyen muhafazakâr stil editörü Esra Seziş Kiğılı,
(27), düğünler, nişanlar ve sünnet düğünleri sezonu öncesi camiasının ihtiyacını karşıladığını söylediği organizasyona katılan iddialı davetliler için “Ben platform topuk kullanmıyorum, çok da az makyaj yapıyorum. Daha elegan, zarif modellerden hoşlanıyorum. Ama Allah ‘Benim karşıma kul hakkıyla gelme’ diyor. Bu yüzden bunları kullananları eleştirmek kimin haddine” dedi. Fakat eleştirenler vardı.
Tesettür modasının Müslüman kadının kimliğine vurulmaya çalışılan bir darbe olduğunu savunan ve defileyi gayri İslami olarak tanımlayan daha muhafazakar eylemciler ile Yeni Şafak’taki köşesinden organizasyonu ‘Yiyin için, eğlenin. Hayat size güzel. Cenneti kazanan sizsiniz. Mutluluk en çok sizin hakkınız, diğerleri yani ölenler, yani savaştan kaçanlar sizin sorumluluğunuzda değil. Zaten sizi mutsuz edecek hiçbir haberi okumuyor, dünyada olan bitenler ile ilgilenmiyorsunuz.’ sözleriyle eleştiren Fatma Barbarosoğlu. Defilenin sahibi Kiğılı, protestocuları kınarken, ‘Saygı duyduğum bir yazar’ dediği Barbarosoğlu’nun yazısına cevap olarak “Namaz kıldığımı, Umreye gittiğimi, Suriyeli çocuklar için neler yaptığımı biliyorlar mı? Ben hakkıyla tesettürü yaşayamıyorum, çünkü gencim ve nefsim ancak bu kadarına izin veriyor” dedi. İlerleyen yaşlarında dikkat çekmeyen kıyafetler giyeceği günleri beklediğini söyleyerek tesettürün asıl amacının dikkat çekmemek olduğunu kabul etti. Kiğılı, olaya bir başka açıdan da yaklaştı ve “Müslüman özendirici olmalı, temiz, şık, bakımlı, duru olmalı” açıklamasını yaptı.
‘Camiamız bize sırtını dönüyor’
‘Süslüman’ kelimesini hakaret kabul eden ve kendilerini ‘modern çağın gereklerinden yararlanan Müslüman kadınlar’ olarak tanımlayan moda sever muhafazakarlardan biri de defilede koleksiyon sergileyen modacı Safiye Ekiz’di. ‘Müslümanlığımı eleştiremezler. Kıyafetimi uygun bulmayabilirler ancak emeğime dil uzatamazlar’ diyen Ekiz sözlerine “Onlar da pantolon giyiyor, sıkma baş takıyor. Ben de öyle yapıyorum. Tesettürün kurallarını bana göstersinler. Böyle bir kural Kuran’da yok. Gerçek din bizi soyutlamak mıdır? Tektipleştirilmeye çalışılıyoruz. Biz bu toplumun neresinde olacağız? Kendi camiamız bile bizi yargılarsa nasıl ayaklarımızın üzerinde duracağız. Böyle konuştuğum zaman camiam bana sırtını dönecek, maddi destek sağlamayacaksa olsun. Ben yanlış bir şey yapmıyor, işimi yapıyorum” dedi.